Ana Sayfa Art-izan GENCO GÜLAN: BUNU BEN DE YAPARIM!

GENCO GÜLAN: BUNU BEN DE YAPARIM!

GENCO GÜLAN: BUNU BEN DE YAPARIM!

Geçmiş yazılarımdan birine “Güncel Sanatı Genco Gülan Bitirecek” başlığını atmıştım. Kastettiğim Genco bıkmadan güncel-çağdaş sanat stratejilerinin referanslarıyla oynaması, bana yapılacak “hiçbir şey” sınırına kadar kadar gitme tavrını hissettirmesiydi. Hazır nesne, ironi, pastiş, parodi, kavramsallık ve buluntu nesne… Listeyi uzatabiliriz. Ya da artık bir formüle dönüşmüş yordamlarla oynama cüreti de denilebilir buna.   Genco bir tarafıyla bir “fikir jeneratörü” gibi çalışıyor. O kadar çok deniyor ki; izleyiciyi şaşkınlığa uğratan bir hız ve çeşitlilik üretiyor. Örneğin sahil güvenlik tartışması da başlatan “yüzen heykeller” ileride sanat alanına yepyeni bir mekan fikri de kazandırabilir. Poseidon da rahat değil artık! Gelecekte okyanusun ortasında dev heykellerle de karşılaşabilir denizciler.

Genco Gülan’ın BBprojecTT’te açılan “Beş Benzemez-Hight Card” sergisini dolaşırken bunları da düşünüyorum. Genco son yıllarda tuval resmine de dönüş yaptı. Ama bildiğimiz anlamda değil tabii ki… Uzun bir dönem Picasso ve kübizm dönemine dair neredeyse birebir hatırlatmalar yaptı. Contemporary ve modernizmin aynı anda sunumu da denilebilir. Bu bir tarafıyla bazen küçümseme ile ifade edilen  modernizmin en büyük açılımlarından biri olan “bunu ben de yaparım” anlayışını güncellemekti.

BBprojecTT’teki son sergi de yine tuval ve kavramsallık sarmalında ilerliyor.  Boticelli, Monet, Miro, Dali ve yine Picasso. Genco sergideki 5 tuvalle sanat tarihinin 5 devine odaklanıyor. “İki Vav” tablosunda İzlenimciliğin ve dolayısıyla modernizmin ilk yapıtlarından sayılan “Gündoğumu” tablosuna iki ay eşlik ediyor. İzlenim ya da “Gündoğumu”, fırça izi, eskizi orjinale taşımasıyla tepkileri üzerine çekmeyi başarmıştı. Kalın ve savruk fırça darbeleri Romantizmin manzara resimlerinin vazgeçilmez teması “grup vakti” resimlerine ve duygusallığa darbe indirmeye çalışıyordu.  İzlenimcilik pürüzsüz yüzeyleri, ideal vücutları ve hamasi konularıyla aynı zamanda devlet sanatı olan Neoklasizme meydan okuyordu.

“İki Vav”a başka türlü de bakmak gerekiyor bu sergide. “Arttırılmış Gerçeklik” yani yapay zeka Monet’in tablosunu kuşların uçuştuğu Hitchcock filmlerindeki bir manzaraya dönüştürüyor. “Kuşlar” filmi tabloya dahil oluyor neredeyse… Yapay zeka uygulamalarına, VCR gözlüklere uzun zamandır aşinayız. Yapıtların izlenmesini ve çoğul bakış açısını geri döndürülmez bir şekilde değiştiriyorlar.

“Beş Benzemez-Hight Card” sergisinin diğer yüzü bu animasyon uygulaması. Her tablo akıllı cihazlarda başka bir kompozisyon üretiyor. Rönesansın simgesi Venüs, cep telefonu ekranında hamile bir kadına dönüşüyor. Yanındaki periler tarafından örtülmeye çalışılan bir kadın. Büyük ihtimalle savaş tanrısı acımasız Mars’tan hamile. Güzelliğin simgesi Kıbrıslı Afrodit ya da Roma’daki adıyla Venüs’ün kocasının çirkin, topal Hepaistos olduğu unutulur çoğu zaman.  Hepaistos, zenaatın, emeğin ve demirciliğin tanrısıdır. Roma’daki adıyla Vulkan. Mars ve Venüs onu aldatırlar ve bir kafeste bunu izletirler. Emeğin çirkinlik ve sakatlıkla ilgisi ise koca bir Yunan feodalizmini baştan başa kat eder. İlyada’da doğruyu söylediği için Odise’den dayak yiyen kambur, çirkin Thersites gibi…

Başka bir tablo Dali’nin ünlü eriyen saatler tablosunun yorumu. Eriyen şarjı bitmiş cep telefonu, ya da sizin şarj etmeniz için hizmetinizi bekleyen bir ara yüz; üstündeki prizle hazır ve de nazır. Soyut sanatın öncülerinden Miro bekliyor sırada. Ona ise büyük bir “Bunu ben de yaparım” yazısı eşlik ediyor. İroni tam da burada yatıyor. Gerek sert ve düz renkleriyle Fovizm, gerek çocuk karalamalarına benzeyen soyut sanat ve de Kübizm izleyicide kendisinin de yapabileceği bir doğaçlama duygusu da üretiyor; eleştirmenleri tarafından küçümseniyorlardı unutmayalım. Modernizmin en büyük kazanımlarından biri bu doğaçlama ve eskiz duygusuydu. Ya da izleyeni ürece dahil eden bir demokratizm.  Ham işlenmemiş düz renkler ilk defa sanata dahil oluyordu.

Tabletlerden yapıta yansıyan dijital bir doğaçlama ise;  şimdiden yaşadığımız başka bir evre…

“Beş Benzemez-Hight Card” sergisi 27 Kasım tarihine kadar bbprojectt’te izlenebilir.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl