Ana Sayfa Kritik KIVILCIMLI; DONANMA DAVASI’NDA YARGILANIRKEN “BİR ARA TAHLİYE Mİ EDİLMİŞ?”

KIVILCIMLI; DONANMA DAVASI’NDA YARGILANIRKEN “BİR ARA TAHLİYE Mİ EDİLMİŞ?”

KIVILCIMLI; DONANMA DAVASI’NDA YARGILANIRKEN “BİR ARA TAHLİYE Mİ EDİLMİŞ?”

 

Türkiye Tarihî Komünist Hareketi’nin seçkin kuram ve eylem adamlarından Dr. Hikmet Kıvılcımlı ile ilgili bir kitap yayımlandı birkaç yıl önce: “Hikmet Kıvılcımlı Kitabı/Seçme Metinler ve Üzerine Yazılanlar”, Dipnot Yayınları, 2015, Hazırlayan: Ahmet Kale, 528 sayfa.

Aslında bu isim hakkında ya da üzerinde yazılmış ne kadar az kitap var ülkemizde.

Kırk yılda bir çıkan böyle bir çalışmada görülen hatalar ve yanlışlar ise ne kadar üzüyor insanı.

Seçme Metinler”; Hikmet Kıvılcımlı’nın kendi eserlerinden bulunup konulmuş oraya, bunlara bir şey diyemeyiz.

Kitabın; “Hikmet Kıvılcımlı Üzerine Yazılar” bölümünde rastladığım Yalçın Yusufoğlu dostumuzun “Kıvılcımlı Yurtdışında” başlıklı yazısındaki yanlışlar ilk okuduğumdan beri kafama takılıp durdu.

Faşist 12 Mart 1971 Darbesi’nin önünden Kıvılcımlı; Mayıs 1971 sonlarında Türkiye’nin güney kıyılarından, Alanya’dan satın aldığı bir deniz motoruyla Kıbrıs’a kaçar önce… Sonra diğer ülkelere geçecektir… Yusufoğlu Kıvılcımlı’nın hayatının bu bölümünü anlatıverecek okurlara.

Kıvılcımlı’nın Kıbrıs’tan sonraki hedefi Suriye’dir.

Yusufoğlu, yazısının bu bölümüne; “Suriye” ara başlığı koyduktan sonra şunları yazıyor:

Kıvılcımlı Suriye’ye ikinci kez gelmektedir. 1938 Donanma Davası’nda yargılanırken bir ara tahliye edilir. Hatay’dan Suriye’ye geçer.” (S. 457)

Burada hemen müdahale edelim yanlışa…

Geçen 30 Nisan 2020’de 82 yıl olan Donanma Davası’nın ilk soruşturmasına; bir yandan konsinye kitap alışverişi öte yandan Hikmet Kıvılcımlı ve Fatma Nudiye Hanım’la sürdürdüğü fikir alışverişi yüzünden “Kıvılcım Kütüphanesi”ne ayağı alışkın Kerim Korcan’ın 30 Nisan 1938 günü Sansaryan’a götürülmesiyle başlanır.

Bir buçuk ay kadar sonra; Kerim Korcan’ın Donanma’nın Amiral Gemisi Yavuz’a nakledilmesinin ardından 13 Haziran 1938’de Hikmet Kıvılcımlı başta olmak üzere sivil komünistler Fatma Nudiye Yalçı, Hamdi Alev Şamilof, Emine Alev Şamilof ve Kemal TahirDonanma Kor. Askeri Mahkemesi’nin gıyabî kararıyla“ tutuklanarak Yavuz’a götürülür. Haziran 1938 sonlarına doğru Ankara’dan (Harp Okulu Davası’ndan 15 yıla mahkûm) Nâzım Hikmet de getirilip sanıkların arasına konulur.

Donanmadan er-erbaşlarla birlikte tutukluların Yavuz’da barındırılmasının güçlüğü üzerine bütün sanıklar Erkin gemisine nakledilir. Erkin’in yemek salonunda kurulan askeri mahkeme tarafından yargılama 10 Ağustos 1938’de başlar. Hızlı yürütülen celselerle Donanma Kor. Askeri Mahkemesi 29 Ağustos 1938 günü kararını verir. Kıvılcımlı’nın payına 15 yıl düşmüştür. 13 Haziran’dan 29 Ağustos’a kadar yargılanan hiç kimse tahliye edilmez. Karardan sonra Donanma’dan birkaç er-erbaş beraat etmiştir, ancak onlar tahliye edilmiştir.

Karardan sonra Doktor Hikmet’i, Nâzım Hikmet’i ve Kemal Tahir’i gemiden Merkez Komutanlığı’na getirip, 1 Eylül 1938’e kadar orada tutarlar. Aynı gün üçünü de Sultanahmet Cezaevi’ne naklederler. Orada temyizi beklerlerken 29 Aralık1938’de Askeri Temyiz Mahkemesi, bir alt mahkemenin kararını hiç değiştirmeden onamıştır.

1939 yılına girildiğinde; önce Mart 1939’da davanın asker mahkûmlarıyla iki kadın komünist (Fatma Nudiye ve Emine Alev Şamilof) Sinop Cezaevi’ne gönderilir. Aynı ay içinde de Hikmet Kıvılcımlı, Nâzım Hikmet ve Kemal Tahir peş peşe Adli Tıp Raporu’yla 6’şar aylığına serbest bırakılırlar.

Kıvılcımlı’nın Suriye’ye gidişi, raporla 6 aylığına bu tahliye edilmesi üzerinedir.

Yusufoğlu dostumuz “Kıvılcımlı Yurtdışında” yazısını yazarken, hafızasına güveneceğine Kıvılcımlı’nın 12 Mart faşizminden kaçarken tuttuğu yol notlarını dikkatlice okusaydı bu hataya düşmeyecekti.

Kıvılcımlı notlarında gayet net tane tane yazıyor:

Bir yıl yatmadık. ‘Aman paşa bir kanun yolu bul’ çatlağından 6 ay tebdil hava çıktık.”

Devamında gene hataları var Yalçın Yusufoğlu dostumuzun, görüldüğü kadarıyla dersine hiç çalışmamış.

Bakın Suriye dönüşü Kıvılcımlı’ya ne olmuş:

“…böylece doğruca İstanbul’a Sultanahmet Cezaevi’ne gönderilir. 1950 affına kadar da orada kalır.” (S.458)

Hayır böyle değil Yalçın Yusufoğlu!

Sultanahmet Cezaevi’nden 1940 Şubat’ında Çankırı’ya gönderilir Nâzım Hikmet ve Kemal Tahir’le birlikte. Oradan 1941’de tek başına Amasya’ya gönderilirse de; Amasya Cezaevi’nde yatmak istemez. 1942’de Kırşehir Cezaevi’ne nakledilir. 15 Temmuz 1950’deki affa kadar da Kırşehir Cezaevinde yatar…

Ne olur; her önümüze çıkan arkadaştan kafasında netleşmemiş konuları yazmasını istemeyelim, özellikle bu sözüm; Dipnot Yayınevi sorumlularına, yazdırırsak da metni bir bilene redakte ettirelim.

 

HİÇ BİR ADIMI KAÇIRMAYIN

EK Dergi Mail Bültenine Katıl