defterden bir sayfayı
yırttıran dil
NADİRE WOREDAGOE
kızıl kanlı dağlı çocukların düşü
siyah beyaz tuş izi annelerin ağıdı
menekşe kokusu
süt kokusu beşik
boşluğu
anne yankısı
bebek bu
siren sesi acem çığlığı
defterden bir sayfa daha
yırtılan gül sesi kızıl kanlı
kadıköy’de roman sesi
“al be abe”
harem’e düşen yol
selimiye’den geçerken mezarlık
selvi boyu
boyuma denk ağaç
yaprakların “ellerimdir” değil
de’bitsin bu iş
defterden bir sayfa daha
derken
kapı çaldı açtım
selimiye’den göğe uzanan
uzun boylu bir adamın
yüzünü gördüm
elli iki yıl evvel alınmış aynanın
önüne geçtim duvardaki
hançeri aldım babamdan
kalan babam belirdi yüzümde
yırttım defterden bir sayfa
daha
elinde gül için bıçak taşıyan
çocuksuz babalara
defterden bir sayfa
daha