Ana Sayfa Genel YİRMİ YILLIK YOLCULUK-BU BİR SÖYLEŞİ KİTABIDIR

YİRMİ YILLIK YOLCULUK-BU BİR SÖYLEŞİ KİTABIDIR

YİRMİ YILLIK YOLCULUK-BU BİR SÖYLEŞİ KİTABIDIR

Uzun zaman önceydi. Parkta buluşacaktık. Saçları dağınıktı. Belli ki uykusuzdu. Üstü başı dökülmüştü zira yaralanmış bir yaşamın çiğneyip attığı herkesin üstü başı dağılırdı. Bir derdi vardı hayatla. Bense   okuduğum kitapların içimde neye dönüşebileceklerini düşünüyordum. Zor yıllardı. Biz gençken herkes yaşlıydı. Belki de hayatımızın en büyük eksikliği buydu. Çocukları görmüyorduk. Yaşlıydı herkes ve ciddiydi. Dans ederken, şarkı söylerken, gülerken, çocuklarını severken….  Metin AYDIN’ la buluştuk. Biz de ciddiydik. Bana edebiyata dair planlarından, yazılarından ve internet üzerinden ulaşabileceğimiz insanlardan bahsetti.

Aynı heyecanı yıllardır hiç kaybetmedi. Durgun bir denizde dalga olmaya çalışıyorduk. Denemeler, yazılar, şiirler ve sanata dair her şeyi dönemin zorluklarını aşarak bir elekten geçirmeye çalışıyorduk. Yalnız değildik tabi. Söylenecek sözü olan herkes bizimleydi. Böyle başladı yolculuk. İyi de oldu.

O zamanlar başlayan söyleşi çalışmasının böyle uzun soluklu olabileceği aklımın ucundan geçmezdi. Mevsimler geldi geçti, günler, geceler… Her söyleşi kendi zamanının tanığına dönüştü. Okurla sohbet eden, konuşan, ona fikirler veren. Bavulu bir açıyorsunuz bir de bakıyorsunuz ki sanatın her dalından parçalar bir bütün oluşturmuş. Şairlerden, aktivistlerden, yazarlardan, tiyatro sanatçılarından bir araya gelmiş muhteşem bir mutfakta buluyorsunuz kendinizi. Anılarınızla, gençliğinizle karşılaşıyorsunuz. Kapıdan içeri giren herkes kendini farklı bir sokakta buluyor. Bir adım eksik veya fazla. Şaşkın, kararsız ya da özlemle karışık bir ruh haliyle. Elinizde bir lambayla karanlıktan içeri gireceğiniz kesin. Gölgelerden anlam çıkarmak size kalmış.

Söyleşiye katkıda bulunan sanatçıların bakış açılarıyla deviniyor kitap. Bazen bir belgeye bazen de edebi bir metne dönüşüyor. Bu metinlerin literatürde yer edinmesi beni oldukça mutlu etti. Kötücül güçlerin yegane siyasetinin  toplumsal hafızaya darbe vurmak olduğunu tarih bize çok net gösterdi. Bu belleğin korunması  için kitaplara özellikle de çağının tanığı olan kitaplara fazlasıyla iş düşüyor. Edebiyatın evrensel doğası-döngüsü- gereği okur bu söyleşileri  elbette kendi dünyasının kurallarına göre sonlandıracaktır. Belki de katılmayacak ve konuşacak metinlerle. Karşılıklı etkileşim ve devingen bir süreçle entelektüel üretimin bir parçası olacak. Tohum ekildi meyveyi yemek size düşüyor.

Kitapta emeği geçen tüm sanatçıların yüreğine  sağlık. Söyleşileri yıllardır ilk günün heyecanıyla biriktirip bir araya getiren Yazar Metin AYDIN’ ın kalemine sağlık. Yolu açık olsun kitabın. Zamanın içinde zaman dışı bir ironiyle  eskimeden dursun raflarda. Tanığı olsun çorak toprakların, kaotik çiçeklerin, hastalanmış yaşamların.

 

 

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl