Eluard için özgürlük on iki heceli mısradaydı, ve onu bundan alıkoyan şey bu ‘gerçeküstücü terör’ havasıydı. Eluard’ta şiirin yalnızca başlangıç ve çıkış kısmında yer alan tek bir kelimenin kullanımıyla metnin nasıl tetiklendiğini, hareket halinde tutulduğunu ve adeta mıknatıslandığını görüyoruz.
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Kritik
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
György Lukács’ın Marksizm’inde devrimci öznellik boyutu Orta Avrupa’daki romantik-devrimci harekete bağlı olmasından hız aldı. Romantizmden yalnızca edebi ve sanatsal bir hareketin değil, modern kültürün temel dünya görüşlerinden birinin anlaşılması gerekiyor. Romantizm, modernite öncesi değerler adına, modern kapitalist uygarlığa karşı kültürel bir itiraz olarak öne çıktı. Bu “retro” devrimci romantizmin, Jean-Jacques Rousseau’dan Sürrealistlere kadar eleştirel-ütopik devrimci...
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
Çeviri: Ali Tacar Bu yazı The Menu hakkında spoiler içermektedir. Korku/komedi filmi The Menu‘nün Disney+’da gösterime girmesi, kaliteli yemek dünyası için şimdiden bir hesaplaşma yılı olarak şekillenmeye başlayan yılın başlangıcını işaret ediyor. Geçtiğimiz sonbaharda gösterime giren filmin yönetmenliğini, büyük beğeni toplayan Succession dizisinin yapımcılığı ve yönetmenliğiyle tanınan Mark Mylod üstleniyor ve lüks yemek kültürünü hicvediyor....
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
“Aile” sözcüğü günlük kullanımda değişik gurupları tanımlamak için kullanılır. Örneğin, “Hasan iyi bir aile reisidir” dendiğinde, Hasan’nın sorumlu bir baba ve koca olduğu anlaşılır. “Benim ailem Adana’dan gelmiş” diyen birisi annesiyle babasının hatta dedesinin Adana’da yaşamış olduğunu söylemek istiyordur. “Bu bir aile toplantısı” dendiğinde, toplantıda akrabaların bulunduğuna dikkat çekilmeye çalışıyordur. Örneklerden de anlaşılacağı...
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Çeviri: Ali Tacar Bu makale, filmin hafızayla olan ilişkisiyle tanımlanan bir araç olduğunu savunmaktadır. Estetikçi György Lukács’ın zamansal sinema teorisini temel alarak, filmin hafızayla olan içsel ilişkisini sahnenin “ebedi şimdisi” ile karşılaştırıyorum. Bir filmi izleyen seyirciler, ekranda izledikleri şeyin geçmişte çekildiği ve geriye dönük olarak bir araya getirildiği konusunda sürekli bir farkındalığa sahiptir. Sinema,...
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Öncelikle söylemeliyim ki, sinema sanatı üzerine ‘felsefi yazı yazmakla’ sinema eleştirmenliği aynı şey değil. Ayrıca sinemanın bir ‘görsel sanat’ olduğu bazen sinemacılar tarafından da sık sık unutuluyor. Bu nedenle, filmlerin teknik yapılarını değil de ruhlarını okuyan bir ‘yazan’ olmak istiyorum. Felsefi yapı, görsellik, çağla uyum gibi niteliklerin peşindeyim. Bir bakıma Mauvais Sang’la [Carax/ 1986] başladığını...
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
Tarihi bağrında barındıran, yüzyılların aşk kokan efsane şehri İstanbul… Nice şiirlere, şarkılara ilham olmuş, Konstantinopolis’den, Dersaadet’e zaman içinde farklı isimler ile anılmış ve nice gelmiş geçirmişliklerine karşın, hâlâ dimdik ayakta… Şehrin mührü İstanbul Boğazı. Boğaz’da nice hayatlar. O hayatlara yuva olmuş değerli mekânlar… Bu yazımda Aşiyan’a açılıyor kapılar… 1905 yılında yapımına başlanan ve 1906...
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Rokoko sanat tarihteki üsluplar açısından bakıldığında, bir tarafıyla resim sanatına gündelik hayatın, hafifliğin, flörtlerin, kır pikniklerinin girmesi demek. Kavram Fransızca rocaille’den geliyor. 18. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkan midye, deniz kabukları ve süngerler gibi denize ait motiflerin etkisinde oluşturulan süsleme ve dekorasyon biçimini anlatıyor. Rokokoyla, daha önce sanatın merkezine oturan İsa, Meryem ve azizler ile Yunan...
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Çeviri: Ali Tacar Paul Tillich dindar bir sosyalist ve şüpheyi düşüncesinin merkezine yerleştiren son derece incelikli bir teologdu. Büyükbabamla ilgili hatıralarım çoğunlukla 1950’ler ve 60’larda büyükannem ve büyükbabamın East Hampton’daki yazlık evlerine yaptığım çocukluk ziyaretlerine dayanıyor. Long Island’ın Güney Kıyısı’nda muhteşem Atlantik sahillerine sahip olan köy, İkinci Dünya Savaşı’nın yerinden ettiği Avrupalı akademisyenler, yazarlar ve...
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
Belli bir neslin Pazar kahvaltılarının simgesi haline gelen kovboy filmleri, izleyenlerin zihnine, “Yeni Dünya”ya dair güçlü bir zıtlığı yerleştirmiştir. Bir tarafta vahşi ya da kolayca vahşileşebilen bir Yerli (Kızılderili) imgesi, bir tarafta kendilerine yurtluk arayan ya da macera peşinde kıtada dolanan Beyazların yakışıklı kovboyları vardır ve bu uzlaşmaz zıtlık taraflardan birinin diğeri üzerinde hâkimiyet kurması...