Ana Sayfa Litera ÜTOPYA ZORUNLUDUR

ÜTOPYA ZORUNLUDUR

ÜTOPYA ZORUNLUDUR

İnsanın en temel arzusu yer-değiştirmektir

Bunu uzunca bir süre mübadele sayesinde gerçekleştirdi. Bu biçim iki yabancının birbirini eşit kabul etmesine dayanır ve insanı bencilce davranışlarından giderek uzaklaştırıyordu. Böylece uygarlıklar inşa edildi ve eşitlik ilkesini kabul edemeyen keyfi topluluklar tarihten silindi.

BİR TANE ÜTOPYA VARDIR

Hareket soldan sağa doğrudur. Soldaki sayısız nokta bir aradalığı mübadeleyle sağlayan kaotik toplumların olaylarını, karakterlerini, fikirleri ve nesnelerini temsil ediyor. Düşünce bölünmüş bu parçaları Bir’de toplamak için (genelde yanlışlıkla ‘indirgemek’ denir) Geçit’e doğru sıkıştırır. Bu yoğunlaştırma şeylerin hepsi için geçerli olan, kaplamı en geniş olan Ad’ın bulunmasıdır. Bu işlemin sonunda Yer-değiştirmek adı bulunur.

Gökcisimleri, her türlü nesne ve onların yapımı, bir cümlenin kuruluşu, seyahat etmek, konuşmak, akla gelebilecek ne varsa hepsinin üzerinde yer-değiştirmenin mührü vardır. Bütün içeriklerin ortak noktası olması bakımından buna “salt biçim” denir.

Fakat kavram bu aşamada pasiftir. Her şeyi içerdiği için hiçbir anlam taşımaz, bu nedenle dünyayı değiştirmek gücüne de sahip değildir. Aristoteles’in Varlık’ı, filozofların tepe kavramları bu aşamada takılıp kalmış, şeyleri olduğu gibi yerinde bırakmıştır.

Zihin bu sabit durumu aşmak için (Aufhebung) iki işlem daha yapmak zorundadır. Onu bir kanca gibi yakasından tutup grafiğin sağına geçirecek, adeta dirsek işlevi görecek bir Ek’e ihtiyaç vardır. Bu Göre edatıdır. Yer-değiştirmek nasıl yapılır sorusu neye göre yapılır sorusuyla aynıdır. Rotasyon’un şeref konuğu, neo-Marksist Fredric Jameson Edat’ın felsefi önemini açıkça göstermiştir. Aristoteles’in zaman anlayışının “önce ve sonra bakımından” devinim sayısı olduğunu belirttikten sonra:

Şimdi bunun ne tür bir cümle olduğunu sorabiliriz. Bizi çeşitli modern dillerdeki pek çok tercüme yoluyla Yunanca orijinaline geri götürmesi manidardır. ‘Bakımından’, ‘açısından’: felsefenin sağlamlık ve berraklık gözlüğünün, Descartes’in tabiriyle en küçük parçalarına ayıran bakışının yakınlaştırıp büyüttüğü şekliyle bu ne anlama geliyor olabilir? Yunancası basitçe kata’dır. Bu edatın işlevleri ve kullanımlarına dair bir dizi liste çıkarılmıştır. Bizim durumumuza uygun düşenler muhtemelen ‘buna göre’, ‘buna yanıt olarak’, ‘ilişkili olarak’ ya da ‘ilgilidir’”

Jameson Yunancadaki göre edatının (kata) zaman kavramıyla ilişkisi içersinde onun yapısına, özüne ya da içeriğine dair bir kullanım olmadığını soru biçiminde ifade ettikten sonra:

Bu hüsrana uğratıcı sorular bizi çok kendine hassas bir konuya, yani bizatihi edatın felsefi anlamı ya da işlevi konusuna götürüyor. Böyle bir konuya odaklanmanın sonucu felsefi bakımından tözleri temsil eden isimlerin ve süreçleri adlandıran fiillerin aldatıcı sadeliğinin altını çizmektir. Ayrıca düşünmeyi ve kavramsallaştırmayı bu iki kategoriye [fiillere ve isimlere] yedirme ve cümlenin diğer dilsel öğelerini [zarfları ve edatları] görmezlikten gelme eğilimimizi keskin bir şekilde öne çıkarmak istiyorum elbette… Belki de Mallarme örneği konuyu bu eski felsefi metinler ve onların tercümelerinden çok daha canlı bir şekilde gösterecektir. Zira Mallarme’deki temel sözcüklerden birinin sevdiği bir isim, sıfat ya da mükerrer bir fiil olmadığını, tam da bir edat olduğunu söyleyebiliriz. Aslında ‘selon’i sözcüğü aniden yolumuza çıkan Yunanca ‘kata’nın tam eşdeğeridir.”

Jameson söz konusu şiiri alıntıladıktan sonraii:

Böylece ‘selon’ ve eşdeğerleri gösterenlerin homojen yüzeyini ve sürekliliğini aniden bir kolâja indirger, dolaysıyla bu anlamlı birlikteliğin işlevi salt yan yana getirme ya da bir fikri, bir imgeyi, bir isim kümesini başka bir tanesine bağlama gibi mütevazı ve takdir edilmeyen bir görevi yerine getirir.”

Sonuç olarak “Aristoteles’in cümlesi düşüncenin kendisinin ifadesini değil imkânsız bir düşünceyi düşünme buyruğudur.”iii

Yer-değiştirmek neye Göre yapılır sorusunu bundan sonra yanıtlamak kolaydır. Bir uygarlık kurmak gerektiğinde temel referansın ne olacağı bellidir: uygarlık iştir ve iş ürettiği sürece vardır. Köprüler yapar, bilgi üretir, toprağı ekip biçer, gömlek diker, çeviri yapar vs.iv

Salt biçim (Yer-değiştirmek) iki uğraktan (Göre ve İş) geçtikten sonra formül artık tam olarak kurulabilir. Bulunuş sırasında göre söylemek gerekirse Yer-değiştirmek-Göre-İş. Buna “dolaylı salt biçim” de denir.v

iFransızca “göre” edatı

iiMaisproche la croisee au nordvacante, un or

Agoniseselonpeut-etre le decor

Des licornesraunt du feucontreunenixe…

iiiFredricJameson, Diyalektiğin Birleştirici Güçleri, 2009

ivFredricJameson, Siyasal Bilinçdışı, 1981

vLizor’un “Yerdeğiştirmek” ve “Göre”yi nasıl bulduğunu ayrıntılı bir şekilde açıkladığı “Bir Kayıp Nesne Olarak Ütopya’nın Adı” adlı yazısı ilk kez 1986 yılında www.insanokur.org sitesinde yayınlanmıştır.

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl