Uyumsuzluğun kendisine özgü bir kuralı ve düzensizliği vardır. Sanat belki de bütün bilinen değerleri reddetmek için var olan, ama yeni değerler üretmeyi amaçlayan bir yapıyı özler. İnkar bilinci korkusuzdur, hiçbir maddeyi önemsemez, tükenişle var oluş arasındaki ince ve korunaksız çizgiyi her an aşabilir. Nietzsche de Foucault da, Simone de Beauvoir da kalabalığın yasalarına karşı çıkarken...
Son Yazılar:
MODERNİZMDE PSİKOLOJİNİN ETKİLERİ
1 Mayıs: Stilize edilmiş sınıf, ideolojik talepler ve toplumsal gerçeklik
VAROLUŞ FELSEFESİNİN İLK ROMANI: YERALTINDAN NOTLAR
Güneş Kutbuna Doğru: James Webb
İmgenin Görüntüsel Belleği: Sinemada Şiirsellik
Paul Eluard: Aşktan “Özgürlük”e Taşırılan İzlekler
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Kategori: Manşet
SEKİZ ŞİİR
DÜNYALAR İçine girdikleri dünyada kalabildiler, sırrı bu onların. – Bir dünyaya giremeyenler ve girdiği dünyada kalamayanlar onlara kör ve sağır. Birbirlerine erişemez, birbirlerini bilemez onlar. Boşlukta cirit atıyor temassız yazgılar. DEVAM Bıraktığı yerden alabiliyor: bazen bir kaya, bazen bir dönemeç, bazen rüzgârlı bir yankı. Giden bedenin arkasından bakıyor zamana. Projektör tutuyor...
Zeytin dalı: Bir sembolün uçsuz bucaksız destanı
Hristiyanlar 28 Mart Pazar günü Palmiye’yi kutladılar. Palmiye Pazarı, bize, İsa’nın çarmıha gerilmeden önce son kez Kudüs’e girişi sırasında halkın yollara çıkıp zeytin dallarını (bir anlatıya göre palmiye) sallayarak coşkusunu gösterdiği tarihsel ânın kutlaması olarak öğretildi. Barışı, zaferi, sadakati, vefayı, ölümsüzlüğü, bolluğu, bereketi, gücü, bilgeliği, sabrı, cesareti ve dayanıklılığı sembolize eden zeytin dalı, binlerce yılın...
NE YAPTIYSAN BANA İYİ HALT ETTİN (ŞİİR)
Gömleğim yapış sırtıma kılıktan kılığa girmek istiyorum yığınla kaburgalarıma kadar yapış havadan sudan bahsederek eziyet etme denizden gökyüzünden bahset ne talimat ne de arz-talep paşa gönlümüz neyse o arkadaş şükür kavuşturana gömleğim senin dikişlerin dilimin şeritleri aynı düzeltilmemiş kırışıklıklara ilgimiz parasını denkleştiremediğimiz aynı adresler cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyduğumuz her koşul kollarımızı kıvırdığımızda edilen o göç...
SAVURGAN DİLİMDE AÇAN SON ÇİÇEK (ŞİİR)
Suskudan melek payını aldık Benler öleyazdı hep arka odalarda Çiğler sarka sarka yıkıldı, ince duvarlara Aralık açan izler eşkâl yakacak türden, Namı değer efkâr ile palazlandık Namüstesnadır gelen geçen, biz bulutlara değmeden Sevgisizliğin yıllar önce bulunmuş kodlarından herhangi biriyle Hiç konuşmamış kadar Yeni olağana doğru koşulsuzca ilerlerken Parşömene sarılı geçmiş zaman, Boş kulvarlardan birini yine...
SANATI KİM-LER SIPITTI?
Arkadaşım yazısına, “Geçmişte veya şimdi bir şeyi bilmiyor olduğu için hiç kimseyi suçlayamayız!” diye başlayıp eklemiş, “Bilmek istemiyor! Kişi, kurum, iktidar. Özgür değil mi herkes? Hatta sanat alanından örnek verirsek, şimdiki iktidar partisi belediyelerinin ‘samimiyetle’ ve büyük paralar harcayarak neredeyse her şehre, kasabaya yaptırdığı ve zaman zaman da canı sıkılan ‘sanat teröristleri’ tarafından sıpıtılıp yatay...
OTUZ ÜÇÜNCÜ KABİLENİN KIZI (ŞİİR)
Saatlerce aynı gün çatlayan sabır taşlarının isyanı buruşan ellerinde yakaza haliyle dokundum sana yadaladım çırılçıplak tenini kızılcık gözlerinle canbar büyüsüyle baktığında kızıl saçlarını okşadım kızıl kıvırcık saçlarını süz tepeden tırnağa pürüzsüz tenimi aynanın karşısında o zaman görünürüz katları hiçe sayarak. Saatlerce aynı efsunlu zaman silsilesi Rusvon’un anahtarı bendedir İlm-i Ledün belleğimde gel de otur dört...
HAMAMLARIN TARİHİ GELİŞİMİ
HAMAM KÜLTÜRÜNÜN MARDİN RADVİYYE HAMAMI ÜZERİNDEN İNCELENMESİ Dünyanın ilk medeniyetlerinin kurulduğu yerlerden birinin Mezopotamya olması rastlantı değildir, Fırat ve Dicle nehirleri arasını adlandıran Mezopotamya, diğer adıyla Bereketli Hilal sulak bir coğrafyadır. Geçmişi M.Ö. 5000’li yıllara kadar uzanır. İlk Mezopotamya medeniyetlerinden Sümerler, Akadlar, Elamlar, Asurlar ve Babiller bu topraklarda kurulan ilk devletlerdir. Bu kavimler coğrafyanın sulak...
Karl Marx’ın Radikal Antisemitizmi
Yakın zamanda yayınlanan Antisemitik Mitler adlı kitapla ilgili bir eleştiri yazısında: Marvin Perry ve Frederick M. Schweitzer’in editörlüğünü yaptığı Antisemitik Mitler: Tarihsel ve Çağdaş Bir Antoloji adlı kitabın eleştirisinde David Hirsh, “Marx’ın antisemit olduğunu” söylemenin Marx’ın “standart bir yanlış okuması” olduğunu ileri sürmüştür. Bununla, Marx’ın antisemitizmine dair “efsaneyi yıkmaya” çalışan Robert Fine ile hemfikirdir. Profesör...
DİLİ DAĞLANMIŞ LÂLİSTAN
Çok az kişinin uğraş alanına girmek, orada emek ve kalem oynatmak, bir insan için çok cesur bir iştir. Dış dünyanın biçimsel görüntüsünün iç dünyasını açığa çıkarmak, çok önemli bir maharettir. Mesela; doğanın bütün orman, nehir ve dağlarına birer dil verip, onları okurla buluşturmak. Doğanın kendi derdini, sorunlarını insanlara anlatımda aracı olmak. Bu meyanda en mahir olansa...