Ana Sayfa Art-izan HABİP AYDOĞDU’DAN “KIRMIZI YİNE KIRMIZI”

HABİP AYDOĞDU’DAN “KIRMIZI YİNE KIRMIZI”

HABİP AYDOĞDU’DAN “KIRMIZI YİNE KIRMIZI”

Ankara dışında bir ilde doğdum ve genç yaşta eğitim için Ankara’ya geldim. Kesintileri saymazsam çok uzun yıllardır Ankara’da yaşamaktayım. 1970 son döneminden itibaren bu şehrin çeşitli değişimini gözleyerek hafızasına yazabilen bir kişiyim.  1990 sonlarında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun merkezi olan Ulus Ankaralılar için önemsiz bir yer haline geldi. Bu önemsizlik her geçen gün hızla yayıldı ve şehrin batı kesimine yerleşen önemli sayıda bir grup Ulus’u hafızasından çıkardı. Ulus Ankara Büyükşehir ve Altındağ İlçe belediyenin de ilgisinden çıkınca kendi içinde bir şekilde ayakta bir yıkıma bırakıldı.

13 Mayıs 2022 günü çok uzun aradan sonra Habip Aydoğdu’nun “Kırmızı Yine Kırmızı” sergisi için Ulus’ta bulunan Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi içinde yer alan Sanat Müzesi’ne gittim.

Sergi salonu; cumhuriyetin başlangıcında kurulmuş olan ilk İş Bankası’nın tarihi binasının üçüncü katında yer alan bir sergi salonu olup, sergilenme ve ışıklandırma açısından yeterli bir donanımdaydı.  Sergi davetlileri arasında Ankara’nın seçkin sanatseverlerinin o dudak bükülen Ulus’a gelmesinde önce İş Bankası ve daha sonra ise Habip Aydoğdu adı bulunmaktadır.

Sanatsever iyi sanatçı ve sanat eseri için seçkin sergi mekânlarına çekinmeden gelebiliyormuş!  Yeter ki; siz kaliteyi ortaya koyun.

Farklı olan diğer bir konu da; serginin 19 Nisan 2022-30 Temmuz 2022 arasında yüz gün gibi uzun bir dönemi kapsamış olmasıydı.

2019 yılında açılması planlanan, fakat korona virüs pandemisinin getirdiği kısıtlamalar çerçevesinde müze ve galerilerin ziyarete kapanması ile ertelenen sergi, 2022 yılına gelindiğinde konsepti tamamen değişmiş olarak hayata geçiyor. Habip Aydoğdu’nun bir nevi korona virüs günlüğü olarak da yorumlanabilecek sergisinin küratörlüğünü Elif Aydoğdu Ağatekin yapıyor.

Sergide Özgür Aydoğdu’nun gözüyle Habip Aydoğdu’nun yaşamını, kişiliğini, çalışma biçimini belgeleyen ve yorumlayan siyah-beyaz fotoğraflara da yer verilirken, sergiye videoları ile Serhat Özdemir de katkıda bulunuyor.

Hasan Çakır, Habip Aydoğdu’nun “Kırmızı Yine Kırmızı” sergisini şu sözlerle anlatıyor: “Arsız bir bitki, kızıl bir çiçek gibi bütün dünyayı sardı sarmaladı COVID-19 virüsü. Korona, ölümü, burnumuzun dibine kadar yakınlaştırdı. Korkudan kabuklarımıza çekilmek zorunda kaldık. Kaybettiğimiz dostları bile son yolculuklarında yalnız bıraktık. Korku ve kaygının hâkim olduğu yalnızlık ortamlarında, kendimizle baş başa kaldık. Her musibet gibi, bu felaketin de faydaları olmadı değil. Belleğimizdeki pek çok çekmeceyi karıştırmaya, önemsemediğimiz kimi duygu ve düşünceleri yeniden hatırlamaya başladık. Gördük ki yolun sonu, öyle sandığımız kadar da uzak değil. Zaman hızla akıyor. Oysa yapılacak o kadar çok iş var ki… Böyle bir duygu ve düşünce ikliminde boy verdi bu sergideki resimler… Salgından dolayı yaşanan kısıtlama ve kapanmalar sergiyi 2019’dan 2022’ye taşıdı. Değişen sadece tarih olmadı; serginin konsepti de güncellendi.”

Habip Aydoğdu’yu uzun yıllardı takip ederim.  Hakkında da ( http://kolajart.com/wp/2019/03/10/vecdi-uzun-habip-aydogdu-resmindeki-soyut-kavramlara-ve-bu-kavramlarin-icerigine-ulasmak-icin-gereken-cabalar/ ) yazı yazmış bir sanatseverim.  Habip Aydoğdu’yu ve sanatını tanımayan bir kişinin “Habip Aydoğdu sadece Kırmızı, Siyah, Beyaz” renkler ile sınırlı bir resim yaptığı ileri sürülebilir.  Bu düşüncede bulunanların Habip Aydoğdu’nun en son sergisi olan “KIRMIZI YİNE KIRMIZI” sergisine gitmeden önce detaylı biyografisi ve hakkında yazılan kitapları okumanızı tavsiye ederim.

Habip Aydoğdu Biyografi:

1970 yılında İstanbul İlköğretmen Okulu Resim Semineri’nden, 1974 yılında ise Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’ndan mezun olan Aydoğdu, yaşamla resim arasındaki gizli bağı koparmadan, resim dilini sürekli zenginleştirdi. 70’lerdeki gerçekçi yaklaşımı, 80’li yıllara doğru yerini simgesel anlatımlara bıraktı. Zengin çağrışımlarla yüklü dışavurumcu soyut bir anlatımı benimseyen sanatçı, 90’lı yıllarla beraber tuval resminin ötesinde farklı araç ve gereçleri de anlatım malzemesi olarak kullanmaya başladı. Türkiye ve çeşitli ülkelerde yetmişi aşkın kişisel sergi açan, hakkında sekiz kitap yazılmış, önemli ödüller almış Aydoğdu’nun eserleri, müzelerde ve özel koleksiyonlarda yer alıyor.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl