“Hava saldırısının olduğu gece, çorak dağ tepelerinden insan sürülerinin kaçışını seyrettiğimi hatırlıyorum. Fakat sonra bana bir şey oldu: o an gerçek miydi? “

Keiichi Tanaami, Tokyo’da bir tekstil işçisinin en büyük oğlu olarak 1936’da doğdu. 1945’de İkinci Dünya Savaşı’ndaki Büyük Tokyo Hava Saldırısı sırasında Tokyo bombalanırken 9 yaşındaydı. Sanat eserlerindeki ana motiflere dönüşecek imgeler zihninin kuytularına bu dönemde dağlandı: gümbürdeyen Amerikan bombardımanları, gökyüzünü tarayan projektörler, uçaklardan atılan yangın bombaları, ateş denizine dönen şehir, kaçan kitleler ve babasının akvaryumunda yüzen deforme süs balığı, bombaların suya yansıyan parlamaları.


Yemek yemekle, oyun oynamakla dolu olması gereken zamandan yani çocukluğumdan uzaklaştırıldım savaşın esrarengiz canavarlığı tarafından; rüyalarım öfke ve tevekkülün, korku ve endişenin girdabıydı. Hava saldırısının olduğu gece, çorak dağ tepelerinden insan sürülerinin kaçışını seyrettiğimi hatırlıyorum. Fakat sonra bana bir şey oldu: o an gerçek miydi? Belleğimde rüya ve gerçeklik karman çorman oldu, kalıcı olarak belleğime bu müphem halleriyle kaydoldular.”

Tanaami erken yaştan beri çizime düşkündü, ortaokuldayken savaş sonrasının önde gelen karikatüristi Kazushi Hara’nın stüdyosunda bir karikatürist olma niyetiyle sıkça zaman geçiriyordu. Amma velakin Hara’nın ani ölümünden sonra, çizgi roman mangalarının öncü alanına yöneldi ve Musashino Sanat Üniversitesi’nde profesyonel bir sanatçı olmaya çalışarak buna devam etti. Burada geçirdiği zaman süresince yeteneği kulaktan kulağa hızla yayıldı ve 1958’de ikinci sınıfta okurken, dönemin saygın bir illüstrasyon ve tasarım grubu tarafından düzenlenen bir sergide Özel Seçim ödülüne layık görüldü. Mezun olduktan sonra bir reklam ajansında iş buldu fakat aldığı sayısız özel komisyondan ötürü bir yıl dolmadan işten çıktı. 60’lar boyunca başarılı bir illüstratör ve grafik tasarımcısı olarak kendini oyalarken aynı zamanda savaş sonrası Japonyasının belirleyici sanat hareketlerinden birisi olan Neo-Dada örgütlenmesine aktif olarak iştirak ediyordu. 60’ların ikinci yarısında, o zamanın sanat sahnesindeki en yeni mecra olan video sanatına kendini kaptırdı.

1960’larda Akasaka’daki Sogetsu Sanat Merkezi, düzenli aralıklarla birçok değişik janrı kateden etkinlikler düzenliyordu. Yoko Ono’nun happeningleri, Nam June Paik’in videoları ve Amerika’dan gelen deneysel filmler sahneleniyordu burada. [Sogetsu] Animasyon Festivali’nden (1965) o zamanlar haberdar olmuştum. Bir animasyon yapmayı fena halde istiyordum bu yüzden ‘Marionettes in Masks’ı (35 mm, 8 dakika) üretirken bana yardım etmesi için Yōji Kuri’nin Deneysel Animasyon Stüdyosu’nu ikna ettim. Bundan sonra, ‘Good-by Marilyn’ (1971), ‘Good-by Elvis and USA’ (1971), ‘Crayon Angel’ (1975) ve ‘Sweet Friday’ (1975) gibi yapıtlarla animasyon yapmaya devam ettim.”

1967’de Tanaami New York City’e ilk yolculuğunu yaptı. Başarılı giden Amerikan tüketimciliği kasırgasının ortasında ışıl ışıl parlayan Andy Warhol’un yapıtlarıyla burada yüz yüze geldi; Tanaami ayrıca tasarım dünyası içerisindeki sanatın yeni olanaklarından da etkilendi.

Warhol ticari illüstratörlükten sanatçılığa geçiş sürecindeydi, onun sanat dünyasını deşme yöntemine, taktiklerine ilk elden şahit olmuş ve onları deneyimlemiştim. Onun stratejileri, reklam ajanslarının kullandığı stratejilerden farksızdı. Yapıtlarında çağdaş ikonları birer motif olarak kullandı, diğer faaliyetlerinde de filmler, gazeteler ve rock grupları gibi mecraları bir araya getirdi. Diğer bir ifadeyle Warhol’un yalnızca varlığı, işlerini sanat piyasasına satmaya yetiyordu. Bu beni sarsmış, aynı zamanda kendim için mükemmel bir rol modeli olarak onu benimsemiştim. Warhol gibi kendimi sadece güzel sanat ya da sadece tasarım olarak tek bir mecrayla kısıtlamamaya, bunun yerine çok farklı yöntemleri keşfetmeye karar verdim.”

Saykodelik kültür ile pop sanatın doruğundaki Tanaami’nin kitsch, renkli illüstrasyonları ve tasarım işleri hem Japonya’da hem de yurtdışında büyük övgüyle karşılandı. AVANT-GARDE Dergisi’nin düzenlediği 1968 savaş karşıtı poster yarışmasında ödül kazanan “NO MORE WAR” eseri, The Monkees ve Jefferson Airplane gibi efsanevi müzik gruplarına yaptığı albüm kapakları ve buna benzer diğer çalışmaları, saykodelik ve pop sanatın Japonya’ya tanıtılması yolunda önemli ayak izleri bıraktı. Dahası, 70’lerin başında yaptığı Hollywood aktrislerinin yer aldığı erotik resim serileri Tanaami’yi, Amerikan kültürüne dair nükteli bir göze sahip Japon sanatçı olarak ilan eden önemli çalışmalar bütünüdür.

1975’de Tanaami Playboy’un, Aylık Playboy’un, Japon edisyonunun ilk sanat direktörü oldu ve Playboy’un genel merkezini ziyaret etmek üzere bir kez daha New York’a gitti. Buradaki editör onu Andy Warhol’un Fabrika’sına götürdü. Bu dönemden itibaren Tanaami’nin bilhassa film ve baskı mecralarındaki çalışmaları provokatif ve deneysel oldu. Özellikle filmleri Almanya’daki Oberhausen Uluslararası Kısa Film Festivali’nde (1975, 1976), New York Film Festivali (1976) ve Kanada’daki Ottawa Uluslararası Animasyon Festivali’nde gösterildiğinde eleştirmenlerden büyük övgü aldı. Eserlerinin öncü doğası, 1976’da Nishimura Galeri’deki “Super Orange of Love” sergisinin polis tarafından denetleme amacıyla açılış gününde kapatılmasına yol açtı.

1981’de 45 yaşındayken akciğer ödemiyle mücadele etti ve bir müddet yaşam ile ölümün sınırında gezindi. 80’ler ve 90’lar boyunca Tanaami, yaşadığı deneyimde temellenen “Yaşam ve Ölüm” temasını merkezine alan çok sayıda eser üretti. Örneğin Tanaami’nin çalışmalarında sıkça görülen çam ağacı formu, hastalığı sırasında yaşadığı bir halüsinasyondan gelir. Benzer şekilde, spiraller ve minyatür bahçemsi mimari formların yanı sıra görülen vinçler, filler ve çıplak kadınlar bu dönemdeki çalışmalarının ayırt edici özelliğidir.

1999’da Tokyo’daki Galeri 360°’de Tanaami’nin 60’lardaki eserlerinden oluşan bir retrospektif düzenlendi. Sergi, 60’lardan sonra doğmuş yeni jenerasyonun kültürel liderlerinden, Yamataka Eye (Boredoms) ve KAWS’dan büyük övgü aldı ve sonuç itibarıyla Tanaami’nin çalışmaları bir kez daha gençlik kültürü içinde popülerleşti. Tanaami 2005’den beri, güzel sanatlar alanına denk düşen yeni çalışmalar ortaya koymaktadır. Bu eserlerde kişisel belleğinden ve rüya dünyasından gelen imgeleri -kişileştirilmiş süs balığı, deforme karakterler, ışık demetleri, helezoni çam ağaçları, fantastik mimari, genç kızlar- resmin, heykelin, filmin ve mefruşatın çeşitli mecraları vasıtasıyla açıkça göstermeye devam ediyor.

Tanaami 1991’den beri, Tabaimo gibi yeni sanatçıların yetişmesine yardım ettiği Kyoto Üniversitesi Sanat ve Tasarım bölümünde profesör olarak çalışmaktadır. Yakın zamandaki sergileri Cenova’daki Art & Public’deki “Day Tripper” (2007), Berlin’deki Galerie Gebr. Lehmann’daki “SPIRAL” (2008), NANZUKA UNDERGROUND’daki “Kochuten” (2009), Frieze Sanat Fuarı’ndaki “Still in Dream” (2010) ve Art 42 Basel’deki “No More War”’ı (2011) kapsamaktadır.

Çeviri: Onur Civelek

sanatçının web-sitesi: http://keiichitanaami.com