Ana Sayfa Kritik ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ

ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ

ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ

Sanat yaratıcılıktır ve sanat fuarları da sanatçının ortaya koyduğu yeniliğin ve yaratıcılığın sanat dünyasının incelemesi, değerlendirmesi ve satın alması için oluşturulmuş özellikli alanlardır. Bir fuarda yenilik ve yaratıcılığın sürekliliğini göremedikten sonra o fuarın sıradan  bir sergiden ne farkı vardır?

Artankara 2023 Fuarı hakkındaki eleştirim  “Artankara’nın bir sanat fuarı olarak gelişmesi için eleştirilere kulak tıkamak ve yok saymak yerine, ne denilmek istenildiğini anlamaya çalışmak Artankara ve Ankara sanat dünyasının yararına olacaktır. Dokuzuncu yılını tamamlayan, nedense bir türlü ergenlik dönemini geçip olgunlaşma dönemine giremeyen, kurumsallaşamayan, sorunları susularak geçiştirilen ve hakkında konuşulmaktan kaçınılan Artankara’nın her fuar döneminin sistematik incelenerek ve gerekçeli eleştirilmesinin fuarın zararına değil, tam tersi yararınadır.” cümleleriyle başlamış ve “  Gelecek yıl açılacak 2024 Yılı 10. Artanakara çağdaş Sanat Fuar ‘nı;   2024 Yılı 10. Artanakara Sanat Festivali-Panayırı gözüyle inceleyeceğim ve bu festival-panayırın eleştirisini sizlerle paylaşacağım. Son söz; sanat fuar yönetimi sadece ticari akılla değil, sanat yönetimini bilen ekiple yapılır. “ cümleleriyle bitmişti.

2022 ve 2023 Artankara Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı hakkındaki detaylı görüşlerime aşağıdaki linklerden ulaşılabilir.

https://www.ekdergi.com/artankara-2022-uluslarasi-cagdas-sanat-fuari-bir-elestiri/

https://www.ekdergi.com/artankara-2023-uluslarasi-cagdas-sanat-fuari-bir-elestiri/

Artankara Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı 2024 için izlenimlerim aşağıdadır.

A-Olumsuzluklar:

Devam eden olumsuzluğu tek tek yazmaktansa;  düzeltilenleri geçerek,  önemli gördüğüm ve halen devam eden eksiklikleri yazmayı tercih ettim.

a)Büyüyen Fuar: Fuarı tek kelimeyle açıklamak gerekirse “Büyümüş”, içerideki sorunlar çözülmeden fuar kullanım alanı daha da artmış, başka bir deyimle sağlıklı büyümemiş,  büyüyor görünmüş, ama  “Şişmiş!”  Sanatçı ve eser niteliği aynı kaldıkça sadece alanın büyümesi şişmanlık belirtisidir. Zarftan daha çok mazrufa bakmak gerekir!

b)Sergileme Şekli: Galeriler arası dar koridorlar ve küçük küçük alanlarda oluşturulmuş ve stantlardaki sergileme sorunu hala devam etmektedir. Fuarın en prestijli ve en çok izleyici trafiğinin yaşandığı orta alan olup, bu orta alana cepheli galerinin eser-sergilemesinin niteliği (Fırça ve Galeri M  harici)  beklenen standartlardaydı. Özellikle Fırça Sanat Galerisi iç mekânda ve koridorda yan yana astığı resimlerle duvarı maksimum kullanmaya çalışmıştır.  Piramit Art, Alarm Art ve Arda Sanat Galerisi geçmişte olduğu gibi sergileme konusunda çok titiz ve başarılı bulunmuştur.  Bu yıl Perlina Sanat, Valör Sanat ve G&G Collection’un sergilemedeki titizliği dikkat çekicidir.

Sergileme konusunda başarılı galerilerin sayısı çok az olup, bu galeriler her yıl aynı yerde fuara katılmakta, sergilemedeki başarıları ve satış potansiyelleri ile hemen dikkat çekmektedir. Galeriler tarafından metre kare esasıyla satılan alanlara Fayda-Maliyet esasıyla adeta boşluk kalmacasına adeta duvar kâğıdı gibi asanlar çoğunluktaydı.  Alıcının duvarda çok resmi yan yana görünce satın alacağını sananlar ile  “Parasını verdim. Asarım!” diyenler çoğunluktaydı. Buna dur diyecek bir yapı olmadığı gibi galeri ve fuar yönetimi metre kare esaslı satış yaptığı ve parasını aldığı için susarak kenara çekilmektedir.

Sanat; iyiyi, güzeli, yakışanı bilmek, bunları yaşama ve yansıtma işidir. Sanat Fuarları da bu güzelliğin yakışan bir şekilde sunulmuş mekânları olmalıdır.

c)Fuar Sigortası: Geçen yıl bu konuyu detaylı işledim ve gelecek deprem riskinden bahsetmiştim. Ülkemiz hala deprem riski altında, bu risk dışında sağnak yağış sonucu Contemporary İstanbul Haliç’te çatıdan akan su sergi alanındaki eserlere zarar vermişti.

Sanatçılar! Sizin için çok değerli olan eserlerinizi fuar alanında bırakıyorsunuz, ama sigortanız yok, her türlü risk size ait. Bunu çözmek öncelikle fuar yönetimi ve galerilerin işidir. Onların da tutumları ortadadır. Bu konuyu galerinize bir baskı unsuru haline getiriniz.

d)Seçici ve Danışma Kurulları: Bu yılın fuarı için belirlenen seçici kurul üyeleri hakkında web sayfasında bilgi bulunmamaktadır. Sadece danışma kurulunu listesi yer almaktadır. Unvanlar kişilere prestijden daha çok,   görev ve sorumluluk verir. Bir listede adınız varsa ona uygun davranmanız gerekir. Sergilenen çalışmaların kalitesi bu danışma kurulu üyelerini rahatsız etmiyorsa,   o da onların sorunudur. Fuar 25 kişilik bir danışma kuruluna sahip olup,  bir çeşit akil insan heyeti gibi çalışmışlarsa 10. Artankara’nın yapılan ve yapılmayanından, günah ve sevabından bu akil heyette de sorumludur.  Sorumlu değillerse, o listede neden yer alıyorlar?

e)Küratörsüz Sanat Fuarı: Bu kadar çok detay gerektiren bir sanat fuarını başlangıçtan bitişine kadar küratörsüz yürütmenin çok sağlıklı bir yöntem olmadığı düşüncesindeyim.  Tarih tek adamları her zaman haksız ve başarısız kılmıştır.

f)Eser ve Sanatçı Eleştirisi:  Bu fuar sırasında görür görmez etkilenmemi sağlayan tekniği ve mesajı ile bakış açımı değiştiren yeni, farklı ve yaratıcı çalışmaya çok az rastladım. Çalışmaların büyük kısmı dekoratif,  Batı resim piyasasında şu an terkedilmiş resim çalışmaların tekrarı ve aransa benzerine yakının bu fuarda,  sosyal medyada veya Pinterest’te çok rahat bulunabilecek nitelikteydi. Dekoratif, süsleme tarzı ve defalarca tekrarlanmış işlerle bir fuara çıkmak cidden büyük özgüven ve cesaret sahibi olmayı gerektirir. Bu konuda konuşması gerekenler susup, bu konuyu es geçerek görmemezlikten gelince;  meydan bu özgüvenli kişilere kalmaktadır. İşin tuhafı zaman içinde çok satmaya başlayınca galerici ve alıcı baskısı bu kişileri esir almaktadır.

g)Yeni Nesil Sanat Alanı:  2023 yılında olduğu gibi bu yılda da Yeni Nesil Sanat Alanı’nı eleştirmeye devam edeceğim. Önemli işler sadece bir geçmişi sahiplenmekle olmuyor. Kuruluş felsefesi doğrultusunda çalışmak önemlidir. Şimdiki Yeni Nesil Sanat Alanı da kuruluş felsefesinden uzaklaşarak adeta Artankara mantığına dönüşmüş olup, kuruluş ruhu dışında sanatçı ve eser seçimlerinin yapıldığı net olarak görülmektedir.  Bu eleştirileri sürdürmemin nedeni; içteki olumsuzlukla mücadele edilmezse kanıksanır hale geleceğini ve artık bunun da bulaşıcı hastalık gibi çevreye yayılacağının hala anlaşılmamasıdır.

h)Ulusal Basında Artankara haberleri ve eleştirileri: Ulusal basında Artankara hakkında İstanbul kaynaklı eleştirisi ve sanat yazısı bulunmaması; Türkiye sanatının merkezi olan İstanbul’un Artankara ’ya bakışının ve fuar yönetiminin bu konudaki çabasının yetersizliğinin göstergesidir. Bu fuara ülke ve dünya sanatı düzeyinde bakabilecek ve yol gösterebilecek nitelikte sanat eleştirmenleri ve sanat yazarlarının fuar izlenim ve yorumlarının basında, dijital dergilerde yer almaması eleştiri konusunda eksiklik yaratmaktadır. Esas olan çıta düzeyini yükseltmektir! Kendini önemsemeyeni dışarıdan kimse önemsemez.  Demek ki; danışma kurulundaki gazeteciler gereken iletişimi sağlayamamışlar.

Hangi yazılı medyada fuar için özel bir eleştiri yazısı yayınlamıştır? Fuarın boyutu Ankara’yı aşıp isminin içinde yer alan “Uluslararası” düzeye gelmesi hedefleniyorsa eleştirmen konusuna da dikkat etmesinin yararlı olduğunu düşüncesindeyim.

B-Olumlu İzlenimlerim;

a)Arkheselection Kara Kutu Enstalasyonu / Sanatın Geleceği – Ekranın Arkası: Ankaralılar tuval resmine yatkın olup,  tuval resmi dışındaki gelişmeleri anlamayı bırakın çoğu dijital sanatın varlığını ve gelmekte olduğundan bile haberi yok. Buna sanatçılar da dahil!  Arkheselection Kara Kutu Enstalasyon alanını gözleyecek bir yerde on-on beş dakikalık sürelerle toplam bir saat durdum. Üzülerek söylüyorum; önünden geçen hiç bir tuval ressamı da bu stantla ilgilenmedi.  Bu proje sanatın geleceğini önümüze serdi, ama yeniliğe açık olması gereken sanatçılar ilgilenmedi. Arkheselection Kara Kutu Enstalasyonu geleceğin sanatı ve uyguları açısından Artankara 2023’ün en önemli sanat eseriydi, birimiydi ve sanat olayıydı.  Kendi adıma bu konuyu daha detaylı izlemeye çalışacağım.

Efe Alpay, Ahmet Güven ve Nilgün Sipahioğlu Salay geleceğin sayısal sanat çalışmalarını kara kutu içindeki ekranlarla bu değişimi anlamak isteyen sanatseverler anlatmaktadır. Sayısal sanat sonuçları maddi olarak da somut eser halinde de görülebilmektedir. Bu çalışma ve Artankara 2024’de sergilenmesindeki katkılarından dolayı Fulya TURAN hocama da özellikle teşekkürlerimi iletirim.

“20. yy’da, izleyicinin fiziksel sanat eserlerine odaklanmasını, sanatın saf haliyle deneyimlenmesini sağlamak amacıyla tasarlanan sanat galerileri, “Beyaz Küp” olarak adlandırılan temiz, nesnel mekânlardır. Bu kutsal mekâna giren her şey sanat eseridir.  21. yy ise yeni bir gerçekliğe gebedir. Sanat eserleri sadece uzay zamanda yer almazlar. Sanal alemde yer alan nesneler, fiziksel dünyanın kopyası olmak zorunda değildir. Sadece kendi sanal alemlerinde var olabilirler ve bu nesneleri sergilemenin mekânı artık Doherty’nin Beyaz Küpü değildir. Sanal görüntüler, ekranlarda görselleşirken, bu nesneler varlıklarını adeta kara bir kutuda sürdürürler.

Kara Kutu ifadesi tanıdıktır. Her hava taşıtında bulunması zorunlu olan, uluslararası kullanılan şekli ile bir uçuş kayıt ünitesidir. Uçuş ile ilgili bütün bilgiler kara kutunun içine belirli bir algoritma ile kaydedilir. Böylece ihtiyaç duyulan anlarda uçuş verileri yetkililer için ulaşılabilir kılınır. 

Sanal âlemdeki eserlerin otantikliğini ve sahipliğini belgelemenin yolu olarak karşımıza çıkan NFT (“Non Fungable Token” ifadesi, değiştirilemez/yerine başka bir şey koyulamaz token/jeton/ Sembol ya da gösterge) ile kayıt altına alınan esere ait tüm bilgiler, dünya üzerindeki pek çok bilgisayarda dağınık olarak, hiç müdahale edilemeyecek şekilde, adeta sanal bir Kara Kutu’da saklanır.

Postmodern dünyanın insanı, zamanını geçireceği alternatif evrenler arayışındadır. Bu alternatif, ekranın arkasındaki herhangi bir şey, bir film, bir oyun, olabileceği gibi, topyekûn Metaverse de olabilir. İçinde bulunulan, bu günlerde bile örneği yaşanılan, bu olgu karşısında, gelecekte fiziksel dünyadaki yaşam, alternatif sanal evrenlerdeki yaşam lehine evirilecektir. Öte evrendeki varlıklar, sahipsiz ve bedelsiz olmayacak; mülkiyet, NFT gibi yöntemler ile güvence altına alınacaktır.

Sizleri, “Beyaz Küp” evreni Art-Ankara’da, ekranların ardındaki “Kara Kutu”yu deneyimlemeye davet ederiz.”

İyiye iyi, kötüye de kötü denir.  Fuar yönetimine kendi adıma teşekkürlerimi iletirim. Arkheselection Kara Kutu Enstalasyonu’nun bu fuarın en önemli sanat çalışması olduğu, ama pek fazla kişinin farkına bile varamadığı düşüncesindeyim.

Marat Bekey

b)Marat Bekey/Kazakistan: Portakal Çiçeği Upsk’ın Kazak sanatçısı Marat Bekey’in sembolizmalar üzerinden evren anlatımı içeren çalışmalarını izlemenizi tavsiye ederim

c)İstanbul Concept Gallery:  Art Ankara’nın ikinci katındaki gözlerden fuarın son noktasındaki yerde olmasına rağmen sanatçı ve eser seçimi, olağan üstü bilgilendirme çabaları ve sunumları ile fuarın en başarılı galerisi olduğunu düşünüyorum. Galeri standındaki sanatçılar; Su Alara Acerol, Olga Alexopoulou, Ahu Aydemir, Hakan Cingöz, Yağızhan Çalışkan, Saygun Dura, Melisa Engineri, Sercan Filiz, Andreas Georgiadis, Murat Germen, Işıl Gönen, Nihal Gündüz, Ersin Gürtel, Gülercan Hacıoğlu, Deniz Köse, Serra Kuşkaya,, Sema Maşkılı, Nizam Orçun Önal,, Elena Papadimitriou, Tayfun Pirselimoğlu, Gabrielle Reeves, Maria Roza, Coşkun Sami, Yonca Saraçoğlu, Yusuf Şengür, Özlem Tekdemir, Özcan Uzkur, Ümit Ünal ve Kadir Selçuk Yaşa’dan oluşmaktadır.  Işık Gençoğlu küratörlüğünde İstanbul Concept;  Ankaralı sanatseverlerin bugüne kadar yıllarca aynı sanatçıların sıradan ve benzer eserleri izlemeleri sonucu alışık oldukları sanatçı ve eserler dışında başka bir estetik yaklaşım sundu.

Su Alara Acerol

İstanbul Concept Gallery’e Artankara 2025’de alt katta yer verilmesi halinde bir çekim merkezi oluşturacağı, Ankaralı sanatseverlerce resim, heykel ve fotoğraf sanatında Ankaralı bir galeriyle İstanbul Concept Gallery, Ankara ve İstanbul farkını daha net görebilecektir.

d) Kadir Akyol: Fuarın süper starı Kadir Akyol resimleriydi. Galerinin fuar alanındaki konumu, tasarımı ve sergileniş biçimi dikkat çekiciydi.

e)Engin Beyaz: Fuar çok sayıda resim ve az sayıda heykel ve seramik çalışmalardan oluşmuştu. Arda Sanat Galerideki Engin Beyaz gibi tuval resmi dışındaki özgün çalışmalarını bu yıl da sanatseverlere hatırlatmak istiyorum. Sanata sadece resim, ona da tuval resmi olarak bakmamak gerekir.

f)Uygar Ata Arıcı: Bu fuarın en özgün, başarılı ve özgün sanatçısı 8 yaşında ilkokul ikinci sınıf öğrencisi olan Uygar Ata Arıcı olup, fuara dedesi Adil Ocak ve anneannesi Aynur Ocak Gündoğan ile katılmaktadır.  Uygar Ata Arıcı’nın bu ikinci Artankara Fuarı’na katılımı olup, fuar için hazırladığı resimlerinin tamamını satarak pinterest üzerinden yaptığı resimlerle Artankara duvarları dolduranlara adeta özgünlük dersi verdi.

g)Ankara Güzel Sanatlar Lisesi:  Okul  Müdürü Bora Ergüç ve Görsel Sanatlar Öğretmeni Mehmet Hacıfettahoğlu’nun kurduğu ilişkiler sonucunda Türkiye’de ilk defa  bir güzel sanatlar lisesi  öğrencileri çalışmalarıyla fuarda yer almıştır. Fuarda yer alan Ankara Güzel Sanatlar Lisesi  öğrencilerinin gözlerindeki mutluluk ve heyecanı görmek gerekir. Bir kaçıyla kısa kısa konuştum; orada bulunmaktan son derece mutlu oldukları açıkça belli oluyordu. Görsel Sanatlar Öğretmeni Mehmet Hacıfettahoğlu’nun da resim sanatçısı olarak başka bir galeride yer alması onlar için örnek ve motive eden bir olaydı.

h)Fuar Etkinlik ve Konferansları: Artankara çok eleştirilmesine rağmen tüm katılımcı ve izleyiciler tarafından etkinlik ve konferanslar son derece olumlu ve başarılı bir aktiviteler olarak görmektedir. Üzücü olan;  bu kadar önemli konferansların bazılarına çok az kişinin izleyici olarak katılmasıdır.

 

C-Fuar İçinde Online Müzayede:  Fuar ziyaretim esnasında farklı kişilerden saat 17.30 dan sonra bazı galerilerde Instagram üzerinden online müzayedeler düzenlediğini iletti. Bizzat görmediğim için bilginin doğruluğu hakkında bir şey diyemeyeceğim.  Teknoloji zaman ve mekân başta olmak üzere her şeyi değiştiriyor. Sanat fuarı içinde müzayedeciliğin nerelere geleceğine ve hukuki sonuçlarına bakmak gerekir.

 

D-Netice;

Yaptığım eleştiriler isminde “Uluslararası,  Çağdaş, Sanat Fuarı”  kavramları olan, ama bu tarzda yönetilmeyen fuaradır. Benim standartlarıma göre Artanakara Uluslararası Çağdaş sanat Fuarı; festival-panayır haline gelmiş ve hem katılımcıları, hem de izleyicilerince de bu özellikleri kanıksanmış bir etkinliktir. Bu etkinliğin içinde sanat değeri yüksek az sayıda çalışmalar da vardır ve gelecekte de olacaktır. Bir sanatsever olarak bana düşen,  itina ile inceleyip bu kalabalık içinde kaybolmuş sanat değerlerine kendim için ulaşmaktır.

Başkalarının sanat fuarı çıtası daha aşağılarda olabilir, çıtaları nedeniyle bu fuarı mükemmel bulabilir ve övgü dolu sözler yazabilirler, ancak benim Artankara çıtam bu değildir. Ankara’da bu donanıma sahip başka bir fuar alanı açılmadığı süre içinde Ankaralı sanatseverler bu fuarda sergilenenlerin sanat kalitesine razı olacaktır.  Rekabetsizlik tekel yaratır! Fuarın tekel özelliği nedeniyle bezemeci, tekrarcı, esinlenmesi yüksek çalışmaların yoğun olduğu Artankara’ya yapılan eleştirinin sanatçı ve sanatsever üzerinde hiçbir etkisi olmaz. Ben buna rağmen üzerime düşen görevimi yaparak Ankaralı sanatseverlere “Uluslararası,  Çağdaş, Sanat Fuarı”nın nasıl olmaması gerektiği ve nasıl olacağı konusunda bilgi vermeye devam edeceğim.  Eleştirilerin odağı;  tamamen “Uluslararası,  Çağdaş, Sanat Fuarı” kavramları altında fuar esnasında ortaya konulanların sanat niteliği ve ortaya konuluş şeklidir.

Sanat yaratıcılıktır ve sanat fuarları da yeniliğin ve yaratıcılığın sanat dünyasının incelemesi, değerlendirmesi ve satın alması için oluşturulmuş özellikli alanlardır. Yıllardır aynı sanatçıların bilinen resimlerinin tekrarları fuarda bulunmaktadır. Özellikle isimleri çok bilinen sanatçılar bu fuarı önemsiyorlarsa;  bu fuar için yeni ve özel resimler yaratıp, bir heyecan başlatabilselerdi,  bu fuar 10 yılda çok başka yerde olurdu.  Bu önerimi Artankara 2025 için denerlerse çok farklı ve niteliği yükselemeye başlamış bir fuarla karşılaşacağız. Fuarcılığın ana ruhu olan yenilikçilik ortadan kalkınca mekân büyük bir sergi salonuna dönüşmektedir. Danışma kurulunun asli görevi; bir fuar için olmazsa olmaz yenilikçi-yaratıcı –özgünlük ruhunu salonlara yansıtacak atmosferi sağlamaktır.

Gelecek yıl açılacak 2025 Yılı 11.Artanakara çağdaş Sanat Fuarı ‘nı;   bir “Çağdaş, Uluslararası ve Sanat Fuarı”  standartları ile izleyerek eleştirisini sizlerle paylaşacağım. Gerekçeli ve adil eleştirinin sanat için önemli ve de yararlı olduğuna inanırım. Bu eleştiri bir sanat fuarı eleştirisi olup,  farklı düşünenler de eleştiri ölçüsünde kalmak şartıyla gerekçeleriyle her türlü karşı görüşü bildirme hakkına sahiptir.

Bu yılın son sözü:  Eleştiri; eleştirinin ne olduğunu ve neden yapıldığını bilenler ve anlayanlar için önemlidir. Eleştirileri yok saymak ve kabul etmemiş olmak ortada görünenleri değiştirmez.

 

 

 

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl