Ana Sayfa Litera Zaman Toprağı (Şiir)

Zaman Toprağı (Şiir)

Zaman Toprağı (Şiir)

Saat 03:00, saniye çubuğu (göstergesi?, kolu?) 1’in üzerinde. Akrep ve yelkovan her zamanki gibi. Zaman içinde zaman sunacak. Portakalı soydum, baş ucuma koydum (girişi böyleydi, mantık aramadan). Önün, arkan, sağın, solun; sobe. Saklanmayan ebe.

Gel ve ne yapmam gerekiyor söyle. Mantıklı bulmuş olarak.

İki tam tur yaptı akrep, yelkovan ise yirmi dördüncü turunu tamamlamak üzere. Nasıl da aceleci. Ben bir yalan uydurdum. Zaman da öyle. Niye akrep, niye yelkovan demişler ki? Saniye çubuğuna bir kulp bulamamışlar belli ki.  Bu saatten sonra çok sorgulamadan. İstediğin ismi koy, gerek varsa. Olumlu önerme.

 

Saat 03:00, saniye göstergesi (kolu, çubuğu) 1’in üzerinde. Duma duma dum. Gelmedin ve ne yapmam gerektiğini söylemedin. Mantık kayıplarda. Kolumu ısırdım, eti kemik geçiyor; yine. Dedem horluyor ve horlama sesinin en yüksek seviyeye ulaşmasıyla birlikte, besmele çekiyor; gayriihtiyar-i (böyle yazılıyor sanırım, -i’ye kadar). Dilimiz, dilleri, öyle olsun (umarım).

İstediğin ismi koyma, gerek yoksa. Akrep bir hamle yapsa ve yelkovana saniye göstergesini (çubuğunu, kolunu) soksa? Mantığa gerek yok burada. Kırmızı mum. Akrep için ateşin ortasında kalmak neyse o. Yelkovan için bilmiyorum. Çok cömertçe bir dilek. Gel ve ne yapmam gerekmiyor söyle.

 

Saat 03:00, saniye kolu (çubuğu, göstergesi) 1’in üzerinde. 3x(3+1)=12. Tam zamanı. Kaçamak sınırlar. Desen ne kaybedeceksin? Ama kaybederiz, demesen. Mantık ıslak. Yan bahçedeki ağacı uykuya daldırıyorum, yaprak kımıldamıyor bir süre sonra. İşe yarıyor, sanırım. Gölge yapıyorum, ardımda ışığın kaynağı var. Sen, yokluk. Yaşam döngüsü. Ben, yokluk. Kısır döngü. Gerçeği daha güzel, sen gibi. Surat buldum. Ben gibi. Akreple yelkovan gün içinde yirmiden fazla (22 kesin bilgi) sıfır acıyla (açıyla) üst üste geliyor. Yaşamın genişlemesi, zamanın ayak uydurması. Saniyeler içinde. Düşünmeme hâli, kendimi hatırladığım ilk andan beri bir ihtiyaç dileği, koca bir delik. Kendimi yine bu saatlerde bir rüyadan (anne baba arasında uyurken sıcaklığın artması hissiyatı) uyanmış buldum, kendime dair hatırladığım ilk bu (an bu, ilk). Bana yeni alınan kahverengi tulumu giymiş bir aslan yavrusu, pencereden (o zamanlar cam macunları vardı bir de) bana bakıyordu. Aramızda sadece iki kat pencere çerçevesi; pencereler arası boşluk. Mücadele anı. Akrep, yelkovan? Saniye? Ah, o camı kırabilseydim! Gelme ve ne yapmam gerektiğini biliyorum. Dışarı çıkmak istemiyorum, öyle soğuktu.

Aslan yavrusu da yapamadı bunu, bala ben zaten yapamadım. Tulumum ve aslan, bala zihnimin oyunu. Dedemin sakalına kondurdum.

 

Saat 03:00, saniyenin ta kendisi (1 dakika ve 60 saniye kabulünü ben yapmadım) 1’in üzerinde.

Üçün beşin konusu değil bu, ama olmayacak şeyler de değil. Akrep ve yelkovan buluştu. Rahme (ismi Türkçe böyle, benlik bir şey değil) yarıştık, yapıştık; sınırlar bilmem ne. Zaman durdu, durmuş da. Anlık. Hızlı geçti, geçiyor, geçmeyecek; göreceli. Sigara, banyo faslı; gusül niyetine. Bir de soğuk su (<4°C) iç, varsa. Küresel ısınmayı hesaba kat elbette. Ne peki bu sınır koyma telaşın; sordun mu akrebe ve/veya yelkovana? Bir de saniye takipçisine? Sınırlandırıcı önerme. Zaman mı, şarj edilebilirse.

 

Fotoğraf: Çerkes Karadağ

_____

 

NOT

“ELEŞTİREL KÜLTÜR (EK Dergi) sitesinin edebiyat editörü Erkan Karakiraz’ın seçtiği eserler, sitenin edebiyat bölümü Litera’da yayımlanıyor. Matbu ya da dijital herhangi bir ortamda yayımlanmamış öykü ve şiirlerinizi, literaoykusiir@gmail.com e-posta adresine gönderebilirsiniz.”

 

.

.

.

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl