Ana Sayfa Art-izan Pandemi Günlerinde Sanat

Pandemi Günlerinde Sanat

Pandemi Günlerinde Sanat

Son günlerde neredeyse hepimizin gündemi aniden değişerek yerini Covid-19 virüsüne bıraktı. Salgın dünya çapında dalga dalga yayılmaya devam ederken, ülkemizdeki etkilerini de giderek daha derinden hissettirmekte. Kimilerimiz hastanelerde virüsle boğuşurken kimilerimiz ise kaybettiği yakın(lar)ının, işinin ya da sağlığının üzüntüsünü yaşadı/yaşıyor ya da yaşayacak. Hastalığı fiziken tecrübe etmeyenlerin virüs kapma korkusuyla yaşadıkları paranoya, zorlu karantina süreci ve gelecek kaygısıyla birleşince ortaya kocaman bir sorunlar yumağı çıkıyor. Her ne kadar karanlık bir tablonun içindeyiz gibi düşünsek de dünya çapında da Türkiye sanat alanında da cereyan eden bazı olumlu gelişmeler yok değil.

Dünyaca ünlü sanat galerilerinin, müzelerinin dijital ortama aktardıkları sergi turları 1, geniş kitlelerce tanınmış müzisyenlerin verdikleri online bağış konserleri 2 ve tiyatroların dünya çapında defalarca oynanmış oyunlarının kayıtlarını ücretsiz olarak yayına açması oldukça önemli gelişmeler. Yanlış anlaşılmasın! Bu durum sanatın iyileştirici gücünün halkla buluşması(!) açısından değil, ‘sanatın işlevi’, ‘sanatın elitizmle olan ilişkisi’ ve ‘sanatın gerekliliği’ gibi konuların tartışmaya açılması bakımından oldukça büyük bir önem taşımakta. Pandemi sonrası sanat sektöründe normalleşme yaşansa bile yalnızca bu bahsi geçen konular değil, ‘küratör, sanat galerisi ve müze’ gibi kavramlar da ciddi tartışmalardan nasibini alacak gibi görünüyor. Elbette bu tartışmalar ve değişimler Türkiye sanat piyasasına da karşılık bulacaktır. Gelelim Türkiye’de yaşanan olumlu gelişmelere.

Türkiye’de zaten son yıllarda hayatlarını idame ettirebilmek ve üretimlerine devam edebilmek için çoğunlukla ek işlerde çalışmak zorunda kalan birçok genç sanatçı (adayı) için karantina günlerinin hiç de kolay geçmediğini tekrarlamakta fayda var. Devletin pandemi için hazırladığı yardım paketinden kendilerine hiçbir destek çıkmayan bazı sanatçılar bireysel çabalar gösterirken bazı sanatçılar ise kolektif projelere imza atıyorlar.

Karantina sürecinde evinde ürettiği heykelleri anlaştığı eczanelerde dört gün boyunca sergileyen Tuğberk Selçuk’un ‘Sadece Eczanelerde’ projesi pandemi dolayısıyla sanat galerilerinin kapanmasına gösterilen ilk eleştirel tavırlardan biri olarak gösterilebilir.(3) Bireysel çalışmaların yanı sıra ortak bilinçle hareket eden sanatçılarımız da oldukça sıkı işler üretiyorlar. Daha önce Karşı Sanat’ta süreç odaklı bir etkileşimi merkeze alarak Fermantasyon sergisini açan inisiyatiflerin bir devam çalışması olarak gördükleri ‘izole project’ şu sıralar dikkat çeken kolektif hareketlerden biri olarak görülebilir.

M. Cevahir Akbaş, Derya Ülker ve Erdem Varol gibi akademisyen/sanatçıların içerisinde bulunduğu oluşum, etnik ya da ulusal hafıza bilincinden ziyade bireysel hafızaya odaklanıyor. Hikaye anlatıcılığını ana eksenlerine oturtan sanatçılar her geçen gün aralarına kattıkları farklı disiplinden sanatçıyla projeyi daha da genişleterek yeni bir tartışma alanı oluşturmayı hedefliyorlar. (4)

Derya Ülker

Elbette amacım bu zorlu karantina sürecini evlerinden üreterek geçiren sanatçıların hayatlarına maddi hiçbir destek almaksızın daha ne kadar devam edebileceği sorusunu sormak. Herkesin merak ettiği bu soruyu ‘Sanatçının sanatıyla yaşayabilmesi için destek istiyoruz’ (5) başlığıyla ilk dile getiren Burhan Kum’u anmadan geçmeyelim. Sanat üretimi yapan kişilerin yaşadığı zorluklara değinen ve geçici de olsa bazı çözümler talep eden Kum, galerilerden, belediyelerden ve koleksiyonerlerden açık bir destek çağrısında bulundu. Röportajın yayınlanmasının ardından Meltem Tüzün, Onur Fırat Fen ve Sertaç Dinçer’in başlattığı #sanatadestekol kampanyası da benzer bir tepkinin yansıması aslında.

Birçok sanatçının seslerini ve dertlerini ortakça duyurabileceği ortak bir bilincin parçası olarak kaleme alınan metnin amacı “En etkin iletişim aracımız olan sosyal medyayı kullanarak koleksiyonerlerin ve kültür-sanat sektöründe önemli yere sahip  sanat kurumlarının, sanatçıların seslerini duymasını sağlamak ve sanatçıya desteğin unutulduğu bu günlerde bir var olma biçimi olarak sanatın ve ona verilecek desteğin önemini hatırlatmak.” Olarak karşımıza çıkıyor. (6) Umarım bu ortak bilinç kısa zamanda daha da genişleyerek gerekli tartışma ortamının oluşmasına hizmet eder. Belki de sanatçı, küratör ve galeri ve koleksiyonerlerin de bulunduğu geniş kitleleri ortak bir çatı altında toplayarak daha sistematik çözümlerin üretildiği bir oluşumun temellerini de atmış olur. Temennimiz bu yönde elbette. Hep birlikte bekleyip göreceğiz.

1 – https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/muzeler-sanatseverleri-online-agirliyor/1770055

2 – https://www.milliyet.com.tr/cadde/galeri/128-milyon-dolarlik-ev-konseri-6192803/2

3-  http://www.diken.com.tr/tugberk-selcukun-corona-sergisi-sadece-eczanelerde/

4 – https://www.instagram.com/izoleproject/

5 – https://www.evrensel.net/haber/402486/ressam-burhan-kum-sanatcinin-sanatiyla-yasayabilmesi-icin-destek-istiyoruz

6- https://www.ekdergi.com/sanata-destek-ol-cagri/?fbclid=IwAR2gOYcQgjWf7aJOFHPSqZVj48ga5PxRijBh7Be8xHU4txhIYNcp-T8BiMk

ersinberk@subu.edu.tr

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl