Fokstrot, bir danstır –yalnız diğer danslardan farklı. Sözgelimi vals, burjuva belle époque’ünün başlangıcının meşru bir epizodudur, Kissinger’in modern diplomasinin ilk tarihi kabul ettiği Viyana kongresinin (1815) aylak balolarında sergilenen klasik bir “hexis”tir: Dinamik bir uzlaşıyı temsiller, bir anlamda uyuşuk ve göz alıcıdır, yapılaşmış arzu ekonomisinin aylak sınıf katmanını gözetir ve korur. Buna karşılık fokstrot, bu...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Litera
Kaybolan Eşyanın Peşinde*
Dün güneş gözlüğümü kaybettim. Yoksa bir gün evveli miydi; hatırlayamıyorum. Zaten nasıl kaybettiğimi, nerede yitirdiğimi de hiç hatırlayamıyorum; beni çileden çıkaran tam da bu! Dün kaybettiğim gözlük, sadece güneşe karşı duyarlı bir mercek değil, aynı zamanda numaralı bir reçeteye aittir; cüzdan yakan cinsten bir şeydi. Hakiki olmayan deri taklidi bir muhafaza içinde saklıyor, gündelik kullandığım...
Sanatta “Bunu Ben De Yaparım” Eşiği
“Ben henüz burada olmayan birinin karşısında bir adım geri atıp, bin yıl öncesinden onun ruhu önünde saygıyla eğiliyorum.” –Heinrich von Kleist Bir sanat eserinin yalınlığı karşısında afalladığım çok olmuştur. Bu his öyle güçlüdür ki, sadeliğiyle ve tüm anlatmak istediğini bir tuvale, sayfalara, fotoğraf karesine veya sahneye sığdırabilmiş olmasıyla insanı kendi kibrinden utandıracak noktaya getirir. Güzel...
Anlatının Dirilişi: Lawrence Stone
“Evet, pozitivistim, ne var bunda?”1 Başlarken Hatırasına çıkarılan kitaplardan birinde şöyle deniliyordu: “Tarih mesleğinin dev figürlerinden Lawrence Stone…” Kelimenin her anlamıyla bir “dev” olan Lawrence Stone (boyu 2 metreye yakındı)2 4 Aralık 1919’da Epsom-Surrey’de doğdu. Orta eğitimini Charterhouse adlı okulda tamamladı. Ardından Sorbonne ve Oxford kilise okulunda okudu. İkinci Dünya Savaşı sırasında gönüllü olarak donanmaya...
Muhafazakâr “Hınç” Kaynağı: Lilith’in İsyankâr Kızları
Tüm dünyayı saran ve çağın ruhuna sızan şiddet ve saldırgan siyaset ortamı, entelektüel üretimde bulunan her insanı “Neden böyle oldu? Hani direniş yükseldikçe baskıcı rejimler son bulacaktı? Neyi öngöremedik?” sorularına cevap aramaya itiyor. Geçmişi yeniden ve yeniden okuyoruz, hangi “büyük boşlukta” bozulduğunu anlayabilmek için büyünün. “Modern insanın açmazı” üzerine pek çok teori, düşünce geliştirildi, geliştiriliyor....
Haremdeki Yalnızlar; Resmi Tarih ve Osmanlı Eşcinsel Kültürü Üzerine
“Tarihin temize çekilmesi; Milli Tarih” Tarih ile bağı Malkoçoğlu, Kara Murat, İstanbul’un Fethi gibi destanlaştırılmış olaylar ve şahıslar üzerinden şekillenenlerin, hakikatin kıyısından kenarından geçmeyenlerin tarihidir Milli Tarih. Diğer adıyla “Resmi Tarih” Gündelik hayatın her alanında bizi kendisine çağıran, aksi istikamette yol alanları yok eden ‘Resmi Tarih Otoritesi’, onu tek ve doğru bilgi olarak sunan kültürel...
Ölümün Ambivalensi, Yas ve İkircikli Haller
Ölüm yüzyıllardır gerek ilkel gerek modern insanın korkusu olagelmiştir. Bu korkunun temelindeyse ölümün ne olduğunun bilinemeyişi yatmaktadır. Ölüm kendi içinde çelişkiyi barındırır. Bir yanıyla var oluş sürecini tamamlarken diğer yanıyla var diye zannedileni yok etmektedir. İnsanın doğumundan itibaren oluş süreci başlar, var oluş ile kendini tamamlama sürecine girer. Fakat insanın tam olması yahut tamamlanması yaşadığı sürece mümkün...
Karşılaştırmalı Edebiyatın Olanakları ve Sınırları(*)
Zoran Zivkoviç’in “Armağan Zamanlar”ında Ziyaretçi olarak adlandırılan doğaüstü bir karakter, çeşitli mesleklerden insanları ziyaret ederek onları geleceğe, gerektiğinde de geçmişe doğru yolculuklara çıkarır. Ziyaret ettiği kişilerden biri de antik dilbilim uzmanı bir akademisyen bilim insanıdır. Üniversitenin eskiden ardiye olarak kullanılan bir bodrum katına atılmıştır. Artık antik dilbilim ile kimsenin bir işi kalmamıştır. Ziyaretçi bu bilim...
ARETHA FRANKLIN’e Sevgiyle
Bir Değişim Geliyor Bir Değişim Irmak kıyısında doğdum, küçük bir çadırda, Ah o zamandan beri savrulup duruyorum bir ırmakçasına. Çok zaman oldu, çoook uzun zaman oldu Ama biliyorum bir değişim geliyor bir değişim, evet evet geliyor. Yaşamak çok yordu bizi, ama korkarım ölmekten yine de. Çünkü bilmiyorum ki, nasıldır öbür dünya, göğün ötesinde. Çok zaman...
Edebiyata Dair ¨Havadan Sudan¨ Sohbetler
Yaz gelince sanki Okur’un hâletiruhiyesi değişiyor zannedersiniz. Bütün yayınevleri ¨yaz okumaları¨ için kitap listeleri hazırlar ve siz sanırsınız ki, bütün kış okumak fırsatını bulamayan bu insanlar bir anda vitrinlere, raflara hücum edecek çantaları doldurmakla yetinmeyip koltuk altlarına sıkıştırdıkları kitapların sayfalarını daha kaldırıma adım atar atmaz yalayıp yutarak ne yazılmışsa hepsini hatmedecektir. Heyhat! Boşa yanılgı… Eski...