Ana Sayfa Kritik Depresyona Karşı Şiir ya da Direniş

Depresyona Karşı Şiir ya da Direniş

Depresyona Karşı Şiir ya da Direniş

Vahşi bir çağdayız, güncellenmiş bir ortaçağın içindeyiz sanki. Küçücük botlara sığmaya çalışan mülteciler, açılan, kapana ya da duvar örülen sınırlar, savaşlar, ekonomik krizler, her yanda pörtleyen polis devletleri; kıssaca her geçen gün nefes almayı zorlaştıran küresel sistem. Dünya çapında korku, panik dalgaları yaratan, herkesi herkesten şüphe eder pataloji yaratan, kalabalık yerlerden korku doğuran salgın hastalıklar. Bir tarafta açlık ile boğuşan yığınların ya da borç bataklığında debelenen geniş kitleler diğer tarafta Marsı sömürgeleştirmek için devam eden projeler. Şimdi 80’li yıllarda izlediğimiz distopyaların teker teker gerçekleştiği bir zamandayız.

Yaşadığımız zorluklar hepimizin gözlerinin önüne dev setler çekiyor. Kendimizi gitgide yalnız, çaresiz ve umutsuz hissediyoruz. Kendi içimize sıkıştıkça çareyi sosyal ağın yapay cennetlerinde arıyoruz: mutlu gülümseyen selfie’ler, genç, güzel ya da özel olduğumuzu ispatlamaya çabalayan paylaşımlar yapıp duruyoruz. Gerçek egomuz ile aramız hep bozuk olduğu için sanal egolarımıza sürekli yatırım yapıyor, yeni bir tür şizofreni ile baş etmeye çalışıyoruz.

Geçmişin toplumsal kriz dönemlerinde hep ütopyalar, geleceğe dair tahayyül insanların direnç göstermesi için bir itici güç olmuşken, şimdi bildiğimiz tüm ütopyaların alt üst olduğu bir zamana anlam biçmeye zorlanıyoruz. Gelecek sanki şimdiye sızmış ve onu korku ile ele geçirmiş gibi. Yaşadığımız çağ karşısında tökezliyoruz- hepimiz.

İnanacak büyük davaları yitiren bizler, kişisel etikler var ederek, türümüzün yarattığı vahşete karşı ayakta durmaya çalışıyoruz. Gerçeklik o kadar büyük bir canavara dönüşmüş ki bir çoğumuz devam etmek için motivasyonlar yaratmaya zorlanıyoruz.

İşte karanlığın, nefessizliğin, depresyonun en tepe noktası, tam da şiirin gelip hayatı ele geçirmesi gereken bir vakittir. Şiir değil mi pagana yeryüzü anayı kutsaması için ses, hermetikler için gizil bir dua, ütopyacılar için kaçak bir ada, direnişçiler için meşale- insan dediğimiz türün vakti boyunca.

Hayata yayılan şiir, dizelerden sokağa çıkan şiir, kentin akışına sızan onu hack’leyen, virüs gibi punk şarkılarından konsol oyunlarına, çağdaş sanattan performansa yayılan şiirden bahsediyoruz elbet.

Şiir hep zor zamanların işidir, gerçek şiir hep direniştir. Karanlığa karşı kahkaha atan Henri Michaux, kara duyguluğu kuşanan Ece Ayhan, vahşi benimizle korkusuzca yüzleşen Antonin Artaud, aşıklara sığınak olan Patti Smith, çılgınlığa karşı uluyan Allen Ginsberg, zorbalığa karşı ruhuna sarılan Anna Ahmatova. Yaşam sevinci şiirdedir, doğaya, kuşa, balığa açılan gönül kapısı şiirdedir. Evrenin kozmik yüceliğini bende hissetmek, ışığı kuşanmak, karanlık tarafa barikat kurma becerisi şiirdedir.

Sistem bize karanlık, korku ve depresyonla geliyorsa, bizde insan evlatları onun karşısına göğsümüzü gere gere, tekilden çoğalarak, çok’laşarak; kadın oluşla, hayvan oluşla, mutant oluşla yani şiire dönüşerek çıkacağız.

Şiir olacağız, sadece şiir!

Mart 2020- Hasanpaşa Krallığı

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl