Ahmet Hamdi Tanpınar Beş Şehir adlı eserinin önsözünde eserin nasıl yazdığını anlatırken mazinin, geçmişin önemini vurgular ve kendimiz olarak yaşayabilmek için geçmişle hesaplaşmaya, anlaşmaya mecbur olduğumuzu söyler. Beş Şehir bir iç hesaplaşmanın sonucunda yazılmıştır. Yazar Anadolu’nun en önemli beş şehrini anlatırken tarihi eserlere baktığında, izlediğinde kulağına gelen kervan sesleri ile Itri’nin, Dede Efendi’nin musikisini hatırlar....
Son Yazılar:
1 Mayıs: Stilize edilmiş sınıf, ideolojik talepler ve toplumsal gerçeklik
VAROLUŞ FELSEFESİNİN İLK ROMANI: YERALTINDAN NOTLAR
Güneş Kutbuna Doğru: James Webb
İmgenin Görüntüsel Belleği: Sinemada Şiirsellik
Paul Eluard: Aşktan “Özgürlük”e Taşırılan İzlekler
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Kategori: Manşet
Seramik Heykellerde Bütünleşen İmgeler: Kadın ve Kilitli Gaz Maskeleri
Günsu Saraçoğlu: Akademik kariyeri olan bir seramik sanatçısınız. Bize kısaca kendinizden ve sanatla yolunuzun nasıl kesiştiğinden bahseder misiniz? Fatih Şimşek: 1986 yılında Ankara’da doğdum. İlk ve orta öğretim yıllarımda sanat alanındaki eğitimimi, resim öğretmeni olan ablam Hülya Şimşek’ten aldım. Kendisi her zaman benim bu yoldaki en büyük destekçim oldu. Aksaray Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nin ardından Anadolu...
Kalbime Yapıştırdığım Bir Magnet (Şiir)
Kalbi, gezegensel mataritmik bir film olarak düşünelim kayıtta. Nehri zeka olarak, nehri patlamak üzereyken yakalayalım koyu sakız balonundan insan bedenleri. Tabii en göz ellerini aralarında iyi ve bir o kadar kötü kayıtlanmış olanları, fethedilmiş hemen hemen doksan santimlik vücutları magnet olarak yapıştıralım kal bin kere yanımda diye kalbine. Atameteor motorların yanmış, küflenmiş ve tekrar cilalanmış...
Rafet Arslan’dan KURGUSAL ÂLEMLER Sergisi
Uygarlığın parlak izleri ve sanat tarihinin birikimi ile gündelik yaşamın sonluluğu ve tüketimle iç içe geçmiş görsel dili karşı karşıya… Şeklen birlikteliği sorgularken aralanmış bir kapı… Sonrası? Rafet tam da bu noktada yalnız bırakıyor izleyiciyi. Tek tek varlıkları mı, yoksa bunlar arasındaki tesadüfi ilişkiyi mi dikkate almalıyız? Her iki durumda da apar topar tahayyül gücüne...
MEDYATİK BİR ELEŞTİRİ ÜSLUBU OLARAK SINIFLAMA: 2000’LER SONRASI ŞİİR
Türkiye’deki şiir eğilimlerini sınıflamaya, bu eğilimleri temsil eden bazı örnekleri (şairleri) saptamaya ve eğilimler arası ilişkileri anlamaya çalışan bu çalışma, özellikle sonuç ürünü gözetildiğinde spekülatif ve provokatif olmaya açıktır. Tartışmaların somutluk kazandığı şiir dosyası, şiir eleştirisinin giderek medya imajlarına teslim olduğu günümüz ortamı içinde şiir medyası-üstü bir çerçeve olarak görülmek yerine almaşık tartışmalara zemin hazırlayan...
“Buradan Ötesi”ni Yakalama Saplantısı
Evren kavramı anlaşılması zor ve bizi hayal kurmaya teşvik eden bir kavram ola geldi. Bunun nedeni, evren fikrinin kendisini, nesne fikrinin bir antitezi olarak konumlandırmasından kaynaklanıyordu. Bu konumlanma bir çeşit “nesneleştirmenin gevşemesine, yumuşamasına” karşılık gelen bir şeydi. Ancak, öyle ki, nesnellik tavrımız ne kadar yumuşarsa, dünya o kadar büyüyordu. Bu aslında metafiziğe doğru taşan bir...
ZIRDELİ KÜLTÜ MÜ POLİFONİK BİR ETKİNLİK Mİ?
Post-antroposofik yaklaşımları irdeleyecektim. Ama emojilere hapsolmuş “özgür” yaşamlarımız, ihtiyaçlar hiyerarşimizi yeniden sorgulamaya itti beni! Maslow amca yaşasaydı küplere binerdi herhalde bu müdahalemden. Asosyal medyadan bahsediyorum pek tabii. Polifonik bir etkinlikteyiz. “Ambivalent” bir bağlanmadan ne beklenir ki zaten! Dumura uğratır. Parçalar, böler, yakar, yıkar! Günlük rutinden, inanç sistemlerine… “Yüksek değerlere sahip bilge ve dengeli bir insan...
Aşk güneştir, ölümse gölge
Dilek Görmez imzalı “Aşka Özür Diletmem” isimli kitap, bu yıl 95. yaşını kutlayan İnkılâp Yayınları tarafından yayımlandı. Günümüzün başarılı yazarlarından 1976 doğumlu Dilek Görmez’in imzasını taşıyan eser yazarın ilk kitabı “Aşk İçin Ölmeli” ise 2019 yılında yayımlanmıştı. “Aşka Özür Diletmem” isimli kitap, yazarın ikinci kitabı. Ünlü Rus yazar Anton Çehov’un Martı isimli eserinden “Sen benim...
KERİME NADİR’İN GOTİK ROMANI: DEHŞET GECESİ
yüzyıl Türk edebiyatında korku türünde örneklere çok az rastlanır. Ancak geçen yüzyıl Türk edebiyatının, belirli esinlemeler taşımakla birlikte muhtemelen uyarlama olmayan, oldukça özgün sayılabilecek bir gotik korku romanı var ve bu roman, böyle bir eser çıkarması, ilk duyuşta, şaşkınlık yaratacak bir yazarımızın kaleminden çıkma. Sözkonusu eser, popüler melodramatik aşk romanları yazarı Kerime Nadir’in, isminin...
Dada!
Zürih’te 1916 yılında Alman yazar ve düşünür Hugo Ball, I Dünya Savaşı’na muhalif olan bir ekibin bir araya gelip dayanışma içerisinde olacağı Cabaret Voltaire isimli bir mekân açmıştır. Hans Arp, Tristan Tzara, Richard Hüelsenbeck de gruba katılmışlardır. Kabare, Batı uygarlığına karşı çıkmak amacıyla üretilen yapıtları gösteriler ile dünya ilişkilerinin korkusuzca koparılmak istendiği bir eylem alanına...