Ana Sayfa Litera KURBAĞALAR HARİÇ (ŞİİR)

KURBAĞALAR HARİÇ (ŞİİR)

KURBAĞALAR HARİÇ (ŞİİR)

“Özgürlük” diyen iç sesin olarak bul beni yaşamak istediğin bir zamanda
Sahte sıcaklıkla yenen bir akşam yemeğinin tam orta yerinde mesela,
gökten düşen elma yerine keskin bıçak masayı ortadan ikiye bölsün.
Besin zinciri diye birbirinin etini kemirmesin artık iki insan.

Son dakika sıcak gelişen bir olayolarak geçsin televizyon bu haberi:
Şehrinkurumsal bağlarla birbirine sıkıca bağlı olduğu evlerden birinde,
O sağlam, o güçlü, o sahte evlerden herhangi birinde büyük bir deprem oldu.
Ölü yok.
Kimse kimseyi yemedi.

Anlaşmalar, sözleşmeler, ödenecek krediler, giyilecek gecelikler, soyunulacakyataklar, sevişilecek samimiyetsiz orgazmlar vardı. Her şey belediyenin bir memuruna verdiğiyetkiye dayanaraktı. Masa devrildi. Bütün tabaklar kırıldı. Sürahinin devrilmesiyle ıslandıütülenmiş beyaz masa örtüsü.

Çocuklar; devrik masa yolcuları.
Suyun aktığı yola çıktılar.
Büyük bir yelkenli ve korsanların büyük iştahıyla geceye karıştılar.
Kırık masaların başında büyüyen çocuklar kendinden rüzgârlıdır ve hazırdırlar daima kavgaya… Kırık masaların tüm günahını bu kalbi kırık çocuklar rüzgârla bir kıtadan diğerine taşır.

Şansı olan Peter Pan’la tanışır.
Sen nefes almak için bir pencere aç kendine… Ben kanalı değiştirip az acılı birarabesk alacağım üzerime, iki kadeh içki alacağım. Hayatın diş izlerini saklamak içinboynumu pudralayacağım. Akşam yemeğinde birkaç yarasa emzirip Dişi Drakula olupölümsüz öpüşmelerle karışacağım nefesine…

Van Gogh’un Avlu resmine karışacağız belki…
Çünkü dönüyoruz durmadan, dönüyoruz boşlukta, dönüyoruz birbirimize doğru
Dönüyoruz kendimize… Kendi varlığımıza… Henüz adanmamışken ben… henüz adanmamışken sen… Çocukken…

Çocukken çok hasta oldum ben;
Ama her çocuğa içirilen o anttan içmedim.
Adanmış bir varlık değilim.
Bir varlık bir başka varlığa armağansa, armağan edilen varlık da kurbandır en nihayetinde
Otoritenin canı cehenneme!
On beş puntoluk, kırmızı topuklu ayakkabıyla duvara yazmıştım bunu ilk gençliğimde,
Cinnet bireysel krallıkları devirir.
Zaman kaleyi yıkar,
Kulede bir kurbağa bir prenses doğurur.
Zaman surları devirir.
Surların dibinde bir kurbağa bir prens doğurur.
Kurbağalar inatla masayı toparlamaya çalışır, kırık tabakları, kırık bardakları, kırık adamları, kırık kadınları, kırık çocukları… masaya vuran yelkenlileri… ölmüş balıkları, balıklaraağlayan deniz analarını, anasonu bağrına basan enginarın kalbini…
Fix Menüye kurbağalar dâhil değil.

 

Resim: Temur Köran

_____

NOT

ELEŞTİREL KÜLTÜR (EK Dergi) sitesinin edebiyat editörü Erkan Karakiraz’ın seçtiği eserler, sitenin edebiyat bölümü Litera’da yayımlanıyor. Matbu ya da dijital herhangi bir ortamda yayımlanmamış öykü ve şiirlerinizi, literaoykusiir@gmail.com e-posta adresine gönderebilirsiniz.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl