Ana Sayfa Litera SARMA KOTON 13-30’UN MATEMATİĞİ

SARMA KOTON 13-30’UN MATEMATİĞİ

SARMA KOTON 13-30’UN MATEMATİĞİ

Turgut Uyar’ın “turna”lı şiirlerini fonetik-semantik ilişki bakımından inceledikten sonra (Turgut Uyar’ın “Türkiyem”inde “Turna”lı Dizelerin Fonetik-Semantik İlişkisi Üzerinden İncelenmesi, Koza Düşünce, 25) almış olduğum olumlu denebilecek dönüşlerden hareketle bu tür çalışmalarıma devam etmeye niyetlendim. Ettim de. Önce, Hilmi Yavuz’un “Hurufî Sonnet” adlı şiirini aynı açıdan inceledim. Ardından, bilinen ilk Türk şair Aprın Çor Tigin’in günümüze ulaşabilmiş yazıtlardaki belirgin iki şiiri üzerinde kafa yordum. Aprın Çor Tigin’e yönelmemin nedeniyse ilkten günümüze kadar (İslamiyet Öncesi, İslamiyet Sonrası, Halk, Divan, Tanzimat, Cumhuriyet ve Kuşaklar başlıklarında kalıplaşacak şekilde) kendinden sonrakileri etkilemiş ya da benim okur gözümle özgünleşmeyi bilmiş şairler üzerinden giderken başlangıç noktamı belirlemekti. Önceki yazılarımdan hatırlayanlar olacaktır; Hilmi Yavuz şiirini (özellikle son dönem kitaplarını) beğeni değerlendirmem bakımından kendime çok yakın bulmadığımı belirtmiştim. Ancak yine o yazılarda da değindiğim üzere Yavuz’un, hele ki bir kırılma döneminde, kendinden sonra gelen bazı şairleri güçlü bir şekilde etkilediği, şiir ağacı benzetmemizde döneminde etkili bir dal olduğu açıktır. (Birkaç yıl sonra ayrı bir koldan küçük İskender dalı büyüyecek ve diğer dallardan dahaca gevreyecektir. Bu konuda tartışmaya her zaman hazırım.) İşte, Yavuz üzerinde çalışmamın asıl nedeni de etkidir. Olabildiğimce tarafsızlığa yakın kalmak adına bu tarz isimler üzerinden çalışmalarımı sürdüreceğim. Özgünlük anlayışımda ise belirlediğim baş isimlerden birisi M. Mümtaz Tuzcu’dur. Birinci teklik kişi eliyle belirttiğim üzere kendisi hakkında yapmış olduğum bu çalışma ağırlıkla öznellik içermektedir.

  1. Mümtaz Tuzcu’nun özyaşam öyküsünü çeşitli kaynaklardan almam mümkündü ama ben, Ahmet Yesevî Üniversitesi bünyesinde oluşturulan ve de proje olarak çok başarılı bulduğum “Türk Edebiyatı isimler Sözlüğü”nden aldım. Öykü, Meryem Ecem Sayılı’nın 11 Kasım 2018 tarihinde şairle telefon görüşmesi üzerinden yaptığı mülakatla kaynakçalandırılmış.

“Mehmet Mümtaz Tuzcu

(d. 05 Ocak 1950 / ö. ?)

Şair, eğitimci

(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)

İzmir Karşıyaka’da doğdu. Eğitim-öğretim hayatına Karşıyaka Cumhuriyet İlkokulu’nda başladı ve daha sonrasında sırasıyla St. Joseph Koleji ve İzmir Lisesi’nde eğitimini sürdürdü. Lisans eğitimini 1970-1975 arasında Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde tamamlamasının ardından aynı bölümde yüksek lisans yaptı. 1976’da Ege Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesinde Fransızca okutmanlık yaptı ve buradaki görevine 2002’ye kadar devam ettikten sonra Ege Üniversitesinden emekli oldu.

1970 yılında karikatürleri ile başlayan yayın hayatı 1971’de ”Duman Kokusu” adli şiirinin Demokrat İzmir gazetesinde Attilâ İlhan tarafından yayımlanmasıyla devam etti. Aynı yıl içerisinde Demokrat İzmir gazetesinde ”Kış Odası” adlı hikâyesi yayımlandı. 1985’te ilk kitabı olan ”Yalan Yazın Yelleri” Gündem Yayınları tarafından basıldı. Küçük yaştan beri resim ve karikatür çizdiğini söyleyen Tuzcu, onu edebiyata iten sebebi ise çizmek dışında kelimelerle uğraşmanın daha çekici olmasına bağlamaktadır.

Eserleri okuyucudan çaba isteyen, okuyucunun titiz olmasını isteyen yayınlardır. İlk eserlerinde karamsarlık etrafında dönen kalemi daha sonrasında sosyal ve bireysel eleştiriyi alayla harmanlayan bir kaleme dönmüştür. Heterotopya Yayınları’ndan çıkardığı Keşifbaz adlı eserinde bir tür anlatı şiiri tarzı vardır, şair önceki şiirlerinden farklı bir biçime yönelmiştir. Kitap, dil bakımından Tuzcu okurunun alışık olduğu dilin ötesine geçmiştir. Dönüşsüzün Selinde adlı kitabı Heterotopya Yayınları tarafından yayımlanan şair, bu eserinde karşımıza seslerin uyum şekli ve ironinin inceliğini imgelerle birleştirmiştir ve bilinmezin, yaşamın sırrını sökmeye çalışmıştır. Tuzcu, 2006’da yazdığı Yaşamsanat adlı anlatı türündeki eseri ile karşımıza çıkmış ve bu eserinde kaçmanın yollarını aramıştır.”

Şairin eserlerinden çoğunun biyografide eksik yazıldığını fark ettim. Tamamını ben yazayım: Yalan Yazın Yelleri (1985), Bulvar Resimleri (1986), Gece Raporu (1994), Sevda Adıyla (1996), Yürekle Bakmak (Victor Hugo’dan çeviri-1998), Ufkun Bittiği Yerde (1999), Yazöte (Toplu Şiirler-2001), Yaşamsanat (2006), Kan Katlıyor Kendini (2013), Dönüşsüzün Selinde (2017), Keşifbaz (2018), Tam Karşımda, Tam Ortada (2020). Yaşamsanat adlı eser düzyazılardan meydana gelirken Hugo çevirisi haricindeki diğer eseri Tam Karşımda, Tam Ortada da türü şiir olmayan (öykü) bir kitap. Tabii bir bu külliyat kadar da (şairle yaptığım telefon görüşmelerinden yol çıkarak) dergilerde saklanan eseri var Tuzcu’nun. Toplanabilirse (uzun bir süreç ama keyifle yapılabilir) ne âlâ.

Şimdiye kadar çalışma yaptığım şiirleri hep kitaplardan (Tabii ki Aprın Çor Tigin hariçtir. Çalışmalarından yararlandığım Mehmet Tâlat Tekin’i saygıyla anıyor ve bu yararlanıma izin veren kendisinin ses sanatçısı kızı Özlem Tekin’e teşekkürlerimi iletiyorum.) alırken M. Mümtaz Tuzcu’nun şimdilik dergide kalan bir şiiri üzerinden gitmek istedim. Aslında şairin yayımlanmış son şiirini almak daha doğru olurdu belki ama Lahitteki Baykuş dergisinin altıncı sayısında (Petek Sinem Dulun bu sayıyı hazırladı) yer alan “Sevilmem Zor” adlı muhteşem eser, hem eseri okuduğum sırada bu çalışmanın yarısını tamamlamış olmam hem de şiirin çok uzun olması ve bazı noktalarda dizeleri tanımlayamamam sebebiyle matematik dışı kaldı. Bu yüzden ben de şairin tarzını net bir şekilde yansıttığını düşündüğüm “Sarma Koton 13-30” adlı apartman hayatını anlatan şiiri üzerinden gideceğim. Şiirin tamamını sunuyorum:

 

SARMA KOTON 13-30

 

Tevellüdü Göç evveli pofyoz binada

Sıçan kaçan kim varsa hâlâ üstümüzde

Hâlâ biz ıslatıyoruz tozunu harabenin

 

Aşiremento’nun un, şeker batağından

Birerle kol çıkıyor namağlup kanatlılar

Katlara dağılıyor mesaiden az önce

Yorulmamak için ağıncağa biniyor

Atlet kulesi kurup düğmeye basıyorlar

 

Kan sayacımı gittim kamarlara okuttum

113’teki zöfür üttük diyor hocayı

Otomatik ödeme! Bırak ödesin bunak

 

41 karafatmayı dümdüz eden kiracı

Kıymete bindiriyor yaptığı katliamı

Tapu ehli Tahire’den kahır mektubu gelmiş

Bastırsın üç 15’i, başlatayım selamı

 

Akatalpa, 238

 

Görüldüğü üzere Tuzcu bizi yine şaşırtmamış ve sözcük kullanımında şahlanmış. Zaten yanınızda yörenizde kapsamlı bir Türkçe sözlük bulundurmadan Tuzcu’nun şiirlerini anlamlandırmanız güçleşiyor. Şiirdeki anlamını bilmediğim sözcükler: pofyoz, ağıncak, kamar ve zöfür. “Aşiremento” olarak geçen sözcükse “aşıramento” olmalı. Şair, bilerek de kullanmış olabilir, bir dizgi hatası da olabilir; bilemem. Bu sözcüklerin güncel anlamlarına bakalım:

pofyoz: 1. argo sıfat Boş, değersiz.

  1. argo sıfat İçi boş, önemsiz, kırtipil.

Şair, “Tevellüdü Göç evveli pofyoz binada” derken binanın eskiliğini vurgulayarak muhtemelen ilk sıfatlardan “değersiz” anlamını kastetmiş olmalı.

ağıncak: isim İnerçıkar, genellikle yapılarda, katlar arasında insan ve yük taşımasını çabuk ve kolay bir biçimde sağlayan, elektrikle çalışan araç, asansör.

Şairin, “Yorulmamak için ağıncağa biniyor” derken burada dilimizde genelce kullanılan asansörü kastettiği kesin.

kamar: isim Hekim, doktor.

“Kan sayacımı gittim kamarlara okuttum” dizesinde bu anlam birebir kullanılmış olmalı.

“Zöfür” sözcüğünüyse elimdeki sözlüklerin hiçbirinde bulamadım. “113’teki zöfür üttük diyor hocayı” dizesi “kamar” sözcüğünün geçtiği dizeden hemen sonra geliyor ve numaralandırılmış durum çıkarımıma göre muhtemelen doktor olan daire sakinine yakıştırılan argo bir sıfat ya da lakap gibi duruyor zöfür. Tahminlerle yürüyemediğim için maalesef bunun karşılığını veremiyorum.

“Aşiremento” olarak yazılsa da belirttiğim gibi aslının “aşıramento” olduğunu düşündüğüm sözcüğün anlamıysa argoda çalmak, aşırmak. Tuzcu’nun bu sözcükte neden kesme kullandığı, sözcüğü neden özel adlaştırdığıysa muamma. Fonetik-semantik tablomda ünsüz seslerle çalıştığımdan “a” yerine “e” sesinin gelmesinin değer değişikliğinde bir anlamı yok. Bu anlam aktarımlarını neden yaptığıma gelecek olursam, çalışmaların son bölümlerinde olur ya değer artımı için diğer anlamları dizelerde varsaymak amacımdır. Sakın ha yanlış anlaşılmasın, sırf tablo değeri yükselecek diye değişim önerisi vermek haddime değildir.

Konuyla ilgili önceki makalelerimde de kullandığım puanlama tablosu şu şekildedir:

 

Kelimedeki Ünsüz Sayısı
Ünsüz Çeşidi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Akıcı nlymr 100 50 33.3 25 20 16.7 14.3 12.5 11.1 10
V akıcı 90 45 30 22.5 18 15 12.9 11.3 10 9
Tonlu Sızıcı jz 70 35 23.3 17.5 14 11.7 10 8.8 7.8 7
Tonlu Patlayıcı bcdg 60 30 20 15 12 10 8.6 7.5 6.7 6
Tonsuz Sızıcı fhsş 15 7.5 5 3.8 3 2.5 2.1 1.9 1.7 1.5
Tonsuz Patlayıcı pçtk 10 5 3.3 2.5 2 1.7 1.4 1.3 1.1 1
ğ 100 50 33.3 25 20 16.7 14.3 12.5 11.1 10

Puanlama tablosundaki bütün seslerin tasnifi, M. Volkan Coşkun’un “Türkçenin Ses Bilgisi” kitabından alınmıştır. (Coşkun, 2008:260)

Öncelikle şiir başlığının tablo değerini belirleyelim. Rakamları yazıya çevirdiğim gibi diğer dizelerdekileri de çevireceğimi belirtmeliyim:

S     r     m          k     t     n          n     ç          t     z

5+33,3+33,3     3,3+33,3+33,3   50+5         50+35          206,6/4=51,65

Özellikle “koton” sözcüğündeki “n” akıcısı değeri yüksek tutmaya çalışsa da “k” ve “t” tonsuz patlayıcıları, başlığın yüzdeliğini bir hayli düşürmüş gözüküyor. Bu sözcüğün yerine “pamuklu” kullanılsaydı (ki “koton” derken Tuzcu’nun bu anlamı kastettiğini hiç sanmıyorum) iki tonsuz patlayıcıya karşı iki akıcıyla durum dengelenirdi ama öneri sözcüğüm başlığa oturur muydu? Elbette oturmazdı.

Şimdi de on beş dizeden oluşan bu şiirin dize değerlendirmelerini yapalım:

T     v     l     l     d          G     ç          v     v     l          p     f     y     z          b     n     d

2+18+20+20+12           30+15         30+30+33,3      2,5+3,8+25+17,5    20+33,3+20

322,4/5=64,48

S     ç     n          k     ç     n          k     m          v     r     s          h     l          s     t     m     z     d

5+3,3+33,3      3,3+3,3+33,3     5+50            30+33,3+5       7,5+50       3+2+20+14+12

313,4/6=52,23

H     l          b     z          s     l     t     y     r     z          t     z     n          h     r     b     n     n

7,5+50       30+35   2,5+16,7+1,7+16,7+16,7+11,7  3,33+23,3+33,3  3+20+12+20+20

323,5/5=64,7

ş     r     m     n     t     n     n          n          ş     k     r          b     t     ğ     n     d     n

2,1+14,3+14,3+14,3+1,4+14,3+14,3  100  5+3,3+33,3   10+1,7+16,7+16,7+10+16,7

288,4/4=72,1

B     r     r     l        k     l         ç     k     y     r        n     m     ğ     l     p        k     n     t     l     l     r

15+25+25+25     5+50     2,5+2,5+25+25    20+20+20+20+2  1,7+16,7+1,7+16,7+16,7+16,7

352,2/5=70,44

K     t     l     r          d     ğ     l     y     r          m     s     d     n          z          n     c

2,5+2,5+25+25     12+20+20+20+20        25+3,8+15+25          70         50+30

365,8/5=73,16

Y     r     l     m     m     k          ç     n          ğ     n     c     ğ          b     n     y     r

16,7+16,7+16,7+16,7+16,7+1,7  5+50    25+25+15+25          15+25+25+25

320,2/4=80,05

t     l     t          k     l     s          k     r     p          d     ğ     m     y          b     s     y     r     l     r

3,3+33,3+3,3  3,3+33,3+5    3,3+33,3+3,3     15+25+25+25     10+2,5+16,7+16,7+16,7+16,7

260,9/5=52,18

K     n          s     y     c     m          g     t     t     m          k     m     r     l     r          k     t     t     m

5+50         3,8+25+15+25          15+2,5+2,5+25        2+20+20+20+20        2,5+2,5+2,5+25

283,3/5=56,66

Y     z          n          ç     t     k          z     f     r          t     t     k          d     y     r          h     c     y

50+35       100       3,3+3,3+3,3     23,3+5+33,3     3,3+3,3+3,3     20+33,3+33,3  5+20+33,3

411,5/7=58,78

t     m     t     k          d     m          B     r     k          d     s     n          b     n     k

2,5+25+2,5+2,5      30+50        20+33,3+3,3      20+5+33,3         20+33,3+3,3

284/5=56,8

K     r     k        b     r        k     r     f     t     m     y        d     m     d     z        d     n        k     r     c

3,3+33,3+3,3  30+50   1,7+16,7+2,5+1,7+16,7+16,7  15+25+15+17,5  30+50   3,3+33,3+20

385,1/6=64,18

K     y     m     t          b     n     d     r     y     r          y     p     t     ğ          k     t     l     m

2,5+25+25+2,5      10+16,7+10+16,7+16,7+16,7  25+2,5+2,5+25     2,5+2,5+25+25

251,8/4=62,95

T     p        h     l        T     h     r     d     n        k     h     r        m     k     t     b        g     l     m     ş

5+5        7,5+50        2+3+20+12+20            3,3+5+33,3   25+2,5+2,5+15    15+25+25+3,8

279,9/6=46,65

B     s     t     r     s     n          ç          n          b     ş          b     ş     l     t     y     m          s     l     m

10+2,5+1,7+16,7+2,5+16,7  10     100      30+7,5   10+2,5+16,7+1,7+16,7+16,7  5+33,3+33,3

333,5/6=55,58

 

Başlığı da içe dâhil edip dize değerlerini ortaladığımızdaysa şiirin genel değeri 982,59/16=61,41’dir. Elbette M. Mümtaz Tuzcu’nun şiirde yenilik denemiş ve denemeye devam eden bir isim olduğunu düşündüğümde yüksek bir ortalama beklemiyordum. Zaten şiirde sıklıkla kullanılan tonsuz patlayıcılar, daha sözcüklere değer vermeye çalışmadan çıkacak sonucun göstergesiydi.

Şiirde en yüksek değeri alan dize (80,05), “Yorulmamak için ağıncağa biniyor” cümlesidir. Sadece iki tonsuz patlayıcıya (k, ç) karşı on adet akıcı ünsüz barındıran bu dize, “ağıncak” sözcüğüne gelen ekle beraber son sessizin yumuşamasıyla ortaya çıkan tam puanlı “ğ” sesiyle desteklenmiş. Yeni kullanım olarak “asansör” denmiş olsaydı sözcük 57,6 gibi bir değer alacaktı. Şiirdeki en düşük değeriyse (46,65) “Tapu ehli Tahire’den kahır mektubu gelmiş” dizesi almış. Değer düşüren sözcükse iki tonsuz patlayıcı barındıran “tapu” sözcüğü. Tapu yerine bir şey koyamadığım için dizeyi kaderine terk ediyorum. Sözlük anlamını verdiğimiz sözcükler (pofyoz, kamar, aşıramento) yerine diğer anlamlarını (değersiz, hekim, aşırmak) kullanmış olsaydım sadece “pofyoz”da bir artım sağlayacaktım. Zaten o vakit ne bu şiir bir M. Mümtaz Tuzcu şiiri olurdu ne de ben bu şiiri naçizane değerlendirmeye çalışırdım.

  1. Mümtaz Tuzcu, hakkında yeteri kadar çalışma yapılmadığını düşündüğüm şairlerden. Böylesine güçlü bir dil sahibinin iyice tanınmasını elbette çok isterim. Hâlbuki kendisi sosyal medya kullanıyor olsaydı, etkinlik masalarında birazcık boy gösterseydi Abdurrahman Çelebilerin arasında hemen sıyrılır, efsaneleşirdi. Hoş, benim için zaten efsaneleşmiş durumdadır. Sanırım kendisi de pek göz önünde olmayı sevmiyor. Saygı duyarım. Böyle bir çalışma yaparak en azından birkaç nitelikli okur adayına M. Mümtaz Tuzcu’yu merak ettirebilirsem ben de amacıma ulaşmış olurum.

 

 

Kaynaklar:

 

  • COŞKUN, Mustafa Volkan (2008), Türkçenin Ses Bilgisi, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul.
  • SAYILI, Merve Ecem (2018), Mehmet Mümtaz Tuzcu ile telefonla yapılan mülakat, 11 Kasım 2018, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/tuzcu-mehmet-mumtaz, Erişim tarihi: 17 Haziran 2020, Erişim saati: 16.10
  • TUZCU, M. Mümtaz (2019), Sarma Koton 13-30, Akatalpa, 238, s:1.
  • TUZCU, M. Mümtaz (2021), Sevilmem Zor, Lahitteki Baykuş, 6, s:16.

 

 

 

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl