Şiirin kendisini büsbütün lirizmin yardımından mahrum bırakması, sinirleri alınmış bir yazı dandizmine yol açıyor. Antoine Emaz şiirinin yeraltı haritasını çıkarmak bu şekilde epey zor oluyor. Kendi öznelliğinin bir tezahürü olarak Emaz üslubu Fransız edebiyat çevrelerinde geniş yankı uyandırdı. O, aşırı tarihselleştirilmiş donuk üsluba diyalektik olarak karşı çıkan bir yol lehine seçim yaptı. Emaz, metnin gelişiminde,...
Son Yazılar:
Güneş Kutbuna Doğru: James Webb
İmgenin Görüntüsel Belleği: Sinemada Şiirsellik
Paul Eluard: Aşktan “Özgürlük”e Taşırılan İzlekler
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
Kategori: Kritik
ANLAŞMAYAN ESTETİK
Uyumsuzluğun kendisine özgü bir kuralı ve düzensizliği vardır. Sanat belki de bütün bilinen değerleri reddetmek için var olan, ama yeni değerler üretmeyi amaçlayan bir yapıyı özler. İnkar bilinci korkusuzdur, hiçbir maddeyi önemsemez, tükenişle var oluş arasındaki ince ve korunaksız çizgiyi her an aşabilir. Nietzsche de Foucault da, Simone de Beauvoir da kalabalığın yasalarına karşı çıkarken...
SANATI KİM-LER SIPITTI?
Arkadaşım yazısına, “Geçmişte veya şimdi bir şeyi bilmiyor olduğu için hiç kimseyi suçlayamayız!” diye başlayıp eklemiş, “Bilmek istemiyor! Kişi, kurum, iktidar. Özgür değil mi herkes? Hatta sanat alanından örnek verirsek, şimdiki iktidar partisi belediyelerinin ‘samimiyetle’ ve büyük paralar harcayarak neredeyse her şehre, kasabaya yaptırdığı ve zaman zaman da canı sıkılan ‘sanat teröristleri’ tarafından sıpıtılıp yatay...
HAMAMLARIN TARİHİ GELİŞİMİ
HAMAM KÜLTÜRÜNÜN MARDİN RADVİYYE HAMAMI ÜZERİNDEN İNCELENMESİ Dünyanın ilk medeniyetlerinin kurulduğu yerlerden birinin Mezopotamya olması rastlantı değildir, Fırat ve Dicle nehirleri arasını adlandıran Mezopotamya, diğer adıyla Bereketli Hilal sulak bir coğrafyadır. Geçmişi M.Ö. 5000’li yıllara kadar uzanır. İlk Mezopotamya medeniyetlerinden Sümerler, Akadlar, Elamlar, Asurlar ve Babiller bu topraklarda kurulan ilk devletlerdir. Bu kavimler coğrafyanın sulak...
Karl Marx’ın Radikal Antisemitizmi
Yakın zamanda yayınlanan Antisemitik Mitler adlı kitapla ilgili bir eleştiri yazısında: Marvin Perry ve Frederick M. Schweitzer’in editörlüğünü yaptığı Antisemitik Mitler: Tarihsel ve Çağdaş Bir Antoloji adlı kitabın eleştirisinde David Hirsh, “Marx’ın antisemit olduğunu” söylemenin Marx’ın “standart bir yanlış okuması” olduğunu ileri sürmüştür. Bununla, Marx’ın antisemitizmine dair “efsaneyi yıkmaya” çalışan Robert Fine ile hemfikirdir. Profesör...
BOŞLUĞU TAMAMLAMAK
Çağ nevrotiklik çağı. Çünkü teknolojinin hazırlıksız yakaladığı insan duygusu, bu baş döndürücü hıza ayak uydurmakla direnmek arasında bir seçeneği tercih etmeye karar verebilecek durumda değil. Bu da psikolojik açıdan ruhu tahrip edecek bir şey kanımca. Bu duyguyu tanımlayan şey sanatın ‘sorumluluk alanında’ ise, böyle bir döneme tanıklık etmek ve bu dönemin sanatını yaratmayı denemek de ...
İlerlemenin Büyüleyici Işığı
Kasım 1784’te Berlinischer Monatsschrift dergisi “Soruya Bir Cevap: Aydınlanma Nedir?” başlıklı bir makale yayımladı. Bu makaleyi yazan Immanuel Kant’tı. Onun meşhur cevabı ise şöyleydi: “Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama (Unmündigkeit) durumundan kurtulmasıdır.” Bu müzmin soru, günümüzü de kafa yormaya devam eden tarihsel bir başlıca sorudur. İki yüz yıl sonra,...
Guy Debord Çılgın Toplumumuzu Çoktan Öngörmüştü
Gösteri Toplumu 1967’de görüntüye doymuş, medyatik zamanlarımızın ürkütücü derecede doğru bir portresini sunuyordu. “Modern üretim koşullarının hüküm sürdüğü toplumlarda, tüm yaşam muazzam bir gösteri birikimi olarak karşımıza çıkar. Doğrudan yaşanmış olan her şey bir temsile dönüşmüştür.” Guy Debord’un 1967’de yayınladığı modern insanlık durumu üzerine incelemesi Gösteri Toplumu, Marx ve Engels tarafından yazılan en keskin düzyazıların...
MATEMİN İZİ
6 Şubat 2023’te yer yüzü bizi sarsarak uyandırdığında, nasıl bir felaket ile karşı karşıya olduğumuzu tam olarak anlayamamıştık. Ama sonrasında, kendi “adamızda” bile mateme çekilme lüksümüz yoktu artık! Toprak ana “Matemin izi kalsın yüzünde!” demişti. Üç, yedi, kırk gün değil, ömür boyu… Enkaz altındaki canlarımızı hiç tanımadığımız insanlar çıkardılar. Bölgemizde can pazarı yaşanırken, sadece “kendini...
Gaspar Noé’nin “Aşk”ı: “Sapıkça Bir Şey Yapmıyoruz”
Tartışmalı erotik film, bilinmeyen oyuncular ve gerçek seks sahneleri kullanarak ilişkileri kelimenin tam anlamıyla çıplak bırakıyor. Filmin genç yıldızları, hepimizin bu kadar alıngan olmayı bırakmasının zamanının geldiğini düşünüyor. Gaspar Noé’nin kışkırtıcı yeni filmi Aşk‘ta Karl Glusman tarafından canlandırılan hevesli film yapımcısı Murphy, “Kan, sperm ve gözyaşından film yapmak istiyorum,” diyor. “Hayalim, duygusal cinselliği gerçekten tasvir...