ÖFKELİ” OLMAYAN YILLARIMIZ OLDU MU Kİ?

Değerli gazeteci, siyaset adamı Altan Öymen’in “Bir Dönem Bir Çocuk” ve “Değişim Yılları” adlı anılarını, “Öfkeli Yıllar” (Doğan Kitap, Kasım 2009, 612 sayfa, resimli, artı kupürlü) takip etti. Altan Öymen okunumlu bir yazar. Hacmi ne olursa olsun elinizden bırakamıyorsunuz, bitirene kadar kitabı.

Anılarının bu cildinde, Öymen’in; bir yandan Ulus’ta gazetecilik yaparken öte yandan SBF’deki öğrenciliğini, CHP’nin Gençlik Kolları’nda siyasetle uğraşırken, dünyada ve ülkesinde olup bitenlerle ilgilenişini okuyoruz.

Öfkeli Yıllar”; ailenin, “Mor boyalı bahçeli evden ‘Şerefli Apartmanı”na taşınmasıyla başlarken, aynı zamanda Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950 milletvekili genel seçimini “kahir ekseriyetle” kazanıp, iktidara geçişiyle açılıyor. Bu yıllara damgasını vuracak olan “öfke” de; DP iktidarının meclis çoğunluğuna güvenerek “parlamenter faşizme” doğru evrilmesi ve CHP’nin de bir o kadar hırçın muhalefetiyle uç veriyor. 2 Mayıs 1954 milletvekili genel seçimini, daha da ezici bir çoğunlukla kazanan DP’yi artık zaptetmek mümkün olmuyor.

Öymen’in; 6-7 Eylül 1955 Olayları’nın anlatımıyla biten “Öfkeli Yıllar”ın devamı olacak anılarını daha şimdiden büyük bir özlemle beklemeye başladığımı söylersem abartmış olmam.

Kitabı kapattıktan sonra, anlatılan 1950-1955 arasındaki siyasi yılları aklımın erdiği, bilincimin yettiği ve yaşadığım yıllarla da kıyaslayarak; “öfkeli” olmayan yıllarımız oldu mu ki, diye söylendim içimden…

Bazı Yanlışlıklara Dair…

Şimdi de; beni doğrudan ilgilendiren “Öfkeli Yıllar”da anlatılan “1951 Komünist Tevkifatı” bölümünde gözüme çarpan kimi yanlışlıklara işaret etmek istiyorum.

“ ‘Aferin kıza…’ dediğimiz kız…” başlıklı 12’nci bölümün daha girişinde yer alan, Ekim 1953’te davanın ilk duruşmasındaki resmin kaynağı benim, yani bu satırların yazarı Emin Karaca. Niye belirtilmemiş, anlayamadım…

Sayfa 259’da yer alan Harbiye Askeri Cezaevi’nin avlusunda çekilmiş toplu fotoğrafın resim altında yanlışlıklar var.

Şöyle ki:

Reşat Fuat Baranermühendis” değil “kimyager” olacak.

Arif Namak’ın soyadının doğrusu “Nanak” olacak.

Fadıl Berken’in soyadının doğrusu “Barkan” olacak.

Kemal Engin’in soyadının doğrusu “Ergin” olacak.

Tevfik Dilmen’e; polislik her ne kadar bir meslekse de, burada “polis”ten ziyade sıfat olarak “provokatör” ya da “gizli polisin (Milli Emniyet’in) adamı” denmeliydi.

Sayfa 260’taki Sevim Belli’nin kitap kapağının resim altı “Cezelde” değil “Cadde Yayınları” olacak.

Sayfa 262’deki: “Nâzım Hikmet’in tutuklandığı 1938 “tektifatı”nın adı daha da uzundu: “Kara Harp Okulu Donanma Tevkifatı”ydı.” cümlesi büyük bir yanlışı içeriyor.

Nedense Nâzım Hikmet’in “Kara Harp Okulu Davası” ile “Donanma (ya da Bahriye) Davası” bir ve tek dava sanılır. Aynı yanlışa Altan Öymen üstadımız da düşmüş.

1938 yılının 17 Ocak gecesi gözaltına alınıp Ankara’ya götürülen Nâzım Hikmet, bir grup Harp Okulu öğrencisiyle birlikte Askeri Ceza Kanunu’nun 94’ncü maddesinden, yani; “Birden ziyade askeri şahısları… mafevke itaatsizliğe sevk ve tahrik…”ten yargılanarak, 29 Mart 1938’de, 15 yıl ağır hapse mahkûm edilmiştir. Buna “Kara Harp Okulu Davası” denilir.

Aynı yılın, yani 1938’in yazında Nâzım Hikmet İstanbul’a getirilerek Yavuz ve diğer bazı harp gemilerinin er-erbaşları ve bazı sivil komünistlerle birlikte, yine Askeri Ceza Kanunu’nun 94’ncü maddesinden, yani; “Birden ziyade askeri şahısları… mafevke itaatsizliğe sevk ve tahrik…”ten yargılanarak, Erkin gemisinin güvertesinde kurulu askeri mahkeme tarafından, 29 Ağustos 1938’de 20 yıl ağır hapse mahkûm edilmiştir. Bu davaya da “Donanma (ya da Bahriye) Davası” denilir.

Böyle bazı ufak tefek ve iki önemli yanlışlığa işaret ettikten sonra Altan Öymen üstadın, “Öfkeli Yıllar”ını hararetle herkese tavsiye ederim.

 

TEILEN
Önceki İçerikMATRUŞKA HAYAT
Sonraki İçerikKorku-yorum