Ana Sayfa Art-izan Ucubenin Hayali: TETSUNORI TAWARAYA

Ucubenin Hayali: TETSUNORI TAWARAYA

Ucubenin Hayali: TETSUNORI TAWARAYA

Japonya’dan her zaman iyi sanatçılar ve iyi eserler çıkmıştır. Akira Kurosawa, Godzilla, Hayao Miyazaki… Bu topraklardan çıkan sanat bazen hemen, bazen bir süre sonra fakat eninde sonunda Batı Sanatı’nı etkiler ve hayalgücünü harekete geçirir. Japonya, Tetsuori Tawaraya’nın yaşadığı yer. Lucca Comics & Games’te bu yetenekli illüstratörün eserlerini gördükten sonra onunla röportaj yapmaya karar verdim.

Merhaba Tetsunori. Öncelikle İtalya tecrübeni sormak istiyorum, Michele Nitri ile tanıştıktan sonra işlerin UDWFG Magazine’de yayınlandı. İtalya ve İtalyan çizgi romanı hakkında neler düşünüyorsun?
Ben bir film canavarıyım ve Dario Argento hayranıyım. Amerikan Sineması sadece tüyler ürpertici filmler yapmayı beceriyor. Argento ise ölüm konusunda korkutucu olmanın ötesinde eşine az rastlanır bir gerçeklik duygusu yaratıyor. Bu olağanüstü bir şey. Onun filmlerini izlerken bir çok sahneyi dondurup, yaratılan muhteşem kompozisyonları tekrar tekrar izliyorum. Ardından ise Sergio Leone filmleri geliyor. O sessizliği nasıl kontrol edeceğini çok iyi bilen bir yönetmen. Onun filmlerinde kullanılan müziğin etkileyiciliği başka hiç bir yönetmenin başarabildiği bir şey değil. Evet Morricone müziği muhteşem kullanıyordu, ama Leone doğru sahne için doğru müzik seçme ustası. Tekrar soruna gelirsem, ne yazık ki bir çok İtalyan çizgi romanı Japonca’ya çevrilmiyor, keşke çevrilse.

Yakın zamanda orjinal işlerini Lucca Comics fuarında gördüm. Minimal ve Obsesif tekniğinle ilgili ne düşünüyorsun?
Çalışmalarımda çok katmanlı bir yapıya ihtiyaç duyuyorum. Bazen fazla dinamizm katmak yanıltıcı olabiliyor. Çok fazla detay eklemek bütünü bozabiliyor. Genellikle çizimlerim çok sıkışıktır ve bunu arka plana da yansıtırsam, bu her şeyin iç içe geçmiş görünmesine yol açar. Bu yüzden kontrastlarda çok dikkatli davranıyorum.

Ben bir film canavarıyım ve Dario Argento hayranıyım. Amerikan Sineması sadece tüyler ürpertici filmler yapmayı beceriyor. Argento ise ölüm konusunda korkutucu olmanın ötesinde eşine az rastlanır bir gerçeklik duygusu yaratıyor.

Peki ya ucubeler ve Deformasyonlar? Burada zengin ve karmaşık Japon kültüründen etkilenmişsin gibi görünüyor. Aynı zamanda Batı kültüründen de etkilendiğini söyleyebilir miyiz?
Japon Kültürü beni farkında olmadan etkilemiştir. Bizim kültüre ait çok tuhaf gelenekler, korku masalları ve gerilim hikayeleri mevcut. Genellikle ölüler diyarına dönüşmüş hastaneler, mezarlıklar, kazalara yol açan tüneller gibi tüyler ürpertici mekanları kullanıyorum.. Bir bataklık canavarı olan KAPPA, Japon Kültürü’nün bir parçası olan karda yürüyen canavar NAMAHARGE gibi figürler %100 mutant’tırlar. Benim büyüdüğüm Tohoku Bölgesi’nde bu yaratıklar çoğu kişi tarafından bilinir. Öte yandan Batı kültürünü de seviyorum. Yaratıcı düşüncenin önünü açmak adına yerel düşüncelere bağlanmıyor, kendime sınır koymadan her yerden ilham alarak çalışıyorum.

Gençken etkilendiğin mangalar hangileriydi?
O kadar çok ki. Çizdiğim ilk karakter ana okulundayken Gegege no Kitarou’daki Kitarou karakteri. Coro Coro Comic, BonBon Comic, Weekly Shonen Jump’tan Osamu Tezuka’nın mangalarına kadar herşeyi takip ederdim…

Japon sanatçılar arasında sevdikleriniz var mı?
Osamu Tezuka. Olağanüstü bir hikaye anlatma tekniği ve doğuştan gelen bir illüstrasyon yeteneğine sahip… Tuhaf detayları ve yarattığı mutantlar çok iyi.

Son olarak hayalgücünüzle ilgili bir şey sormak istiyorum. Kafanızın içindekileri merak ediyorum, bu fantastik dünyayı sürekli rüya görerek mi canlı tutuyorsunuz?
Yanılıyorsun çünkü nerdeyse hiç rüya görmem. Görsem de çoğu zaman unuturum. Fakat çocukken yaşadığım bölgede, bizim okul, evden bir hayli uzaktı ve yol da oldukça uzundu ve bu yolu arşınlarken ilginç hikayeler düşünürdüm. Belki de bu yüzdendir.

https://tetsunoritawaraya.com

D.A.T.E. HUB web magazine
Çeviri: Özgür Kayım

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl