ıslak kaldırımda güz yaprakları
açık koyu renkleriyle çırpınıyorlar
görünmek için bir süre daha
görünmez olmadan önce
eğilip alırsan içlerinden birini
yerden kaldırmış olursun bir anıyı
biraz zaman birikmiştir üstünde
biraz zaman, bildiğin her şeyden hafif
ıslak kaldırımın bir köşesinde
karanlık bir ayna, bir su birikintisi
yalpalayan bir yüz dipte, geçtin mi, orda mısın
dünyanın kapıları açılıp kapanır böyle
bir at kestanesinin yeşil kabuğu
yarılıp düşer daldan belki öyle dönersin
salyangoz sürerken kendi yavaşlığını
şeyler ve kelimeler ve yolculuklar bir de
yağmurda yürümek denizde yürümektir
çünkü aynı sular eskiden beri
dönüp dolaşır, dönüp dolaşır
ıslak kaldırımda giysilerin altında
insanlar kapalı midyeler gibi
insanlar kapalı midyeler gibi…