Kadir İnanır’a geçmiş olsun dileğiyle Türk sinemasının maddi ve manevi giderek içe kapandığı, fabrikasyon arabesk filmlerin ötesinde; geniş kesimlere seslenen güldürülerin, aile melodramlarının, avantürlerin gerileyip orta sınıf katmanında alıcısını arayan yeni bir dilin geliştiği 80’ler ikinci yarısında üç tip yerli filmin daha evvel olmadığı kadar çok arz edildiğini görürüz. Aydın/sanatçı sorunlarını işleyen ve umutsuzu, bocalayanı...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Bir “Yabancı”nın Sosyal İntiharı
Etiket: Atıf Yılmaz
Aaahh Belinda: Seksenlerin sonunda, Doksanların Başında Çocuk Olmak
Burçak Çerezcioğlu’na 1986’da Atıf Yılmaz tarafından çekilen filmi 90’ların ilk yarısında televizyondan izlemiştim. O dönem Camdan Kalp (1990) ve Türkan Şoray’ın başrol oynadığı Şahmaran (1993) filmleriyle ile birlikte izleyip etkilendiğim fantastik içerikli filmlerin başında geliyordu Aaaahh Belinda. Onu, adı geçen diğer filmlerden ayıran tarafı fantazyanın olay örgüsünde kullanımıydı. Şahmaran, hikâyesiyle açık bir masalsı destansı havayı...
GÜNEYE KAÇACAK KÜÇÜK BURJUVAYA NOTLAR
Edebiyatımızın müstesna yazarlarından Erhan Bener’in, ilk olarak 1983’te neşredilen ve epeydir baskısı bulunmayan Ölü Bir Deniz romanı, geçtiğimiz ağustos ayında yeniden yayımlandı. Atıf Yılmaz’ın 1989 yılında filme aldığı bu değerli eseri, henüz okumadan bile benim açımdan değerli kılan, Rutkay Aziz ve Türkan Şoray’ın oldukça başarılı oyunları ve hikâyenin temel derdi idi. Öyle ya, hangimiz kaçmak...