Ana Sayfa Kritik ARTANKARA 2022 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ

ARTANKARA 2022 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ

ARTANKARA 2022 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ

Alternatifsizlik Ankara’da

“Yerli, Milli, Ankaralı, Çağdaş, Uluslararası”

karışımı melez bir sanat fuarı modeli yaratmıştır”

Artankara Sanat Fuarı; eksi ve artılarıyla ülkedeki az sayıdaki sanat fuarları arasında yer alan Ankara sanatı içindeki yeri son derece önemli olan sanat fuarıdır. Artankara’nın gelişmesinin beklenmesi ve yapılacak eleştirilerin yanlış anlaşılmasının Artankara’yı olumsuz etkilemesi ihtimaline karşılık bugüne kadar doğrudan Artankara’ya yönelik kapsamlı eleştiri yapmaktan sürekli kaçındım. Sekizinci yılını tamamlayan, hızla olgunlaşma dönemine giren, sorunları susularak geçiştirilen ve hakkında konuşulmaktan kaçınılan Artankara’nın her fuar döneminin sistematik incelenerek ve gerekçeli eleştirilmesinin zamanının geldiğine inanmaktayım.

10 Mart 2022 ve 12 Mart 2022 tarihlerinde 8. Artankara Çağdaş Sanat Fuarı’ndaki fuardaki tüm galerileri detaylı olarak tek tek inceledim. Bu süreç içinde fuarın genel işleyişi, galerilerin yerleşim-sunum şekli ve katılımcı sanatçıların çalışmalarının nitelikleri başta olmak üzere gözlemde bulundum, katılımcı sanatçı ve izleyicilerle yaptığım konuşmalardan da teyit eden düşüncelere ulaştım. Bir sanatsever olarak gözlem ve düşüncelerimi paylaşmamdaki amaç; birçok sanatçının konumları nedeniyle sorunlarını açıkça dile getirmek yerine fısıldaşmalarının kamuoyuna duyurulmasını sağlamaktır.

Artankara ile ilgili değerlendirme yapma ihtiyacım; Ankara’da büyük, köklü ve kurumsal bir sanat fuarlarının olmasının gerekliğine inanmam, geçmişte bu fuarı desteklemek için izleyici olarak yoğun çaba sarf etmem, fuar hakkında sahip olduğum bilgi ve gözlemlerimi paylaşarak ve susan sessiz çoğunluğun sesinin duyulmasına zemin hazırlamaya çalışmamdan kaynaklanmaktadır.

Artankara’nın Türkiye’deki Sanat Fuarları arasındaki Yeri: Artankara sürekli ve düzenli olarak İstanbul dışında büyük alan ve geniş katılımcıyla yapılan tek sanat fuarı niteliğindedir. ArtContact İstanbul ve Artankara’nın aynı fuar şirketlerince aynı yönetim mantığı ile düzenlenmesi, Artshow İstanbul’un süreklilik sağlayamaması, IAAF’ın yönetimince antika ve sanatın birlikte düşünülmesi ile mekân ve katılımcı düzeyindeki yetersizliği birlikte değerlendirilirse geriye kalan Tüyap sanat fuarı kalmaktadır. Tüyap sanat Fuarı geçmiş yıllardan kaynaklanan tecrübeye sahip, İstanbul’da düzenlenen, yoğun katılımcı ve izleyici sayısı olan bir fuardır. CI Contemporary İstanbul ise yukarıda belirtilen fuarlardan nitelik olarak çok farklı bir kulvarda ve düzeydedir. Artankara’nın adında Uluslararası olsa da etkinliği Ankara ile sınırlı bir şehir fuarı niteliğindedir. Artankara hakkında İstanbul kaynaklı eleştirisi ve sanat yazısı bulunmaması Türkiye sanatının merkezi olan İstanbul’un Artankara’ya bakışının göstergesidir.

Fuara İstanbul’dan katılan bazı galerileri çıkartırsak, İstanbul’dan katılan birçok galerinin sanatçı-eser-sergilemesinin tartışılabilir nitelikte olduğu düşüncesindeyim.

Sanat Fuarlarının Ticariliği: Uluslararası sanat fuarları ticari bir amaca ve faaliyet alanına sahip olsalar da, sonuçta düzenlendikleri şehrin ve ülkenin sınırlarını aşan önemli sanat çalışmasını sergilemek amacıyla tasarlanmış kurumsal yapılardır. Bir sanat fuarı için en büyük açmaz; öncelikle ticaret ve sanat ikileminde kalmak, sonra ticarileşme eylemlerine mazeret uydurmaktır. Sanatta olduğu gibi eğitim, sağlık, eczacılık, gıda, hukuk, noterlik başta olmak birçok alanda ibreyi ticarete doğru kaydırdığınızda gelirinizi maksimize etmiş görünseniz de önce o alana ve daha sonra ulusa ve insanlığa zarar verirsiniz. Serbest ticarette; rekabete ve girişimciliğin önemi kadar, yasallık yanında etik değerlere de sahip olmak önemlidir. Sanat fuarları da uygulamalarını bu ince dengeleri gözeterek sürdürmek zorundadır.

Seçici Kurullar: Sanat fuarları; her birinin katılım için belirli bir ücret ödeyerek katıldığı bir dizi ticari galeri temelinde yapılandırılır. Bugün dünyadaki fuarların çoğu fuarda yer almak için para ödemeye razı her galeriye/sanatçıya çalışmalarını sergileme şansı sunmayan bir eleme sistemi uygulamaktadır. Fuara galeriden bağımsız sanatçı olarak katılmak için de bu kural geçerlidir. Sanat fuarlarında yer alabilmenin ilk koşulu para ödeme gücüne sahip olmak değildir. Sanat fuarları kuruluş yılından başlayarak eleme sistemi sıkılaştırdıkça o sanat fuarının itibarı artmakta, sanat fuarının itibarı arttıkça, eleme sistemi daha sıkılaşmaktadır. Yıllarca fuar seçici kurulların öneminin üzerinde durmamın nedeni; Artankara Sanat Fuarı’nın olması gereken kaliteye geçiş için geçen sekiz yıla rağmen gerekli adımların fuar yönetimince atılmamasıdır. Bu güne kadar Artankara’da başta seçici kurul olmak üzere danışma kurullarında kim görev yapmışsa gelinen sonuçtan doğrudan sorumluluğu bulunmaktadır. Fuar yönetimi tarafınca da görev yapmaları engellenmelerine rağmen susarak seçici kurul görevinde kalmalarının susma gerekçelerini açıklamaları şarttır. Bu beyanda bulunabilecek bir kişinin dahi çıkmayacağı düşüncesindeyim.

Bu yılın fuarı için belirlenen seçici kurul hakkında web sayfasında bilgi bulunmamaktadır. http://www.artfairankara.com/artankara-2021/# Fuar seçici kurullarının işlevsizliğinin sonucunu ve fuara yarattığı tahrifatı görmek için fuar koridorlarında kısa bir tur yeterlidir.

Fuarın ilk yıllarında seçici kurul tarafından listesindeki sanatçıların elenmesi gerektiğini söyleyebilen seçici kurul tavrına karşılık, bu sanatçılar elenirse fuara katılmayacağı konusunda fuar yönetimine rest çeken galerilere karşı hiçbir şey yapılmayarak önce pasifleştirilen ve daha sonra zaman içinde varlığı ortadan kaldırılan seçici kurul uygulamasından farklı sonuç beklenilmemelidir. Fuarın ilk yıllarında Niş Art’ın nitelikleri tartışmalı sanatçı-çalışmalarla fuara katılımına karşı çıkanlar arasındaydım. O dönemde Niş Art; bu niteliği tartışmalı sanatçıları farkında olmadan kendi galerisinde sınırlayarak başka galerilere yayılmasını engelliyordu. Bugün gelinen durumda Niş Art Artankara’ya katılmıyor, ama her geçen yıl niteliği tartışmalı katılımcı sanatçı ve galeri sayısının artmasının tek nedeni çalışmayan seçici kuruldur.

Tekelleşeme: Ankara’da mevcut bir sanat fuarının önce Ankara sanat dünyasına ve ülkeye sağlaması beklenen katkısı ile mevcut uygulamalarını birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Artankara Sanat Fuarı şu an için tek sanat fuarı olup, Ankara’da bu nitelikte yeni bir sanat fuarının da faaliyete geçmesi bu aşamada mümkün görülmemektedir. Bu nedenle Ankara sanat dünyası fuar yönetiminde bir tekelle karşı karşıyadır. Tekeller neyi yapar, neyi yapmaz siz düşününüz.

Eleştiril(e)meyen Artankara; Sanatın; Sanatçı-Galerici-Sanatsever-Sanat Eleştirmenlerinin birlikteliğiyle işlevselliğini tam olarak ortaya koyacağı düşüncesindeyim. Her biri kendi işlevlerini gerçek anlamda yerine getirince hem diğerine, hem de sanata önemli katkı sağlamaktadır. Türkiye’deki önemli sanat eleştirmenleri veya yazarları hakkında bugüne kadar Artankara’ya yönelik kapsamlı bir eleştiri yazısı bulunmaması düşündürücüdür.

Bu fuara ülke ve dünya sanatı düzeyinde bakabilecek nitelikte sanat eleştirmenleri ve sanat yazarlarının ve fuar izlenim ve yorumlarının basında, dijital dergilerde yer almaması eleştiri konusunda eksiklik yaratmaktadır. Artankara fuarı için sanat eleştirmenlerinden eleştiri almak gereksiz diyenler de olabilir. Esas olan çıta düzeyini yükseltmektir!

Hangi yazılı medyada fuar için özel bir eleştiri yazısı yayınlamıştır? Fuarın boyutu Ankara’yı aşıp Uluslararası düzeye gelmesi hedefleniyorsa eleştirmen konusuna da dikkat etmekte yarar olduğunu düşüncesindeyim.

Fuara katılan sanatçı, galerici ve sanatseverlerin görüşleri yanında sanat eleştirmenlerinin görüşünün önemi yok mu? Buna uygun ortam sağlanmış mı? Makul ve uygun ortam sağlanmasına rağmen hala belirli düzeyde sanat eleştirmeni bu fuarı ziyaret edip bir sanat eleştirmeni olarak görüşlerini iletmiyorsa bu defa bu fuarın geçerliliğinde bir sorun olmalı!

Fuar yönetimin etrafındaki “Her şey çok iyi ve daha güzel olacak!” ve bu fuarın gelecek yıllarda gelişerek devam etmesi için “Her şey çok güzel gitti” diyenlerden oluşan çemberden daha çok, çevreden yükselen tüm seslerin değerlendirilmesinin yararlı olacağı düşüncesindeyim.

Sergileme Kaosu: Katılımcı galerilerin sosyal projeler hariç tamamına yakını fuar şirketlerine ödedikleri faturaları katılımcı sanatçılara yükledikleri gibi bazılarının sanatçılardan satıştan yüksek oranlarda komisyon alınması sanatçılara büyük bir ek yük eklediği ( hatta bazılarının bir resim aldıkları) bilinmektedir. “Her iki taraf bu konuda anlaşmışsa sorun nerede?” Diyenler olabilir. Öncelikle fuarın bir ticari yapı ve ücretsiz fuar olmayacağını unutmayalım. Tüm maliyetleri sanatçıya yüklediğiniz zaman bu defa galeriler kendi alanlarındaki her santimetre kareyi maksimumu da aşan şekilde kullandırmak zorunda kalıyorlar. Sergileme konusunda başarılı galerilerin sayısı çok az olup, bu galeriler her yıl aynı yerde fuara katılmakta, sergilemedeki başarıları ve satış potansiyelleri ile hemen dikkat çekmektedir.

Satış potansiyeli düşük galeri ve sanatçılardan oluşan galeri-katılımcı sanatçı ilişkisi; sadece sanatçı tarafından bir fuarda bulunmanın karşılığının ödendiği bir ticari ilişkiye dönüşmektedir. Fuarda sergilenmek üzere asıldığı ilk günde alıcı bulmayacağı görülebilen birçok çalışma fuarın kapanış saati beklenmeden son gün stantlardan kaldırıldı. Birçoğunun da niteliksiz çalışmalar olması nedeniyle alıcı bulma şansı zaten yoktu. Bu tip katılanların temel hedefi sadece fuara katılmış olmaktır. Niteliksiz çalışmaların bu kadar çok olduğu ve sergilemede kaosun yaşandığı bir fuarda kendini tanıtmaya çalışan birçok yetenekli sanatçı kaos içinde kaybolup gitmektedir.

Tablolar arasında sıfırlanan mesafeler, etrafında dönerek izlenemeyen heykel ve seramik çalışmaları ile yapılan kötü sunuma göz yuman fuar yönetimini işe sanat değil, parasal açıdan baktığı ve fuar danışma kurularının da birer unvan dağıtılma yeri olduğu düşüncesindeyim. Buralarda fonksiyonunu icra etmeyenler bu unvanlarıyla mutlu mu?

Fuara Bağımsız Sanatçı olarak Katılım: Artankara’ya katılım için görünürde doğrudan galeriler, üniversiteler, yerel yönetim, sivil toplum kuruluşları, sosyal proje üyeleri vb. yapılar dışında katılım mümkün değildir. Biraz dikkatli bakılınca bazı sanatçıların bağımsız ve bir kaçının bir araya gelerek kendilerince oluşturdukları sembolik yapılar altında galeriler dışında fuara katıldığı gözlenmektedir. Dünyada fuar katılımı için galeri zorunluluğu yanında fuarın belirli alanının bağımsız sanatçılara ücret karşılığı sergileme olarak ayrılması söz konusu olmaktadır. Artankara’nın belirli alanında asgari metre kare şartı olan özel sergi alanları oluşturularak bağımsız sanatçılara tahsisinin fuar yönetimince düşünmesinde yarar bulunmaktadır. Bağımsız sanatçı alanlarının metre kare fiyatı normal galeri fiyatından yüzde otuz pahalı oluşturularak bağımsız sanatçı olarak katılımının maliyetinin sanatçı tarafından ödenmesi ile galeriler için haksız rekabet de yaratılmamış olur. Bağımsız alanlarda fuara katılacak sanatçı ve eserleri seçici kurulda tek tek incelenirse şu an yaşanan kaosa da bir derece düzen getirilmiş olur. Sanat fuarı için her durumda seçici kurulların çalışması esastır!

Küratörsüz Sanat Fuarı: Fuarcılık, Sanat Fuarcılığı ve Sanat Fuarı Yönetimi iç içe görülse de çok farklı ve uzmanlık gerektiren konulardır. Sanat fuarının hitap ettiği alan sanatçı, sanatsever ve galeriden oluşan doğrudan sanatın paydaşlarıdır. Bu paydaşlarla sadece klasik fuarcı yaklaşımı ile ilişki sağlanamaz. Bu iletişim esnasında sanat ve sanat yönetimini bilen bir küratörü/sanat yöneticisi gerekliliği ortadadır. Artankara Sanat Fuarı’nın tüm dönemlerinde kamuoyuyla deklere edilmiş bir küratörü bulunmamaktadır. Fuar yönetiminin etkin ve donanımlı bir küratörle çalışabilecek yapıda olmadığı ve küratörü kendisine maddi ve manevi ayak bağı olarak gördüğü düşüncesindeyim.

Ankara’dan bu fuara küratörlük sağlayacak, düzey atlatacak, ruh katacak ve fuar küratörlüğü/sanat danışmanlığı yapacak vizyonu geniş, bilgili ve tecrübeli bir küratörün temini şu aşamada mümkün değildir. Küçük organizasyonlarda küratör unvanını kendine uygun görenlerle bu fuarın küratöryal sorunu çözülemez. Fuarın unvanı içinde yer alan “Uluslararası” ve “Çağdaş” kavaramlarının içeriği bu niteliğe sahip yetkin bir küratörle doldurulabilir. Bu başlangıçta bir maliyet olarak görünse de; fuarın saygınlığı için bu maliyete katlanmaktan başka çare yok.

Fuar yönetiminin “Artankara’ya küratör kim olabilir?” sorusunu dışarıya sormadan önce her şeyi kendisinin yapmasını gerektiği düşüncesinden vaz geçmesi, bu işleri delege edeceği ve küratöre verdiği hizmet bedelinin ödenmesinin gerektiği bilincine ulaşması esastır. Diğer taraftan fuar yönetiminin etrafındaki danışma kurullarının konuyu sadece Ankara düzeyiyle sınırlı görmesi nedeniyle fuarın her geçen gün kısırlaştığı, melezleştiği ve bırakın uluslararası olmayı her geçen gün Yerli-Milli-Ankaralı-melez hale geldiğini gözlemekteyim.

Uluslararası ve Çağdaş Sanat Kavramı”: Fuara katılan yabancı galerilerin birkaç istisna dışında İran’la sınırlı kalması fuarın ne kadar Uluslararası olduğunu ortaya koymaktadır. Çağdaş Sanat Fuarı’nın tanımının fuar yönetimince net anlaşılmadığı ortada olup, sadece aynı çağda yaşanmış olmak yerine gerçek çağdaş sanat kavramının ne olması ve bunun fuarda nasıl sergilenmesi gerektiğini; fuar yönetimi, danışma ve seçici kurullarının tekrar tekrar incelemesinin zorunluluk haline geldiği düşüncesindeyim.

Fuar çok sayıda resim ve az sayıda heykel ve seramik çalışmalardan oluşmuştu. Çankaya Belediyesi standındaki Veli Aras Yalçınkaya, Hasan Doğan Yılmaz, Arda Sanat Galerideki Ergin Beyaz gibi duvar resmi dışındaki özgün çalışmalara rastlamak mümkün değildir.

Eser ve Sanatçı Eleştirisi: Fuarın sürekli izleyicisi olmam ve Türkiye’deki özellikle resim piyasasını sürekli takip etmem dikkate alınırsa bu fuar sırasında görür görmez etkilenmemi sağlayan, karşısında beni esir eden, beynimde şimşek çaktıran, suratıma tokat gibi çarpan, önermesi ile bakış açımı değiştiren yeni, farklı ve yaratıcı çok az çalışmaya rastladım. Çalışmaların tamamına yakını geçmiş çalışmaların tekrarı ve aransa benzerine yakının bu fuarda veya sosyal medyada çok rahat bulunabilecek nitelikteydi. Seçi kurul olmaması/ çalışmaması/ çalıştırılmaması nedeniyle çalışmaların önemli kısmı ticari nitelikteydi. 2022 yılında biri yurt dışı ve yurt içinde iki yeni sanat fuarı düzenleyecek yabancı grubun sanatçı kökenli yabancı ortağıyla 12 Mart 2022 günü fuarı beraber inceledik. Bu kişiye göre ticari çalışma oranı yüzde doksana ulaşmaktadır. Sanat fuarını ticari temele oturtturularak sanat fuarcılığı yapılması halinde gelinen bu sonuç kaçınılmazdır. Fuara katılan sanatçılar “Arzu ettiğimiz düzeyde bir sanat fuarı olmamasına rağmen, şu an başka alternatifimiz olmadığı için fuara katılmaktayız.” demektedir. Buna rağmen fuarı yönetimin yarattığı hoşnutsuzluğu fuar yönetimi görmemekte ısrar etmektedir.

Bu fuarda çok olumlu ve olumsuz bulduğum sanatçıları belirterek yazının temelini oluşturan fuar yönetimine eleştirisinden uzaklaştırmamak istemekteyim. Zaman içinde bazı sanatçıları doğrudan yazılarıma konu etmeye çalışacağım.

Fuar Etkinlik ve Konferansları: Artankara çok eleştirilmesine rağmen tüm katılımcı ve izleyiciler tarafından etkinlik ve konferans açısından son derece olumlu ve başarılı bir fuar olarak görülmektedir.

Eski Tarihli Çalışmalar Fuarda Sergilenmeli midir? Fuarların amacı yeniliği paylaşmak olup, fuarda eski tarihli çalışmaların sergilenmesi özellikle sanat fuarının mantığına uygun değildir. İbrahim Balaban’ın 1950 tarihli çalışması ve Şeref Bigali’nın çalışmalarının satışa sunulmasının fuar konseptine uygun olmadığı düşüncesindeyim.

Netice; Art Ankara Fuarı yönetimi eleştiri kanallarını tıkayıp, her eleştiriye ticari mantıkla kendisince bir açıklama getirir ve bu fuarı yerli, milli, Ankaralı ve çağdaş olmayan bir sanat fuarı olarak sürdürmeye devam ederse Artankara’nın bir süre sonra cazibesini yitirerek bir sanat panayırı niteliğine dönüşmesi ihtimal dahilindedir. Artankara yönetiminin Artankara’yı olması geren düzeye getirmesi için; öncelikle ortada sorun olduğunu anlamasını sağlayacak eleştiri kanallarını açık tutması, fuarın paydaşları ile görüşerek çözüm arama kanalarını açması ve sanat fuarı yönetiminin sadece ticari akılla yapılmayacağını bilmesi gerekir. Bugüne kadar Artankara’da danışma ve seçici kurullarda görev alanlar görevlerini yapmamaları/yapamamaları nedeniyle fonksiyonsuzlaşmış olup, Artankara yönetiminin bu kişilerin çizdiği sınırlı ufuk yerine Ankara sanat dünyasıyla sınırlı kalmayarak İstanbul ve Dünya sanat piyasasından gerekirse profesyonel danışmanlardan destek almasının zamanı gelmiştir. Artankara’nın Ankara sanat fuarcılığında tekel olmasını avantaja çevirecek yapıya kavuşması gerekir. Fuara bağımsız sanatçı olarak katılımı konusunun değerlendirilmesinde yarar bulunmaktadır.

Son söz; sanat fuar yönetimi sadece ticari akılla değil, sanat yönetimini bilen ekiple yapılır.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl