“Yeter artık, tarihe tanıklık etmek istemiyorum” diye yakınıyor, üst üste gelen siyasi, ekonomik, manevi saldırıların ardından, bir de pandemiyle karşılaşan genç kardeşimiz. “Yetti gari!” Sürekli siyasi gerginlik, ekonomik kriz, ekolojik felaket, bölgesel çatışmalar, küresel itişmeler, otoriter basınç, kaza görünümlü katliam, aykırı ya da muhalif her harekete parmak sallayan bir iktidar, orasından burasından yaşam tarzına...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Yazar: $ s (Ali Mert)
Sarı kapaklı tükenmez kalem
Yıllar önce kaleme aldığım ve hiçbir yerde yayımlanmadan çekmecede biriken öykü, deneme, anı ve anlatılar arasına karışan bu metni, ölüm oruçları bugünlerde yeniden gündemde olduğu için tekrar gözden geçirdim ve Eleştirel Kültür aracılığıyla paylaşmak istedim. Direnenlere… Saygı ile… * Bir heyet oluşuyor. Pek kalabalık olduğu söylenemez. Ama niceliği değil, temsil yeteneği önemli. Hep öyle söylenir....
Veba’dan Corona’ya kıstırılmışlık duygusu
Kıstırılmış, kuşatılmış, karantinaya alınmış bir dünyadayız. İzole, atomize, yalnız insanların yalıtılmışlığını çoğaltan bir salgının ortasında. Çoğu insan için korkulan, endişe edilen, “kapanma”ya yol açan bir “hastalık” iken, kimileri için “coşku”yla karşılanan, yalnızlıkları ya da umutsuzlukları için bir “çare” arayışına denk düşen salgının ortasında. Garip ama gerçek. İnsan dediğiniz farklı uçlarda savrulmakta. Zira birbirinden çok farklı...
Carson McCullers ve “serseri bir melek gibi yazma”nın sırları
Yanlış hatırlamıyorsam Dashiell Hammett için kullanılıyordu ya da yazar kendisi kullanıyordu bu “serseri melek gibi yazma” benzetmesini. Bir boşluk (başıboşluk), hafiflik, dışarıdan ve yukarıdan bakış, sert çocukluk ve umursamazlık haline rağmen sağlam durmak, sıkı yazmak yine de… Tabii her daim “cool aura”sı ile birlikte… Soğukkanlılıkla, kesivermek ayakları yerden bir şekilde… Edebiyat toprağının derinlerine kök salmış...