yıldızlar yeryüzünde titreşir
kelimeler susmak istediğinde
bir kapı açıldı uykunda senin
mokadikko
ayaklarım çamur içinde
gülümsüyorum kırlangıcın getirdiği gülüşle
ah sakın uyanma!
bir kelimenin kafesinden düştüm ben
çırılçıplak çizdim gövdemi
suların sapkın istiridyesi
dolaşıyor kanımda
şimdi uzanıp yazacağım. tırnaklarımla
kazacağım göğsündeki ayıbı
bulutların getirdiği kelime
mokadikko
kimse görmüyor yaşamın ardından geçen kara köpeği
tarlalar alabildiğine nemli
sırtımı sıvazlıyorum. kendi sırtımı
tuzruhu şiirler yazıyorum
nefesimde yağmur patlıyor
onlar ağızlarında eski bir hırıltıyla
savaş sözleri çıkarıyorlar kirli koltukaltlarından
naylon torbanın havasızlığında kafam
çılgınca bağırıyor
mokadikko
anlamını bildiniz de ne oldu bütün kelimelerin
yaslı çadırların altından kayıyor yılan
eski bir sessizlikle uluyorum
dönüp geliyorum bütün çağlardan
yaprak diyorlar kuş diyorlar rüzgâr diyorlar
belli ki ezberlenmiş dağların yankısı da
içimdeki zaman patladı patlayacak
ah sakın uyanma!
bir kibrit çakımı soluğumdaki ateş
yaşlı güneşi gezdiriyor yeryüzünün etinde
dillerin soğuduğu bir oyuk
–leşliyorum
kişniyorum kişniyorum kişniyorum
mokadikko
söylendi her şey
sen sakın söyleme