başaklarla kuşlar akıyor hayatın kasıklarından
çiviler ve yılanlar akıyor
bunlarla geçiyor gecenin kirli öpüşmeleri
bunlarla delik deşik olmuş izlek ve sabah
atlarla koştuk seherine gam kasavetin
kıvırcık saçlarını okşadık bir yarın’ın
bir güneş aradık da savaştık, ellerinde kâbusun.
kâbusun dehşetiyle bileyledik kılıcı
taşı tuttuk bundan, bunaldık da usandık
sustuk ama ne uzun, sustuk sancı, perişan
şiddetiyle sarsıldık, bir ihanet, sokulgan
sevgiliye sır verdik, utanmalar bölüştük
iki yüreğe kalmış; bir geçici ihtilal.

dağlar durduk, ordu olduk, bize bunu anlattılar
tırmaladık bir umudu, tırmandık ufka, attılar
omuzlarda naaşlar, ince birer dal gibi
hafızada kızgın sular, erimeyedurmuş bir öfke
zincirleri var yaşamın, bizi tutar, mıhlar yere
ağrılarımız sıradanlaşır, bant kaydıdır her hutbe
dövüş alanlarında otlar büyür -birileri temizler-
bana yollardan bahset, yıllardan damıt ahengi
bu talanda bir neşe bul, bir çiçek ek bu boşluğa
erguvanla bir gün sakla, bir kıyamet ertele
şimdi dargındır tarih, söze, şiire, bilmeye
küskün bütün anlatılar durmaya, beklemeye
ellerimizde yarım bir kitapla okuruz da biz günü
kanı çekilir sus ağaçlarının, suyu söner, yorulur
dibinde ne çok yaprakla, birikir öç, süpürme!

 

 

Kapak Resmi: Piet Mondrian