Ne kadar kitap okursak okuyalım, hayatımıza yön veren eserler sorulduğunda ancak birkaç kitap ismi sayarız. Ve bazı kitaplar vardır ki döneminde rağbet görmese, değeri anlaşılmasa bile bir çok yazarın rehber olarak aldığı eserler arasına yerleşir. İşte bu eserlerden birisi de Katip Bartleby… Edebiyat severlerin bir başka önem atfedip kıymetli gördükleri yazarlar vardır. Bu isimleri bazen...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Bir “Yabancı”nın Sosyal İntiharı
Kategori: Litera
Masada ya da Yatakta: Yazmak Üzerine…
Yazmak Üzerine.—Klasik yazarların hepsi olmasa da birçoğu eserlerini yatakta oturarak yazarlardı. Keynes, ‘homoekonomikus’ olarak tabir edilen iktisadî insanın psikodinamik tüketim ve tasarruf temayülleri ile kâr peşinde koşan hayvanî içgüdülerini teorize ettiği iktisat metinlerini yatakta yazardı. Proust ‘Kayıp Zamanın İzinde’ derinlere dalan dolambaçlı cümlelerini astım krizleri arasında yatakta yazdı. Mark Twain de kendi hayal ürünü olan...
Coetzee’nin Bütün Romanlarına Genelgeçer Bir Prolegomena
Montesquieu, şöyle yazar: “Doğu halklarının dünyanın en güçlü izlenimlere kapılmasına neden olan organ zayıflığına, bedenin tembelliğiyle doğal olarak ilintili, ruhu herhangi bir eylemde bulunamayacak, herhangi bir çaba gösteremeyecek, herhangi bir münakaşaya giremeyecek hale getiren belli bir ruh tembelliğini de eklerseniz, bir kez birtakım izlenimlere kapılan ruhun bundan böyle asla değişmeyeceğini anlarsınız.” (Kanunların Ruhu Üstüne, Üçüncü...
RUTH KADAR YABANCI, HAMZA KADAR YALNIZ
Robert Wyatt art-rock dünyasında çok özel bir yer edinmiş bir müzisyen. Müziğe Canterbury topluluğu Wildflowers ile başlayan Wyatt, Soft Machine ile kariyerinde hayli başarılı bir dönem yaşamıştı. Ancak bu dönemi onu tekerlikli sandalyede yaşamak zorunda bırakan trajik kaza, hastanede geçen uzun aylar, kimi kez karamsarlığa sürükleyen günler izledi. 70’lerin ortalarında müziğe başarılı bir solo albümle...
Philip K. Dick: Mars’taki Dışlanmışlara Saygı
Bugün nerede bir bilimkurgu filmi ve dizisi varsa, mutlaka Philip K. Dick (PKD) dolaşıyordur damarlarında. Stephan King gibi özellikle sinema için vazgeçilmez bir deryadır; tükenmez. Bu yıl tekrar çekilen Blade Runner ve Netflix yapımı Electric Dreams dizisi ile tekrar hatırlamış olduk bilimkurgunun bu büyük ustasını. Harrison Ford’un oyunculuğu ile 1982 yılında izleyicisiyle buluşan Blade Runner,...
“VARLIK” – BİR UZUN KOŞU
Huyumdur, boş zamanlarımda Varlık dergisinin eski sayılarını karıştırırım sık sık… Hani şu, “Memlekette bir tane hakikî san’at mecmuası yok,” deyip, “İnkılâbın, her sahada, yokluktan varlıklar yaratma işine girmiş olduğu bir devirde acısı hissedilen bu boşluğu doldurmak” gayesiyle 15 Temmuz 1933’te çıkan ve hâlâ okura ulaşan Varlık’ı… Sanki onu okumak, toplumsal dinamikleri okumak gibi bir şey...
Bir Şiirin Varoluş Prosesi
Bir şiirin varoluş prosesi, şair-şiir-okur elementlerinden oluşan bir sacayağına ihtiyaç duyar. Şair özne, kendisinin de dahil olduğu, dışındaki nesnel gerçekliği algılar ve onu kendi felsefi-politik algısı doğrultusunda, poetik imgelerin temel birimi olan sözcükleri kullanarak dönüştürür. Poetik imge, anlamca birbirine uzak iki sözcük arasında analojik bir ilişki kurulmasıyla oluşturulur ve –imgeci sosyalist şiire göre- şiir, poetik...
Bizim Ulus’umuz
Temmuz Ulus’u hatırlatır bir tarafıyla. Her 12 Temmuz hüzünlüdür benim için. Ulus Baker bu topraklarda yetişmiş en özgün simalardan biriydi. Neredeyse bir Ankara efsanesiydi. Felsefeden, siyasete ve sosyolojiye uzanan müthiş birikimiyle değil sadece; derviş yaşantısı, kirli kazağı, kırık gözlükleri ve şehla bakışlarıyla da bir başkaydı. Bir parça ekmekle günler geçiren bir alçakgönüllülük anıtıydı. Ankara öğrenci...
Edebiyat eleştirisi ve öykücülüğün son kırk yılı
Ayşegül Tözeren, geçtiğimiz günlerde yayımlanan ilk kitabı Edebiyatta Eleştiri’nin Özeleştirisi’nde Türk edebiyatındaki eleştiri ortamını mercek altına aldı. Tözeren’in çalışması, öykücülüğümüzün özellikle 70’lerden bugüne kat ettiği mesafeyi… bu süreçte yaşadığımız siyasi ve sosyal değişimlerin öykülere nasıl yansıdığını popüler örneklerle ortaya koyması bakımından da kıymetli. Son dönemde yayımlanan edebiyat eleştirisine dair kitaplardan tavrı ve tarzıyla kendine has...
AŞKI NARINDAN, GÜLÜ HARINDAN ÖPMEK
Mahir Karayazı’nın Anız adlı kitabı geçtiğimiz günlerde Yitik Ülke tarafından yayınlandı. Söz’ün bile isteye etkisizleştirilmeye çalışıldığı bu dönemde, şiirin inatla direnmesine bir örnek Mahir Karayazı’nın Anız’ı. Elbette Yitik Ülke’nin de şiir yayıncılığına aynı inatla devam etmesi bir karşı atak olarak değerlendirilebilir. Aslında gökyüzünün altında yeni bir şey yok. Anlam değişmiyor, anlam aksamıyor; görüntüler kayıyor yalnızca....