Ana Sayfa Kritik SANAT, EMEKÇİLERİNİ DE İYİLEŞTİRİR Mİ?

SANAT, EMEKÇİLERİNİ DE İYİLEŞTİRİR Mİ?

SANAT, EMEKÇİLERİNİ DE İYİLEŞTİRİR Mİ?

Bir yandan tüm Dünya’yı ve ülkemizi hızla saran ve sarsan Covid 19 salgını nedeniyle sağlığımız için endişelenirken bir yandan ekonomik açıdan birçok insanın çıkmaza girdiği günlerden geçiyoruz. Türkiye’de 11 Mart 2020’de ilk vakanın görülmesinden bu yana insanlar kademeli olarak kendisini karantinaya almaya başladı. Zizek’in de dediği gibi bu salgın sırasında öncelikli olarak gönüllü karantinaya girebilenler azınlıklardı yani toplumların refahen iyi durumda olan üst sınıflarıydı. Salgının hızla yayılmaya devam etmesi ile birçok sektör ( benim de içinde bulunduğum turizm ve kültür sanat sektörü başta olmak üzere ) dibi gördü. Birçok işyeri ne zaman açılacağı belli olmamak üzere kapandı. Buna sanat galerileri ve müzelerimiz de dahil. Ekonomik olarak dibe çöküş alt sınıfların da mecburi karantinaya girmesine neden oldu.

Hükümetin açıkladığı ekonomik paketler göz önüne alındığında birincil olarak işverenin kendini korumaya almasının önünün açıldığını gördük. Çalışanlara ise bu pakette kısmen yer verilmiş bu sebeple de işten çıkarılmaların ve zorunlu ücretsiz izne çıkarılmaların önüne uzun süre geçilememiştir. Bu ekonomik pakette hiç yer almayan ise sanat kurumlarının ve sanatçıların ne olacağı, nasıl ayakta kalacağı sorunsalı oldu. Ayrılan bütçede sanata ve sanatçıya hiç yer verilmediğini gördük. Bu ortamda sanat kurumları çalışanları ve sanatçılar ne olacaktı, geçimini nasıl sürdürecekti sanırım pek düşünülmedi.

Bir çözüm yolu olarak ; hükümetin açıkladığı ekonomik paket doğrultusunda kurumlar tarafından kısmi çalışma ödeneğine başvurularak, kurum çalışanlarının işsizlik parası ödeneğinden yararlanabilmesi mümkün olabilir. Yine kurumun büyüklüğüne ve işverenin insafına kalmış olarak maaş almaya devam eden çalışanlar da elbette vardır. Ancak sanat galerileri ile ilgili olan kötü geçmişimden olsa gerek işveren baskısı ile ücretsiz izne çıkarılan çalışanların ve bu süreçte satış olmadığı için kaderine terkedilmiş sanatçıların varlığını tahmin etmekte zorlanmıyorum. 8 Nisan 2020’de gündeme gelen güzel bir haber ise yakın zamanda meclise sunulması beklenen bir yasa ile ilgili. Beklenen yasa ile işverenlerin 3 ay süre ile işçi çıkarmasının yasaklanması, gerektiğinde bu 3 aylık sürenin uzatılması ve en önemlisi bu sürede işveren tarafından ücretsiz izne çıkarılan çalışanın günlük 39TL ödeme alması planlanıyor. Elbette günlük 39TL yaşadığımız düzende yeterli değil ancak ücretsiz izne çıkarılmaya zorlanan çalışan için minik bir umut, hiç yoktan iyidir denecek bir haber olabilir. Sanatçılar için ise ufukta bir ekonomik paket görünmüyor.

Durum pek iç açıcı tablolar sunmasa da ben sanat üzerine düşünmek, okurlar için keyifli yazılar üretebilmek için çok kafa patlattım. Ancak başarılı olamadım. Aklım hep ücretsiz izinlerde, işsiz kalanlarda ve geleceğimizin nasıl geleceğindeydi. Evlerimizden istediğimiz kadar “bu kişisel gelişim için bir fırsat, sanat iyileştirir, evde hayat var” romantizmi yapsak da şu an ülkenin çeşitli sektör çalışanlarından oluşan büyük bir işsizler güruhu var. Açıklanan kurtarıcı paketler çoğunlukla işverenin yanında olurken, sanatçılar için bir kurtarma yolunun sunulmaması gibi bir gerçek var.

Peki bu süreçte özellikle galeri sahipleri yanlarında çalışanların ve temsil ettikleri sanatçıların ne kadar yanında? Çalışanlarına maaş vermeye, eser satışı olmasa da sanatçılarının faturalarını ve kiralarını ödemelerine destek olan var mı? Tüm bu “sanat iyileştirir” mottosu galericilerin ve koleksiyonerlerin tatmin olma aracı mı yoksa? Lüks evlerinde karantinadayken evinin duvarına resmini astığı, bahçesine heykelini koyduğu sanatçının bu şartlar altında nasıl hayatta kalabildiğini ve üretmeye nasıl devam edeceğini düşünen koleksiyonerler var mıdır sizce? Galerisini temsil eden ve belki de tüm ayak işlerini yaptırdığı galeri asistanının faturasını nasıl ödeyeceğini dert edinip bu süreçte çalışanının maaşını vermeye devam eden galeriler var mı peki?

Tartışma programlarında her gün, sunulan ekonomik paketlerin yetersizliğinden bahsedilirken esnafın, taksicinin, emekçinin evine nasıl ekmek götüreceği tartışılırken sanatçıların nasıl hayatta kalacağını dile getiren tek bir ses bile duymamak da oldukça üzüntü verici. Toplum olarak hepimiz sanatçıların, sanatını icra ederken kullandığı malzemeleri yediğini düşünüyor olmalıyız. Bu konunun hiç dile gelmemesi için başka akıl dışı bir neden gelmiyor aklıma.

Merak ediyorum; UPSD ya da bilinen bir diğer dernek olan İyilik İçin Sanat Derneği gerekli izinleri alarak en azından sanatçılar için bir bağış kampanyası yapamaz mı? Bence şu an sanat emekçilerinin galericisinin ya da koleksiyonerinin sosyal medyadan yaptığı sanat paylaşımlarından fazlasına ihtiyacı var. Hepimizin ekonomik olarak zor koşullarda var olmaya çalıştığı şu dönemde sanatçılar için ne yapılabilir? Sanatı ve sanatçıyı desteklemek adına var olduğunu iddia eden dernek ve kurumların, sanat galerilerinin ve koleksiyonerlerin sanat emekçisini desteklemesinin tam zamanı şimdi değil de ne zaman? Peki bunu başarabiliyor muyuz gerçekten? Yoksa sanatçıları kaderine terk edip kurumlarımız açıldığında hiçbir şey olmamış gibi onlardan iş beklemeye, sergi açılışlarında etrafa sahte gülücükler saçmaya devam mı edeceğiz?

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl