Ana Sayfa Litera ATTİLA İLHAN: KORKUNUN KRALLIĞI’NDA “İNCESAZ” MAKAMI

ATTİLA İLHAN: KORKUNUN KRALLIĞI’NDA “İNCESAZ” MAKAMI

ATTİLA İLHAN: KORKUNUN KRALLIĞI’NDA “İNCESAZ” MAKAMI

incesaz”ın ilk şiiri “şehnâz”da hayal kırıklığı ve vazgeçiş duyguları hâkimdir. Klasik Türk müziğinde şehnâz makamı bir derdi, feryadı, figanı ifade eden şarkılarda kullanılır.

İlk baskısı 1987’de yapılan Korkunun Krallığı kitabında Attila İlhan; yalnızlık, korku, tedirginlik gibi duyguların diyalektiğini anlatıyor. “geceleyin sokaklar”, “korkunun krallığı”, “yalnızgezerin notları”, “serbest gazeller”, “incesaz”, “eskiden başka kızlar” ve “o eski adamlar” olmak üzere yedi bölümden oluşan kitabı yazar “12 Eylül ‘ara rejimi’nin olayları ve çağrıştırdıklarının toplamı ve bileşkesidir.” 1 sözleriyle tanımlıyor.

Daha önce 1973’te yayımlanan Tutuklunun Günlüğü kitabında 12 Mart “ara rejimi”nin çağrışımlarını klasik Türk şiirinin ve musikisinin etkisiyle İzmir’de “incesaz” bölümüne yansıtan Attila İlhan, 12 Eylül “ara rejimi”nin çağrışımlarını da bu sefer İstanbul’da Korkunun Krallığı’nın “incesaz” bölümünde dolaylı bir ifadeyle anlatıyor.

Bâki’nin “Der-i dergâhına sultan-i aşkın serfûrû eyler/Emri-i tâcdâr olsun geda-yı hâksar olsun” beytiyle başlayan “incesaz”da Korkunun Krallığı’nın “bezm-i mey”i diyebileceğimiz bir bölümle karşılaşıyoruz. İskender Pala “bezm”i şöyle açıklıyor: “İlkbahar mevsiminde çemende, kırlarda veya bir gül bahçesi vs. güzel yerlerde gezip eğlenmek, içip coşmak, halen rağbet edilen bir eğlence şeklidir. Eskiden bu adet daha çekici imiş. Sevgilisi, sâkîsi, mutrib (çalgıcı)i, gazelhân (gazel okuyan)ı, yârânı ve içkisi, mezesiyle meclis, şairlerin en rağbet ettikleri durumlardan biridir.”2 “incesaz”daki şiirlerinde de Attila İlhan’ın eski şairlerden farklı olarak hüznünü, umutsuzluğunu, yalnızlığını ve tedirginliğini çalgılı, gazelli, içkili bir “bezm-i mey”de aktardığını görüyoruz.

Attila İlhan; bu bölümde şiirlerine klasik Türk musikisi makamlarının isimlerini vermiştir. Serbest ölçüyle müseddesler ve muhammesler şeklinde yazdığı “şehnâz”, “hüzzam”, “acemşiran”, “hisar buselik”, “şetaraban”, “sûz-i dil-ârâ” ve “bestenigâr” adını verdiği şiirlerinde makamlardaki melodik yapıyı söz dağarcığının gücüyle ustalıkla inşa etmiştir. Ağustos 1993’te bu bölümü tanıtırken şair şu ifadeleri kullanıyor: “Türk musikisi makamlarından, Divan şiirinin ‘şarkı’ formunda, müseddesler, muhammesler yazmak, epeydir keyifle sürdürdüğüm bir uğraş! Keyfimin iki sebebi var: birincisi, ‘meraklı’ okurların, gerçekte ‘serbest vezinle’ yazılmış bu şiirleri, ‘aruz’la yazılmış zannedip, ciddi ciddi, feilâtün mü yoksa mefâilün mü örgüsüne oturtulduğunu aramaları; ikincisi, ritmin dolayısıyla veznin ve kafiyenin horgörüldüğü günümüzün şiir ortamında, bunların bir şiirin oluşmasında –daha da önemlisi yaşamasında- ne kadar etkili olduğunu göstermesi!”3

incesaz”ın ilk şiiri “şehnâz”da hayal kırıklığı ve vazgeçiş duyguları hâkimdir. Klasik Türk müziğinde şehnâz makamı bir derdi, feryadı, figanı ifade eden şarkılarda kullanılır. Attila İlhan da bu sebeple şiirdeki duyguyu Farsçada “çok nazlı” anlamına gelen bu makamla ilişkilendirerek vermiştir.

sonbahar kuşları teker teker terk ettiler boğaz’ı

o mızrap aynı yorgun tereddütle yoklardı şehnâz’ı

içten bir serzeniş gibi tatlı hayli yumuşak bazı

bazı tellerinde geçmiş zamanların istiğnası nazı

o mızrap aynı yorgun tereddütle yoklardı şehnâz’ı”4

Bölümdeki ikinci şiir olan “hüzzam”da Attila İlhan bir İstanbul silueti önünde yalnızlık ve hüsran duygularını ifade eder. Hüzzam makamındaki şarkılarda da tıpkı şiirde olduğu gibi koyu hüzün duygusu hâkimdir.

“…uzak boğaz’daki udun gittikçe hüzzam dalgınlığı
gecikmiş duygu depremlerinin usulca kımıldandığı
insanların ömürleri boyunca bilmeden yaşadığı
en büyük sevgi ölmek midir içlerisıra taşıdığı
sevgiliden sevgiliye aktarıp asla anlayamadığı
boğucu sevgi kementleri bala gibi tutkular…”
5

Şair, “şehnaz” ve “hüzzam”daki umutsuz ve hüzünlü havadan sonra “acemşiran”da güzel hatıraların önünde aşkın anlamını sorgular. Bu sorgulamayı yaparken acemşiran makamını kullanmasının sebebi bu makamın insanda uyandırdığı yeniden doğuş ve farkındalık hissidir.

bir tambur ki suadiye telleri teşrîn yaprakları
mehtabın sihri canlandırır yıkılmış eski konakları
lâkayt video gençlerinin farkına varmadıkları
en kalın kederlere batmış en imkânsız aşkları
o mahzun küçük hanımları o telkâri halayıkları
mehtabın sihri canlandırır yıkılmış eski konakları

oysa onun sevdiği onda elbette kendi hayalidir
varlığı değildir onun varlığına katılıp ikmalidir
aşkı ölümsüzleştiren gerçekleşmemek ihtimalidir
mutsuzluk dediğin mutluluğun her günkü hâlidir
en yoğun arzuların bilinç altına intikalidir
cinselliğin makas değiştirmesi ve delilik tuzakları”
6

incesaz”daki tüm şiirlerde, Nazım Hikmet’in yargılanmasından 12 Eylül’e kadar uzanan kaotik dönem, Attila İlhan’ın engin musiki bilgisi ve söz dağarcığıyla gözler önüne serilmiştir.

Bölümün dördüncü şiirinde Attila İlhan, 12 Eylül sonrasının kendisinde uyandırdığı korkunun ve dehşetin tesellisini gramofonda çalan hisar buselik makamından bir şarkıda buluyor. Hisar buselik makamının hayat dolu havası şairin ölüm korkusunu ve tedirginliğini azaltıyor.

gramofonda taş plak tesadüf dalgınlıklardı
kafeslerden o şarkı hisar buselik sızardı
titreyişlerinde hicran epeyce tereddüt vardı
konsol aynalarında geçmişten unutulmuşlardı
o karpuzlu lâmbalar ki korkumuzu aydınlatırlardı…”
7

Yazımızın başında belirttiğimiz bezm-i meyin en somut örneğini yansıtan şiir “incesaz”ın beşinci şiiri olan “şetârabân”dır. Şair kıvrak bir söz oyunuyla “şetârabân” kelimesini hem içki içmesi günah olmayan eğlendirici kişi anlamında hem de müzik makamı olarak kullanmıştır. Kitabın genelinde olan “ara rejim”in umutsuz ve tedirgin havası bu şiirdeki dost meclisine de sirayet ederek dönemin toplumda yarattığı karanlık his sembolik olarak yansıtılmıştır.

 

“…korkuların unutulduğu tumturaklı bir andı

yıldız yıldız uçuşan zilzurna şetârabân’dı

ateşten o karanfil şetârabân’a sultandı

geldiler yerle bir olduk sultanımız gitti”8

 

Tam karşılığı “gönle süs olan yanış” olan “sûz-i dil-ârâ” şiirinde şair, makamın ismiyle müsemma bir feryadını dile getiriyor. III. Selim’in ilahi aşkla oluşturduğu bu makamda bestelenen şarkılardaki iç titreten tizlik, şiirde yine şairin önceki şiirlerindeki gibi bir meyhane ortamı içerisinde, ama bu sefer isyan duygusu etrafında şekilleniyor.

“…teşrîn yağmurlarıdır simsiyah hicrânım efendim
hanidir iftirakımızdan vallahi pişmanım efendim
yâdınıza hiç gelmez mi aşkımız cânım efendim
bulutlara ulaşmıştır âhım efgânım efendim
avare kuyruklıyıldız dillerde sûz-i dil-ârâ”9

Izdırap, hüzün ve matem duygularını barındıran bestenigâr makamından ismini alan bölümün son şiirinde Attila İlhan; kitabın tamamında görülen ölüm korkusu, tedirginlik ve öfkeden nasıl kurtulacağının cevabını kendisi buluyor.

“…gurup vakti güneş bulutlardan sıyrılınca
bir tâvus kuyruğudur menevişli kanlıca
hayata anlam veren ölümmüş anlaşılınca
ölümü aşmak için ölesiye yaşanınca
ne korkuya yer kaldı ne öfkeye ne hınca
meçhul bir kıt’a gibi keşfettiler bestenigâr’ı”
10

incesaz”daki tüm şiirlerde, Nazım Hikmet’in yargılanmasından 12 Eylül’e kadar uzanan kaotik dönem, Attila İlhan’ın engin musiki bilgisi ve söz dağarcığıyla gözler önüne serilmiştir. Dönemin şairde uyandırdığı endişe, korku, ümitsizlik, hayal kırıklığı gibi duygular bezm-i mey içerisinde ironik bir ifadeyle İstanbul’un “ara rejim”deki musikisi olmuştur.

NOTLAR:

1 Attila İlhan, Korkunun Krallığı, Bilgi Yayınevi, “Meraklısı İçin Notlar”, Ankara, 1995, s. 111, 112.

2 İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Kapı Yayınları, İstanbul, 2007, s. 71.

3 Attila İlhan, Korkunun Krallığı, Bilgi Yayınevi, “Meraklısı İçin Notlar”, Ankara, 1995, s. 121.

4 Attila İlhan, Korkunun Krallığı, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1995, s. 73.

5 A.g.e. s. 74.

6 A.g.e. s. 75.

7 A.g.e. s. 76.

8 A.g.e. s.77.

9 A.g.e. s.78.

10 A.g.e, s.79.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl