Ana Sayfa Litera Ütopya Tatile Gitti –Gelmeyecek!

Ütopya Tatile Gitti –Gelmeyecek!

Ütopya Tatile Gitti –Gelmeyecek!

“Odaları sev abi.”

Ömer Akay

Etrafımızı saran kesif karanlık git gide büyüyor. Yarına ve onun getireceği kefarete dair inancımız sarsılalı çok oldu. Üstümüze üstümüze gelen topluluk, kalabalık, yığın hali ürkütücü. Kalabalıktan ırak kendine yakın olma zamanı belki de bu akan bu çağıl.

Sıklıkla üşüyoruz, sıkıntının kendisinden bahsetmek bile artık çok sıkıcı-ama sancı var- ve üşüyoruz günler sıcak soğuk fark etmeden. Ruhu görenimiz henüz yok ama büyük bir sancı toplanıyor- birikiyor göğüs kafeslerimizde.

Ütopya tatile çıktı dünyamızdan ayrılıp ve onunla helalleşme şansımız da olmadı ve olmayacak. Git gide içine kapanan ve tek bir karanlık gölgeye bedenlerini saran yığının arasında, kapalı devre yaşamayı öğrenmeye çalışıyoruz. Kalabalıklara seslenmek, bir şeyleri değiştirmek hevesimiz yok. Sadece usulda kalmak istiyoruz.

Hatırlama eyleminin kendisinin bizi hala insan kılabildiğinin farkındayız ama hatırlamanın kendisi fazlaca tedirgin edici. Beynimiz sürekli karanlık uyarımların mağduru konumunda, güncelden yerelden gündemden uzaklaşmak istiyoruz ama kaçış yolu bilmiyoruz.

Düşünmeme çalışıyoruz ama sonsuz kod sistemleri akan bir ekran gibi beynimiz şişip, kaynama noktasına varıncaya dek düşünceler-düşünceler-düşünceler.. kurtulamıyoruz..

Kötümseriz.

*

“Herhangi bir insan etkinliğini düşünmek beni güldürüyor.”

Louis Aragon

Şimdi; kesin bir şüpheyle bakmayı öğreniyoruz uzlaşmaya, ahlaka, insana, topluluklara, kalabalıklara, sınıflara, toplumlara/toplumsallığa.

Tam anlamıyla kötümserlikle dolduruyoruz aldığımız her nefeste ciğerlerimizi. Kolumuzu başımıza dolayarak ağır ağır geri çekiliyoruz evlerimize ve kendi odamız kadar huzurlu değiliz hiçbir yerde. Başımızı kollamamız bir refleksten öte dış gerçekliğin tek sirayet etmediği, zorla giremediği yer olduğu umuduna sarıldığımız için.

Yalan dünya da hakikati arama.

İçe bakış değil içe dönüş zamanı- artık.

*

“Gerçek bende nefes darlığı yapıyor.”

E.M. Cioran

Tanrı bana tedirgin olmadığım tek bir gün bahşetmedi. Bunun için ona kızmalı mıyım, yoksa şükran mı duymalıyım çok düşündüm-bilemedim.

Varlık kendini bildiğinden beri etrafını çelik bir kafes gibi saran gerçekliğin ürpertisini içinde taşıdı. Umut etmek, anlam aramak, değişmek, değiştirmek fikrinden “yaşamak” fiiline geri çekilmiş zamandır şimdi.

Ve gerçek artık çok daha ağır..

Sonrası Cioran, Nerval, Michaux, Swift, Lautreamont, Acker, Bernard, Baudelaire, Topor, Benjamin, Kavan, Ballard..

*

İmgesel kapanmadan ruhsal bir içe çekilişe geçti zaman; şimdi dünün derdi bu günün mutluluk imgesi; pandemik günlerde…

Çok şey karardı hayatta, belki de 2015 büyük bir sınırdı; belki o zaman delirdik, devrildik, şimdi onu şiire sanata performansa çeviriyoruz. Bay Perşembe Moda’dan geçmişti Çevre Tiyatrosuna değin ışıl ışıl kıpır kıpır hayatla. Sonra bombalar patladı, çok büyük yokluklar oldu, kapılar kapandı, insanlar içlerine çekildi, çekildi- yitti.

Şimdi, Bay Perşembe ve ütopya; beraber tatile gitti- hiç dönmeyecekler.

2015/20- İstanbul

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl