Ana Sayfa Röportaj

Kategori: Röportaj

Yazı
Dosya: Pandemi ile yeni sanat sezonu

Dosya: Pandemi ile yeni sanat sezonu

Bilindiği gibi her yılın Eylül ve Ekim ayları kültür – sanat piyasası için yeni etkinliklerin başlangıcı ve bu piyasa için yeni sezonunun açılması demektir. Bu yıl pandemi ile birlikte bu sektörde de sezon yeni düzenlemeler ile başlayacak. Ülkemizin kültür başkenti olan İstanbul’da yeni normalle birlikte sanat galerileri sezona nasıl, hangi sanatçılarla ve ne gibi önlemlerle...

Yazı
Mehmet Latif Sağlam: Otuz Üç Kurşun şiirini hafızalara kazımak

Mehmet Latif Sağlam: Otuz Üç Kurşun şiirini hafızalara kazımak

Şair Ahmed Arif’in “Otuz Üç Kurşun şiirini hafızalara kazıyan sanatçı.” olarak tanınan Ressam-Heykeltıraş Mehmet Latif SAĞLAM; dünya sanat tarihinde Picasso’nun ‘Guernica’sı ve Ramazan Öztürk’ün ‘Halepçe’si neyse bu “Otuzüç Kurşun” şiiri üzerine yaptığı çalışması da aynı zemin, aynı duygu ve aynı yönde bir çalışma olarak okunmayı hak ediyor. Kendisini: “Ezilenin yanında, örtülen kaybedilmeye çalışılan toplumsal bilinç...

Yazı
Vahap Uluç ile Aşiret Sosyolojisi Üzerine

Vahap Uluç ile Aşiret Sosyolojisi Üzerine

Akademisyen Vahap ULUÇ ile özel olarak akademik kimliğini; kitap haline gelen doktora tezini (“Bir Aşiret Monografisi: Tarih, toplum, siyaset“) ve genel olarak da aşiret, akademi ve dünyanın başına bela durumundaki pandemi sürecini konuştuk. Akademisyen Vahap ULUÇ’un değindiği ve kanımca üzerinde durulması elzem bu hususların yeni tartışmaların fitilini tetiklemesi umuduyla, iyi okumalar diliyorum. -Sizi tanıyabilir miyiz,...

Yazı
Baro Cengiz ile Sonsuz Tefrika

Baro Cengiz ile Sonsuz Tefrika

Smyrna’nın, Tenekeli Mahallesi’nde sokak aralarında, kavga ederek büyümüş. Okuduğu liselerden atılmış. Avrupa, Uzak Doğu, Afrika, Latin Amerika ülkelerinin ve Amerika’nın sokaklarında gitar çalarak yaşamış. Flamenko öğrenebilmek için, İspanyol Çingenelerinin arasında dalmış. İngiliz, Romen, Bulgar, Hollandalı Çingenelerle harikulade müziklere imza atmış. Amsterdam’da, taksi şoförlüğü yaparken bolca Dostoyevski okumuş. Hollanda ve İzmir’de gitar konserleri vermiş. Hollanda’da komedi...

Yazı
HELEZONİK KREŞENDO: “Türkiye’de Muhalif Müziğin İzlekleri”

HELEZONİK KREŞENDO: “Türkiye’de Muhalif Müziğin İzlekleri”

İzmir çıkışlı  Helezonik Kreşedo, yaklaşık bir yıldır Türkiye’nin çeşitli kentlerinde aynı başlık altında bir sunu-dinleti düzenliyor, izleyiciyi Anadolu’nun direniş geleneğinden başlayıp günümüzdeki mücadele zeminlerine uzanan bir yolculuğu deneyimlemeye davet ediyordu. Ekip, video-röportaj serisinin amacını “muhalif müzik içerisindeki mevcut birikimi açığa çıkarmak, bugünün tartışmalarını geliştirmek ve bu yolla yarının muhalif müziğini güçlendirmek” olarak tanımlıyor. Pazar günleri...

Yazı
Gani Türk: Dil bana göre en özgür ve en geniş alandır

Gani Türk: Dil bana göre en özgür ve en geniş alandır

‘Kelimeler, beynimin bütün çocukları.’ Yazar Gani TÜRK, ilk romanı Cennetin Havarileri’nin ilk sayfalarındaki bu cümleyle dile nasıl bir aşinalıkla yaklaştığını görüyoruz. Hayatta kullanılan dilin farkındalığının karakterlere nasıl da yeni ufuklar kazandırdığını da… Romanlarında sosyolojiden tarihe, oradan da felsefeye uzanan çok katmanlı yolculukların eksik olmadığı Yazar Gani Türk İle yazınsal yolculuğunu ve ‘Toprakta yeşeren candır…’ gibi...

Yazı
Mahir Ergun: “Krizler Konformizm İçin Pan’ın Çığlığıdır”

Mahir Ergun: “Krizler Konformizm İçin Pan’ın Çığlığıdır”

Bir sene önce bir söyleşi gerçekleştirdik. Katerina Gogou’nun şiirlerini çevirmiştin. Öykü kitabın Athanatos’u da konuşmuştuk. Zaten oradaki meseleden insanın savaşına, doğayla ilişkisine geldik. Söyleşinin başlığı “Tabiatta huzur diye bir şey yoktur” oldu. Böyle demiştin. Bir yıl sonra daha iyi anlıyoruz bunu. Sezdin sanırım! Bugün huzur yok ama evde ekmek yapmalı, yoğurt mayalamalı bir huzur simülasyonu...

Yazı
ORÇUN GÜZER İLE UYURGEZERİN SEYAHATNAMESİ ÜZERİNE

ORÇUN GÜZER İLE UYURGEZERİN SEYAHATNAMESİ ÜZERİNE

“Şiir yazmak benim için kendi yolculuğumun izini sürmek anlamına geliyor, ama bu bir felsefi yolculuk ya da bir bilgelik yolculuğu değil; daha çok, bir uyurgezer gibi, kararlı adımlarla, ama kendinde değilken yapılmış bir yolculuk. Deyim yerindeyse, kendiliğinden oluveren bir yolculuk. Uyurgezerin Seyahatnamesi’nde inşa edilen bellek, bir yolculuk güncesi olmaktan çok, bir kaybolma güncesi olarak okunabilir....