“YORGUN MAYIS KISRAKLARI”NI OKUYUNCA… Yılmaz Karakoyunlu’dan şimdiye kadar pek bir şey okudum sayılmaz. Tek Parti Diktatörlüğü’nün 1942’de Alman Faşizmi’ne öykünerek Azınlıklar’a uyguladığı “Varlık Vergisi”nin konu edinildiği ve aynı adlı romanından çevrilen filmi “Salkım Hanımın Taneleri”ni izledim. Kitap olarak Karakoyunlu’dan salt “Mevsimler Eskidi Biraz” adı altında topladığı öykülerini okuduğumu anımsadım şimdi… Karakoyunlu bibliyografyasını az çok biliyordum:...
Son Yazılar:
1 Mayıs: Stilize edilmiş sınıf, ideolojik talepler ve toplumsal gerçeklik
VAROLUŞ FELSEFESİNİN İLK ROMANI: YERALTINDAN NOTLAR
Güneş Kutbuna Doğru: James Webb
İmgenin Görüntüsel Belleği: Sinemada Şiirsellik
Paul Eluard: Aşktan “Özgürlük”e Taşırılan İzlekler
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Kategori: Kritik
GÜRSOYTRAK’IN RESİMLERİNDE YOKSULLUK VE GÜÇ
Tabii, öncelikle belirtmem gerekir ki burada güç, gündelik dilimizdeki zor tekeline sahip, güçlü, muktedir manasında. Spinoza’nın kelimeye conatus sözcüğüyle kattığı özgül anlamdan da, Foucault’nun iktidar kelimesine verdiği gri ve oylumlu anlatımdan da bir anlamda farklı. Ya da belki, ikisiyle de bir anlamda kesişiyor, bir arada yeşeriyor. Bu anlamda güç, doğanın asgarisinden ve yapıp ettiklerinden “fazla”...
Ölülerin Facebook Profilleri
Çağların birbirine girdiği; uzak gelecek ile uğursuz geçmişin aynı anda yaşandığı tuhaf zamanların çocuklarıyız. Dünyanın bir yerinde yapılan deneyde “ışık hızı” aşılıyor, diğer bir yerinde ortaokul basılıp kız öğrenciler köle pazarında satılıyor. Bilimkurgu evreni ile Ortaçağ’ı aynı günde yaşayan bir çağın sancısı bu. Artık bir den çok yaşamımız var; doğayla iç içe bir yaşam...
Biyogüvenlik ve Politika
Ülkemizde (ve başka yerlerde) uygulamaya geçilmiş olan istisnai dispozitiflere verilen tepkilerde çarpıcı olan şey bu tepkilerin, dolaysızca işliyor gibi durdukları bağlamın ötesinde gözlemlenememeleridir. Bunu tam tersine daha geniş bir tecrübenin, mevzu bahis olanın insanları ve şeyleri idare etmenin yeni bir paradigması olduğu bir tecrübenin semptomu ya da işareti olarak yorumlamaya kalkanlar azınlıkta — ki aslında...
Panoptikondan Kaçış: İzlenmeden Görsel Failliğe
Mevcut kontrol toplumlarının evriminin tamamlandığı ve katı yasaklamalar (juridico-legal) ve eylem tanımları (disiplin) üzerinden şekillenen toplumsal terbiyenin, nihayetinde teknolojinin verdiği nimetlere dayalı izleme ve yönetimsellik aşamasına devrolmasının bir virüs (Corona) aracılığıyla icraya yöneldiği bir andayız. Aslında Michel Foucault ve ardılı pek çok düşünür, Mayıs 68’le beraber kapalı disiplin toplumlarının şaşaalı çözülüşünü ilan etmişler ve gelmekte...
SANAT, SANATÇI VE ÖZGÜRLÜK
“İpekböceği niçin ipek üretirse Milton da Kaybolmuş Cennet’i aynı nedenle üretmiştir.” ...
“Sanatın insansızlaştırılması”: Bir ileri sanatsal aşama mı, sanatın yıkımı mı?
“Asırlardan beri gelişe gelişe bugüne varan şiirin kazandığı imkanlardan niçin faydalanmamalı? Bu sadece, şekli zorlamakla yeni şeyler yapılabileceğini zannetmektir. Mesele şekilden çok muhtevada, muhtevanın yeniliğindedir. Yeniciler ümidi kırılmış, idealini kaybetmiş, dejenere olmuş veya olmaya doğru giden bir sınıfın bezginliğini, dünyadan kaçmak özleyişini -ki gerçekler karşısında yenilmekten gelir-, bilhassa ‘ölüm’ü bol bol terennüm ediyorlar… Bir...
Orhan Suda’nın Anıları: “Bir Ömrün Kıyılarında”ya Dair
Önceki yazımda; “Zileli Halil” üzerine/hakkında köylüsübir “Ülkücü”nün yazdığı kitaptan söz ederken alıntı yapmıştım Orhan Suda’nın “Bir Ömrün Kıyılarında” adındaki anılarından… Bu kez; “Bir Ömrün Kıyılarında”nın tümünden söz edeyim istedim, çünkü şimdiye kadar bu kadar samimi, sıcak ve içten bir anı kitabı okuduğumu anımsamıyorum. Harbiye Askerî Cezaevi’nde tutuklu yatarken, yakınlarıyla görüşme yaptıktan sonra hıçkıra hıçkıra...
KORONA GÜNLERİNDE ‘VASAT’IN ROLÜ: “HAYAT SİTEYE SIĞAR!”
Yeni-Türkiye’yi anlamlandırabilmek için sosyalist tezlerden çok dil teorilerine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum; çünkü dil, işaret ederken gizleyen, gizlerken işaret eden müthiş bir sistemdir. Bu süreçte Marx yerine Harold Bloom, Wallerstein yerine Ranciere ya da Derrida tercih etmek sanırım çok daha isabetli olacaktır… Henüz ikinci yüzyılda, “Önce konuştuğun şeyin anlamını öğren sonra konuş!” diyen Epiktetos’un aksine, Yeni-Türkiye’de,...
Geçmişi Kurtarma ve Geleceği Düşleme Olasılıkları Olarak Ütopya Taslakları
1 “Geçmiş, gizli bir zaman dizini taşır; ona kurtulma kapısını açan budur” Walter Benjamin (Tarih Kavramanı Üzerine, Metis yayın) Yaşamanın tatsız olduğu; yoksul ya da zengin kimsenin yaşamdan tam bir tat almadığı bir çağdayız. Ferrari’sini satıp bilgeliği uzak Doğu’da arayan CEO’dan, küresel varoşun her hangi bir köşesindeki sokaktaki adama değin. İnsan ömrü sınırlı, dünyanın bir...