Ana Sayfa Art-izan Yok’luğun “Var” Olan Renkleri: Angel Rainbow

Yok’luğun “Var” Olan Renkleri: Angel Rainbow

Yok’luğun “Var” Olan Renkleri: Angel Rainbow

Cam insanlık tarihinin en metafizik nesnelerinden ya da “şey”lerinden biridir. Yazı kadar eski bir tarihe sahip neredeyse… MÖ 3000’li yıllara uzanan insanlığın toprak ve kumla imtihanı bir tarafıyla. Cam “varlığı yokluk olan”dır. Kendini ancak yadsıyarak “var” olur. Yokluğu varsayılmazsa cama çarpmak kaçınılmazdır! Dışarıya açılan pencere ancak bu zorunlu “yok”luk ile “var” olur.

Camın demokratikleşmesi ise insanlık açısından başka bir sıçrama. 18. Yüzyıldan sonra endüstrileşen cam lüks kategorisinden çıkarak, 19. yüzyılda orta sınıf konutlarına ve dükkanlarına kadar inecektir. Dönem ışıltılı bulvarların ve pasajların devridir artık. Çelik ve vidalarla buluşan cam 1851’de dünyanın ve Londra’nın ilk fuar binasına dönüşecektir Kristal Palas ile. Gece aydınlatması ile cam, transparanlığı, yansıları ve katmanlaşmaları ile yepyeni bir est etik ve görme rejimi üretecektir İzlenimcilik ve Kübizmle. Sanatçıların bu güne kadar görmediği bir kiyazma, karışım ve renk uçuşması… Perdahlanan cam gözü bambaşka bir sonsuzluğa ve yıldızlara da açıyordu merceğin diliyle konuşarak.

Jale İris Gökçe’nin 2012-2013 yılında yaptığı Angel  Rainbow’u Cam’ın bu zengin potansiyelini duyuya getiriyor öncelikle. Toprağın incelmiş ruhu, sonsuzluğun ve gökyüzünün 7 rengiyle buluşup söyleşiye giriyor. Katman katman sıralanmış cam yüzey renkleri üflüyor atmosferin kadim boşluğuna. Doğanın en güzel üretimidir gökkuşağı. Yağmur sonrası güneşin renklerini toprağa ve havaya üfleyiverir apansız. Güneşin ışıkları yağmur ve sis tanecikleri içinde kırınarak rengarenk saçılır ortalığa. Altından geçmeyi hep öteleyen “imkansız” bir kemer inşa eder aşağı ve yukarı arasında.

Angel Rainbow, saydamlaşmış ipince ışığa dönüşmüş toprağı, atmosferin ve göğün menevişlenen parıltısıyla buluşturuyor. Cama nakş olan 7 renk, katmanlanarak, modernizmin en büyük miraslarından olan şeffaflık ile buluşuyor. Kadim semavi dinler başta olmak üzere melek bir tarafıyla şeffaflığın, uçuculuğun südur etmiş halidir. Kanatlar bir meleğin Yer’e bağlı olmadığını söyler bize. Melek, Kutsal Söz’ün, Tanrıların, Görünmeyen’in Yer’e gönderdiği haberci, ulaktır. Yunan mitolojisinin İris’i… Ya da çabuk ayaklarıyla hırsızların evliyası olan Hermes.

Melek tam da gökkuşağının şavkında yer ile gök arasında asılı kalıyor.

7 Renk. Ya da 7 rakamı. Mezopotamya’dan Ege’nin dantel adalarına, Eski Ahit’ten Hıristiyanlığa çağrışımı çok yüksek bir sayı. Melek’in iyicilliğini kuşatan ölümcül 7 günah. Gökkuşağını lekeleyen, Açgözlülük, Kibir, Şehvet, Haset, Oburluk, Öfke ve o büyük ütopya, övülesi Tembellik. Yer ve Gök arasındaki İnsan’ı darbeden bambaşka bir kuşak…

Angel Rainbow camın üstüne düşen renkleriyle, Yer ve Gök’ün, toprağın gerilimini ve zenginliğini taşıyor hala…

Pürüz ve rengin kadim atığı.

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl