O gün şu olmuştu, Jüpiter’in şanslı akşamı, Kucağımda oturan bakır saçlıma, “Melis’in doğum günü bugün” dedim, Öpüştük, fotoğraflarımızı çektik öpüşürken, Aşkın acemisi olduğumu itiraf etmiştim, “Ustasın sen, sevgilim” dedi, sarıldık. Çin’den yılın şairi ödülünü almış, Ödül heykelciğini almaya gitmiştik, 21 Şubat yağmurunda Üsküdarlara. Takside heykelciği fotoğrafladım hınzırca, Gecesi Cihangir’e geçtik doğum gününe, Mimozalar aldık yoldan...
Son Yazılar:
1 Mayıs: Stilize edilmiş sınıf, ideolojik talepler ve toplumsal gerçeklik
VAROLUŞ FELSEFESİNİN İLK ROMANI: YERALTINDAN NOTLAR
Güneş Kutbuna Doğru: James Webb
İmgenin Görüntüsel Belleği: Sinemada Şiirsellik
Paul Eluard: Aşktan “Özgürlük”e Taşırılan İzlekler
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Kategori: Litera
ORMANLARA SÖYLENMİŞ ŞİİRLER
FATİN: ORMANLARA SÖYLENMİŞ ŞİİRLER Özgür Taburoğlu Fatin Mumcuoğlu ile üniversite yıllarında karşılaştık. Bilkent’in rahat öğrenci yurtlarında bazen kaçak olarak kalırdı. Hacettepe ve Bilkent arasındaki vadiyi geçip gelirdi gecenin bir vakti. Ama bu vadinin aslında bir uçurum olduğunu söylerdi. O zamanlar Bilkent özel üniversiteler için bir deney ortamıydı. Hangimizin odasında boş yatak varsa orada uyurdu. Kendine...
Güzel kadınlar yaşlanmaz (öykü)
Masa ve akşam tükenmeye yüz tutmuştu. O ise bir anda canlanmış, bir şarkının ondaki anısını anlatıyordu tutkuyla. Şarkının onu o yıllarda nasıl sarmaladığını, avuttuğunu, ağlattığını, o şarkıyı mırıldanarak iki katlı ahşap evin odalarında, bahçesinde amaçsızca nasıl dolaştığını. “O şarkıyı şimdi hatırlamıyorum, ne melodisini, ne sözlerini. Ama o günleri hatırlıyorum. Çok içimdeydi… çok.” Durdu, gözleri...
MÜJGÂN (ŞİİR)
Islattığına değsin dokunduğunda ve bıraktığında sonuna kadar yürü ki yarım kalmasın Öldürüyor bu susmalar boğulma ve yangın su hangisine çözüm hangisine yoldaş Bozulmuş çarşaflara benzerdi dilim ve ağzım rakı ve tütün sonrası susmak kalır Sevişmesiz hava sahasında ...
fayrap kramp (şiir)
yutacak gibi duruyor suretimi bu vefra. ayna yumağı. açılmamış duyum eriyen kıyı. kazılan yer. çarpıtılmış kül. tende izdüşümü eski bir nefretin. Punto, Pagos arası bir cezalı kök. dönüşümün rahmi. deşildi. metalin ve sütün içini anladık. deşildi. kükürtün ağzını gördüm yamaçta. yakılmak onları birbirine benzetiyor. kesildi rüzgâr. geyik dikeni doyumsuz kızılını kayalara vuruyor. evimiz hangisi. hatırlat,...
EFSANE ADRESLER (ŞİİR)
-bir öfke şiiri- camı buzlanmışsa önündeki sayfanın sil bir yandan, kalemtraşla rendele ucunu bende bitsin söylediklerin yeni sayfanı efsane adreslere postala anlayan bulunur, içini köpürttün yazdıkların yılan kamerada elleri üşümesin senden ötesinin dede toprağındaki arkadaşlardan kim kaldıysa anlat herkese bu yaprak dökümünü önce geldik sopa atar gibi yeryüzüne ekşili çorbalar içtik ayak altında inandığımız...
Gemici Düğümleri, Şimdi… (Şiir)
karıncaların ziyafeti hâline gelmiş bir et parçasıyım rıhtım işçileri yalpa vuran vapurlarda kuruturken grevlerini ağırıma gidiyor bu deniz annesiz evlerimiz… bilmiyorum bu sözcüklerin beni kaç gün daha taşıyacağını mübarek olacak yine de rahminin ve toprağının meyvesi girişinde ve çıkışında kutsanacaksın şehrin sen bu bulutu uçmaz bu tozu silinmez mi bildin? gözlerinin kaynağında yaşar -kanatlı sular-...
ŞARLOT AKŞAMLARI (ŞİİR)
1 artı 1 Bir eve Maaşımın neredeyse Yarısını yatırıyordum; Yeni, eşyalı ve lüks bir daireydi Dördüncü katta. İş yerime yürüyerek Bir buçuk dakikada gidebiliyordum. Dört beş aylığına Kiralamıştım orayı, Hayatımı kolaylaştırmasıyla Masrafa fazlasıyla değiyordu. Öğleden sonraları uyanırdım. Akşama doğru çıkar, Sekiz gibi Dönerdim eve. Dışarıda yemediysem Bir şeyler hazırlar, Duşumu alır, Birkaç saat televizyon izler,...
SESSİZ SERZENİŞ (ŞİİR)
Bilmiyorum seni unutturan şeyi Her söz gizli bir tanık yaratıyor içimin bir yerlerinde Ve içimde gizli bir sığınak oluşturuyor unutuşun kahredici gözleri Sözlerden ve yüzlerden geçilmiyor. Bir resim çiziyor zaman Çocuk gülüşlerinden, papatyalardan Geçmiş onca hatıralardan Veya bir alay konusuyuz Yaşamın genç ellerinde. Yoksa bir anne kucağı özlemi mi Bizi hem günaha hem...
Allahsız Tiyatro (Öykü)
Genç Bir Adamdım Tren Uğurlardım Cahit Zarifoğlu O gün akşamüstü, iki katlı evinin birinci katında kendine kahve yapıyordu. Suyu kaynatmış, iki kaşık kahvesini bardağına dökmüş, iki şeker atmış, sütü eklemiş, kaynamış suyu bardağına döküyordu ki şırıl şırıl su sesi onu o eski evlerine götürdü. O eski evleri ki hem huzur hem huzursuzluk oradaydı....