Türkiye entellektüelleri tarafından çok az bilinen Çin ve Çin tarihi uzmanlığı ve globalitenin modernite ile olan ilişkisi çerçevesinde, Arif Dirlik, günümüzün ekonomi-politiği açısından Marx’ı yeniden okuyor.
Türkiye ise, 1939’dan bu yana emperyalist-globalite’ye eklemlenme sürecinin bir türlü bitmez tükenmez sefalet ve sefahetini yaşarken global güncelliğin derininde yatan temel kırılma noktalarını görmezden gelme ve sürekli kaçırma alışkanlığı ile, Arif Dirlik’i oldukça geç okuyor. (Belki de hiç okumuyor.)
Oysa Arif Dirlik 1995’den beri Türkçeye zaman zaman çevrildi. Bağlam ve akademi dışı okuma diyebileceğimiz bu yayınlar, sanki inadına, Arif Dirlik’i, kendisinin eleştirdiği post-modernitenin parçacılığına uygun olarak, bölük pörçük dergilerin sayfalarında bıraktı. İronik olan ise, Arif Dirlik’i Türkçe’ye kazandıran dergilerin çoğu, Dirlik’in Marksist tarih çalışmalarına yaptığı “ideolojik ve siyasi müdahalesine” karşıt kutupta, “postmodernist sol” içinde yer alıyorlardı: Örneğin, Cogito ve Toplum ve Bilim. Bu da Dirlik’i, zamanlı olarak Türkçe tartışma ortamına sokmadı. Türkçeye aktarılmasında ve hazırlanmasında Ali Şimşek’in büyük emeği geçen, Boğaziçi Üniversitesi Yayınlarından çıkan kitabı Postkolonyal Auro Dirlik’i Türkçeye derli toplu sunan ilk yapıt oldu. Şunu vurgulamak yerinde olur: Dirlik sadece akademinin içinde olanların değil, Türkiye’de güncel iç ve dış siyaset yapanların okumaları gereken bir biliminsanı. Belki de Dirlik’in, her zaman “tam zamanı.”
Arif Dirlik ile yakından tanışan Veysel Batmaz, aşağıdaki linkleri bulunan YouTube Kanalı videolarında Arif Dirlik’i tanıtıyor:
https://www.youtube.com/watch?v=q3gUhu9c-7o
https://www.youtube.com/watch?v=cMa3L6Xa3lU&t=7s
https://www.youtube.com/watch?v=QGIVPJanjOI&t=331s
Yukarıdaki linklerden herhangi birini (Ctrl-Click) seçin. Videonun altındaki SUBSCRIBE veya ABONE OL’u tıklayın.