Tolstoy ile Sofia’nın ilişkisi iki yazarın başarısız ortak yapıtı gibi duruyor. Elizabeth Taylor, Richard Burton, Zelda ve Scott Fitzgerald gibi çiftler, şöhrete susamışlık, spot ışıkları altında görünme ihtiyacı gibi renkli çikolata kâğıtlarına sarmalanmış yaldızlı bir yaşam sürme arzusu nedeniyle başarısız olmuşlardı. Tolstoy’lara musallat olan iblis ise, büyük bir otelde tumturaklı rezaletleri kışkırtan bir iblis olmaktan...
Son Yazılar:
1 Mayıs: Stilize edilmiş sınıf, ideolojik talepler ve toplumsal gerçeklik
VAROLUŞ FELSEFESİNİN İLK ROMANI: YERALTINDAN NOTLAR
Güneş Kutbuna Doğru: James Webb
İmgenin Görüntüsel Belleği: Sinemada Şiirsellik
Paul Eluard: Aşktan “Özgürlük”e Taşırılan İzlekler
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Kategori: Manşet
Tatil Sonrası Yazısı: Otobüs Versus Uçak
¨Mahalleye bozacınız, mandalcınız, sepetçiniz geldi¨ der gibi: ¨Ek Kültür derginize denemeciniz geldi!¨ Denemeye kalkışmazdan ve lakırdısına başlamazdan evvel itiraf ediyor ki, ayıptır söylemesi, teknolojiyi hani fena da kullanmaz ama pek de hazzetmez. İspanyol Aydınlanmasının biricik filozofu Jose Ortega ý Gasset’in dediği gibi, teknoloji kitle insanına hak etmeden eline verilmiş bir oyuncak olduğundan; denemeci de pek...
KÜL VEDA (ŞİİR)
bu sizinle son karanfil altın rengi saçlardan çözülmüş veda inceliği suya düşen kalp ağrısı gizi sararmış unutuşun işlemeli sözcükleri gümüş kutuda buruşmuş pusulalar, söylenmemiş hep susulmuş ve sevgilinin gözlerinde kaybolan gül eskiyen akşamın kalbinden damla damla dökülen hüzün, tene düşen ince kalp ağrısı… bu sizinle son karanfil rüya saçlardan çözülmüş göğsünüzde defne yaprağı solgun anne...
SAHA: YA DOĞRUDAN TEMSİL YA DA HİÇ…
Toplumun marjını ölümüne zorlayan sevgili Kanat Güner’in anısına… Hiçbir projenin, öznesi olan sahada bire bir pratik karşılığı yoktur ve olamaz da… Proje bir amacı hayata geçirmek adına hazırlanmış önsel varsayımlar bütünüdür. Daha fazlası değil. Önsel olanın ise sonrayı belirlemesi birçok bilinmeyeni olan sahada söz konusu bile olamaz. Üstelik sahada son diye bir olgu yok...
Müktesebatı Geniş Dakiğin Orman Yolları (Öykü)
La la la la, la la la la la Sylvie Kreusch Tandırlar, lifler, demirler, üç örgülü pamuk ketene tırmanan ilk örümceği gördüğümde, ağı onda eğreti duruyordu. Ellerinin üstü siyah siyah noktalarla bezenmiş -yılların üzerine kondurduğu nazar boncuğu derdi Boğaziçi’nde Sosyoloji okumuş torunu- nenenin sol kolundan aşağıya inerken, ağı onda eğreti duran örümcek, sehpanın...
Varlık Yuları (Şiir)
Yargının kıvrımları, Açılır, bir çift ceviz kabuğu Bölünmüş bir şey bu Boruların üflendiği saatte Yorgun bir hurdacının bas bas bağırdığı Bir sokağın köşe başına benziyor: Burada, sadece karın boşluklarından söz etmeyiz Sadece, yorulmuş atların Cinsel organlarından, ...
peronlar (şiir)
akşamlarda gidip gelen solgun inat ağzımızda şarabın lekesi söyleşir kimse bilmez vakitsiz öldüğümüzü dostlar ki bizden önce varmış boşluğa altmış yetmiş seksen nolu peronlarda bir yas trenidir yaşamak geçer içimizden alıp götürür gönülden sevincin kamçısını şiddet gülüdür kalan ağrılarında dostlar görmez olur sayısız öteleri gündüzlerde devlet diliyle bastırılan korkular geceler ansızın kundaklar inancı dost sesi...
İKİ ŞİİR
Sır makamında çoğalma Kendinden çıkıp yaşayamazsın, vardın sen bir karıncanın dünyayı tüm yüküyle sevmesi Sesin gitmek dolu Perdeyi örtsen gökyüzü değişecek oysa Ben öyle yaptım Uzun bir yenilgi mermere hazırlandım Muazzamdı üstünde içkin harflerin dağılışı Usareye Bir dudak kıpırtısı kadar yakın Çakılları saydım içimden Nehri sektiriyorum; Kavuşmaların devindirdiği nehri Avuçları gül kokulu çocukları andım Yüzlerinde,...
YAŞAM KÖPRÜSÜ (ŞİİR)
Çok şeyi değiştirdi zaman Bilmiyorduk biz zamanın çocukları Bilmezdim Bilmezdik Ağaçtan düşünce Kabuklarını ellerimizle Sarardık yaralarımızın Yalnızlığın Kırık sandalyesini Çekip oturduk Olmayacak düşler Girdabında Süzüldü mazgallarından Alnımızın Bilmezdim Bilmezdik Yasını tuttuğunu Efsunlu şarkıların Sarhoşluğunu Cebimizde bir tutam Toprak Ellerini Hatırlatır Kıyamı başlatan o kelimeyi Masumluğu Denize anlatırdık Sırrımızı saklasın diye Resim: Selma Gürbüz ...
NESNEDEN ÖZNEYE YOLCULUK
Sanatın sosyolojik kimliği, 20. yüzyılın başından itibaren sanatçının iradesiyle daha belirgin şekilde yansıtılmaya başlanmıştır. İnsanlık tarihi boyunca ‘birey’ olma mücadelesi, sanatı direk olarak etkilemiştir. Günümüzde sanat, önceki dönemlerin ritüellerinin, mitolojilerinin, güçlerinin etkisinde yüzyıllardır devam eden edilgin karakterinden kurtulmuştur. Bireyin varlığı, sanatçının toplumsal bir kimlik ve bir özne olarak evrene bakışı çerçevesinde biçimlenmiştir. Günümüz sanatı, özne...