Ana Sayfa Manşet Gamze Gökçen ile Sinestezi ve Renkler Üzerine

Gamze Gökçen ile Sinestezi ve Renkler Üzerine

Gamze Gökçen ile Sinestezi ve Renkler Üzerine

Günsu Saraçoğlu: Sohbetimize sizi kısaca tanıyarak başlayalım mı?

Gamze Gökçen: 1993 İstanbul doğumluyum. Çocukluğumdan beri görsel sanatlara merakım ve yeteneğim vardı. İlk ve ortaokulun ardından Adıgüzel Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümü’nden mezun oldum. Resmi olarak resim ve sanat alanındaki eğitimimin temelleri burada atılmış oldu. 2022 yılında da Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar ve Resim bölümü Yüksek Lisans programından mezun oldum. Fotoğraf eğitimlerime ilk olarak 2018 yılında Londra’nın önde gelen sanat ve moda okulu olan Central Saint Martins ‘de moda fotoğrafçılığı, styling üzerine uzmanlık eğitimi aldım. İfsak Doğa ve Manzara grubuna üye olarak fotoğraf alanını deneyimlemeye başladım. Büyük reklam projelerinde stylist olarak çalıştıktan sonra bireysel ressam ve fotoğrafçılık yapmaya başladım.

Sanat ve renk konusunda kendinizi geliştirmek için aldığınız başka eğitimleriniz de var mı ?

Sanat Terapi , Mekan Tasarımında Renk Kurgusu, Resim Analizi ve Psikolojik Yorumlama eğitimleri aldım.

 

Öncelikle çalışmalarınızın odağında olan “Sinestezi ve Renkler” üzerinde biraz konuşsak. Neden bu kavramları odak noktası olarak seçtiniz?

Çocukluk yıllarımdan beri giyimde ve sanatta ilgi odağım renklerdi. Bir müzik dinlediğimde gözümün önüne hareket eden ve birbiriyle iç içe geçen renkler görürdüm. Bu durumu yıllarca sorguladım. Altı yıl önce sanat tarihini, psikolojiyi ve tıp alanını incelemeye başlayınca sinestezi kavramı karşıma çıktı. Kendimin de sinestezik olduğumu fark ettim. Bu durumu hem resim sanatında hem de fotoğraf sanatında kullandım.

 

“Sinestezi ve Renklerin Enerjisi” isimli ilk kişisel serginizin kavramsal çerçevesini sizden dinleyelim.

Sinestezi ve Renklerin Enerjisi” adlı sergimde beş duyumuzun birlikte çalıştığını ve bir duyunun diğer bir duyuyu tetiklemesi sonucu ortaya çıkan içsel yolculuğumu resim sanatında ifade ettim. Bu sergimde müzikle birlikte duyduğum ritimlerin oluşturduğu renklerin her birinin duygusu olduğunu çalışmalarımda soyut dışavurum üslupla anlattım.

 

Hadi “Fotoğrafın Sesi” isimli fotoğraf serginiz ile devam edelim?

Fotoğrafın Sesi” isimli çalışmalarımın referans noktası; renklerin ve işitsel duyunun birey üzerindeki etkisidir. Bu sergimdeki çalışmalarımda; çeşitli müzik türleri dinleyerek, bende uyandırdığı duyguları renklerle soyut dışavurumcu üslupla ifade etmeye çalıştım. Son yıllarda renk psikolojisi çok ilgi toplayan ve üzerinde çalışmalar üretilen bir alan haline dönüştü. Renklerin duyularımız ile algılanması düşünüldüğünden de derin bir konudur. Evreni oluşturan renk ve biçimlerdir. Renklerin kökeni ve ortaya çıkışı; ses, frekans ve ışıkla oluşmaktadır. Ve doğada gördüğümüz her canlı renktir. Somut renklerin dışında bir de beş duyumuzla algıladığımız ve kişiliğimizi de ifade eden soyut renkler vardır. Bunlardan renk psikolojisinde en etkili olan işitme ve görme duyumuzdur. Her bir duyuyla algıladığımız iyi, kötü, kaygılı veya mutluluk gibi duygu durumları kişiden kişiye değişmektedir ve her bir kavramdaki duygunun rengi vardır. Ben şimdi kendi hissettiklerimden oluşturduğum çalışmaların izleyici üzerindeki yansımalarını gözleyeceğim.

Eğitimleriniz, sergilerinizin yanı sıra sinestezi ve renk kavramları ile temellenen sunumlarınızdan bahseder misiniz ?

Gazi Üniversitesi’nin düzenlediği sempozyumda sinestezi ve sanat ilişkisi üzerine sunum yaptım. Bu konuda sunum yaparken dünya sanat tarihinin önde gelen sanatçılarından Wassily Kandinsky’i, Vincent Van Gogh’u ve David Hockney’in eserlerini inceledim. Kütahya Üniversitesi’nde “Renklerin Kültürlerdeki Yeri ve Tarihçesi” üzerine sunum yaptım. Bu konu hakkında sunum yapmadan önce yeşil, kırmızı ve siyah rengin Avrupa’daki, Osmanlıdaki ve bunlar gibi birçok kültürlerdeki anlamı ve psikolojik etkilerini araştırdım.

 

Üretimleriniz arasında bir başka sanatçının sizin eserinize yaptığı beste var. Bu çok sıra dışı ve ilgi çekici bir çalışma. Bu süreç nasıl gelişti?

Sinestezik Amerikalı piyanist Margin Alexandre ile sosyal medya aracılığıyla tanıştık. Bana “Maneviyatın Işığı“ adlı çalışmamın onu çok etkilediğini ve beste yapmak istediğini belirtti. Bu bestesini, 31 Mart 2021 tarihinde New York’taki konseri dinleyicileriyle buluşturdu.

 

Son olarak , ileriye dönük projeleriniz var mı?

Bilimsel , sanatsal araştırmalarımı ve deneysel çalışmalarımı renkler ile sanatı bir adım öteye taşıyacak şekilde geliştirmeyi planlıyorum.

 

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl