Yiğit Yavuz’un Türkçeye kazandırdığı John Milton’ın Yitirilen Cennet kitabı İthaki Yayınları tarafından yayınlandı. Deneyimli çevirmen ile Milton ve çeviriyi konuştuk. – Batı edebiyatının temel metinlerinden Yitirilen Cennet’i dilimize kazandırdınız. İlk defa karşılaşan okurlar için ana hatlarıyla Milton ve Yitirilen Cennet’in önemi nedir? John Milton, İngiliz edebiyatının en önemli isimlerinden. İsmi Shakespeare’in hemen ardından anılıyor. Yitirilen...
Son Yazılar:
1 Mayıs: Stilize edilmiş sınıf, ideolojik talepler ve toplumsal gerçeklik
VAROLUŞ FELSEFESİNİN İLK ROMANI: YERALTINDAN NOTLAR
Güneş Kutbuna Doğru: James Webb
İmgenin Görüntüsel Belleği: Sinemada Şiirsellik
Paul Eluard: Aşktan “Özgürlük”e Taşırılan İzlekler
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Kategori: Manşet
Ütopik Beden: Michel Foucault, bedenin sınırlarını ve sınırsızlıklarını anlatıyor
Ünlü filozof Michel Foucault, 1966 yılında radyoda okuduğu bu meşhur metninde beden ütopyasını, bedenin sınırlarını ve sınırsızlıklarını şiirsel ve felsefi bir dille anlatıyor. Çeviri: Ayris Taban
Queer ve Feminist Pratiğin Performans Sanatıyla İç İçeliği Üzerine Bir Deneme-1
Performans sanatının ana ögesi olan beden temsiliyeti 1960’lardan günümüze dramatik hatta distopik dönüşümler geçirdi. Bedeni gösterileştirmek, abu gösteride kurulu tahakkümleri görünür, eleştirilir ve hatta alternatif bir yaşam modelinin hayalini gerçeğe dönüştürmenin anahtarı yapabilir. Queer teorinin ve feminist söylemin zengin argümanlarıyla oluşturduğu tartışma ortamı, alanlara dökülen insanların sanatın bütün yaratıcı kodlarını da üstlenerek geliştirdiği -ben...
BENİM GÖNLÜM BİR KELEBEK veya LOCKED-IN (Kilitli kalma) SENDROMU
Truffaut’un ilk ve belki de en bilinen ve takdir edilen filmi ¨400 Darbe¨ uzun bir Paris sahnesiyle açılır. Çok da hızlı ilerlemeyen üstü açık bir aracın içindeki yolcunun gözünden 1950’lerin Paris’ini hüzünlü bir melodinin eşliğinde izleriz. Görkemli anıt yapılar, şehrin bilinen mimari özelliklerini taşıyan binalar ve etrafında dönülüp dolaşılan, sonunda yakın planda görülen ama arkada...
Hayatın Yumulu Avucunu Açmak İsterken
“Yıllar geçti. Evrenin yaşı. Tapınaksız çağlar.” TEKNELERİN pruvalarında bulunan gemi başı süslerinin çoğu, yüzyıllar boyunca adları bilinmeyen ustalar tarafından yapıldı. Bunlar çoğunlukla ahşaptan oyulan kadın figürleriydi. Bir ya da iki göğsü açıkta gösteren bu tür figürler hem ticari gemilerde hem de savaş gemilerinde popülerdi. Denizciler batıl inançları olan insanlardı. Onlara göre gemideki kadınlar şanssızdı ve...
Gündemden Uzakmış Gibi Bir Film: AÇLIK
Film yeni sayılır, 2018 yapımı; Türkiye’de ise Daha İyi Bir Hayat adıyla ve Türkçe dublaj eklenerek henüz dolaşıma sokuldu: Danimarkalı Michael Noer’in yönettiği ve senaryosunu Jesper Fink ile yazdığı filmin orijinal adı Før frosten (Before the Frost).[1]Pek bilindik değil, gürültüye gidecek gibi de duruyor.Norveçli Knut Hamsun’un romanı ise oldukça eski ve yeterince bilindik, hatta...
“ORPHEUS İLE EURYDICE”Yİ YENİDEN OKUMAK-II:
ÖLÜMÜN “DERİNLİĞİ”, ÖLÜM DIŞI İZLEKLER VE ÖLÜM EDEBİYATI Bir önceki yazıdai, Orpheus ile Eurydiki mitini ölüm üzerine düşünmeden okumanın imkânsızlığını vurgulamış; ancak yüzey-katmanında ölümün kaçınılmazlığına gönderme yapan söz konusu bu mit ile, aslında kaçınılmazlığına rağmen, ölüme karşı direnç göstermenin “beyhude bir çaba” olarak dikte edilmediğinin, bizzat öykünün içeriğinden anlaşılabileceğine dikkat çekmiştim. Bu vesileyle de mitolojik...
Sarılmanın Ahşabı ve Dehanın Zahmeti
“Bu kâtip hatırayı sizlere takdim ederim!” “Liman Fotoğrafı” HEP merak etmişimdir. Bozkırkurdu’nu yazan bir beyin, Siddhartha’yı neden yazdı? Ya da tersi. Elbette benim tercihim gececi kurttan yana ve her iki kitabı da gençliğinde okumuş biri olarak, Hermann Hesse’nin başyapıtının Siddhartha değil Bozkırkurdu olduğunu çekinmeden söyleyebilirim. Gerçi Siddhartha daha önce yayımlanmış. Ama kitapların yazılış ya da...
“ORPHEUS İLE EURYDICE”Yİ YENİDEN OKUMAK-I
MİTLERE, ARKETİPLERE VE ÖLÜME KARŞI DİRENCİN ONTOLOJİSİ Yaygın olarak bilinen bir öyküyle ilgili yorum(sama) yapmak, pek kolay sayılmaz. Hele bu öykü bir mit ise iş daha da zorlaşır. Çünkü özellikle Yunan Mitolojisi’nin barındırdığı mitler, yüzyıllar boyunca sadece edebiyatçıların ya da diğer sanatçıların değil, felsefecilerin de ilgisini çekmiştir.i Bunun da ötesinde, mitolojik dağarcığın içerdiği bu devasa...
MAX STIRNER, ÖZCÜLÜK VE MÜCADELE
Toplumsal mücadele alanına dair bir şeyler yazmak her zaman belli kaygıları beraberinde getiriyor. Bunların başında gerek tartışma kültürümüzün düzeyi ve gerekse tabu haline getirilmiş teorileri, değişmez ama ‘’bilimsel’’ kabul edilen muhafazakarlıklarla uğraşma sıkıntıları yer alıyor. Kişi kültü yaratılarak, tarihin herhangi bir noktasına takılıp kalmış ve ‘’resmi’’ kabulleri dışında doğruları sınırlı olan bir sol… İngiliz Sanayi...