Ana Sayfa Litera Anlam Üzerine

Anlam Üzerine

Anlam Üzerine

Sanat nesnesinin anlamının kolaylıkla çözülmesi onun enigmasının olmadığını ve labirentin çözüldüğünü fark etmektir. Nereye gideceğimizi biliriz artık. Yapıt açık ve her şeyiyle ortadadır. Ancak beğeni çağından bu yana bu anlaşılır bir durum. Aydınlanma ile birlikte beğeninin sorun edildiği felsefi estetik, beğeni sahibi olmanın birikim istediği bir zümrenin kültüründe anlamak ve değer vermek, yargıda bulunmak konusunda ortak prosedürler üzerine düşüne gelmiştir. Bunun hala devam ettiğini, neden kimi yapıtların değerli, kimilerinin ise değersiz olması gerektiği üzerine düşünmekteyiz. Bir tür beğeni hiyerarşisi arzulamakta ve geçen yüzyıldan bu yana sıkça görülen huzursuzluğu, kültürün yıkımını, değerlerin ayaklar altına alındığını içten içe hissetmekteyiz.

Bu yüzden enigmatik yapıt, deha sanatçı, özel yaratıma karşı derin bir ilginin, bu ötekine karşı duyulan derin bir arzulamanın, aydınlanmanın çok da uzağında olmadığımızı gösterir şekilde içimize işlediğini söylemek lazım. Sosyolojik olarak buna ayrım denmekte. Eserin anlaşılması yapıtı değersiz kılmakta. İşte bu güçlü bir ayrım ve bunu biliyorum. 80’li yıllarda doğan diğerleri gibi özel yapıtlar, özel kültürel formlar ve sanatlar bizler için on sekizinci yüzyıl seçkinci izleyicilerinin kalıntısı olduğumuzu hissettirmektedir. Anlamın özelleşmesi ve mode kuşağı, cool yapıtlar ve hareketler… Günümüzde donuk bir eylemsellik karşısında nostaljik bir cazibeden başka bir şey değil.

Bazen doğası gereği demek lazım. Yapıtlar anlam üretir. Anlam alanları açar, ifade güçleriyle oynar ve yeni kelimeler, heceler, mimler, duygular ve fikirler sunarlar. Yeni, görünmeyen aslında değerli olmayan, kıyıda kalmış olanların güçleriyle oynamak ile ilgilidir. Boşluk Klein’in bulduğu anlamla değer kazanmamıştır o her bir yerlerde durmaktaydı. Klein ona bir güç kazandırdı.

Anlam birikir. Anlam birikimiyle yapıtlar bazen bildiğimiz bir temsili tekrar ederler. İşte üslup böyle bir şeydir. Geçmişe ait bir kelime, demode bir ifade gibi dursa da günümüzde üsluptan bahsetmenin imkansız olduğuna inanmak ne kadar kabul görse de bu yanlıştır. Bugünün bir ikonografisi var. Hem de hızla tüketilmekte.

Çoğu zaman anlama sızılır. Sanatçının gözü saf göz değildir. O bir başkasından ayrı değildir. Yasa koyucu değilse de yasa kırıcı da değildir. Herkes böyle görünür. Cool kuşağı böyledir. Yasa zannedildiği gibi saf katılık değildir. Tersine 80’lerden bu yana çoğulculuk adı altında içimize sızmıştır. Böylesi yapıtlar çoktan kör olmayı kabul etmiştir. Bunlara bakarken görülen anlam sınırlarında dolanan basit jestlerdir. Bu ise piyasasının yenilik kültünün birinci şartıdır.

Bu yüzden anlaşılmak değersiz olarak görülmemelidir. Sorun anlam konusunda yapıtın gücüdür. Anlam katma ve üretme gücünü her yapıt elinde tutmak zorunda değildir. Yapamayabilir de. Kör sanatçılar anlam ezberlenmiş olanlardır. Bu sadece kitsch olarak nitelenen yapıtlara özgü değildir. Tersine bu piyasanın çokça sevdiği bir stratejidir.

Anlam dinamiklerinin çokluğu bu işin doğası gereğidir. Bu çoğulculuk adıyla karşılanamaz. Bu özgürlük olarak da görülemez, esarette. Bu bir güç meselesidir.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl