Ana Sayfa Yiğit Özdemir

Yazar: $ s (Yiğit Özdemir)

Yazı
SANATÇILAR NEYİ BEKLİYOR?

SANATÇILAR NEYİ BEKLİYOR?

Sanatın işkolu olarak bile tanımı yerli yerine oturmamış, bütün sosyal güvence kamusal yardımlaşma taleplerine endekslenmişken, kimsenin kendi sıkıntısına bile derman olamadığı, ya da belki tam da bunun için, bu günlerde sormak gerekiyor bu soruyu: sanatçılar organize olmak için daha neyi bekliyor? Hayırsever işadamlarının ve zengin sınıfın vergiden düştüğü bir gider olarak kendisine ufak bir gölge...

Yazı
MAHPUS CAN, CANAN: EVRENSEL BİR ARIZA OLARAK CAN YÜCEL ŞİİRİ

MAHPUS CAN, CANAN: EVRENSEL BİR ARIZA OLARAK CAN YÜCEL ŞİİRİ

  “Gömü bulmuş gibi oldum”, herhalde gelecek kuşakların Yücel’in şiirleriyle karşılaştıklarında söyleyecekleri şey bu olacaktır. Günümüzün en arabesk şiirleri arasında sayılıp, “dili kokulu” şakalara maruz kalıp malzeme olması, bu şiirin başına biraz da kendi siyasallığının getirdiği bir tarihsiz-talihsizlik. Halka mâl olma çabasındaki yüce gönüllü bir şairin, madrabazlaşan kalabalıklar nezdinde iç edilmesi. Yücel’in şiiri, şeyler ve...

Yazı
GÜRSOYTRAK’IN RESİMLERİNDE YOKSULLUK VE GÜÇ

GÜRSOYTRAK’IN RESİMLERİNDE YOKSULLUK VE GÜÇ

Tabii, öncelikle belirtmem gerekir ki burada güç, gündelik dilimizdeki zor tekeline sahip, güçlü, muktedir manasında. Spinoza’nın kelimeye conatus sözcüğüyle kattığı özgül anlamdan da, Foucault’nun iktidar kelimesine verdiği gri ve oylumlu anlatımdan da bir anlamda farklı. Ya da belki, ikisiyle de bir anlamda kesişiyor, bir arada yeşeriyor. Bu anlamda güç, doğanın asgarisinden ve yapıp ettiklerinden “fazla”...

Yazı
Panoptikondan Kaçış: İzlenmeden Görsel Failliğe

Panoptikondan Kaçış: İzlenmeden Görsel Failliğe

Mevcut kontrol toplumlarının evriminin tamamlandığı ve katı yasaklamalar (juridico-legal) ve eylem tanımları (disiplin) üzerinden şekillenen toplumsal terbiyenin, nihayetinde teknolojinin verdiği nimetlere dayalı izleme ve yönetimsellik aşamasına devrolmasının bir virüs (Corona) aracılığıyla icraya yöneldiği bir andayız. Aslında Michel Foucault ve ardılı pek çok düşünür, Mayıs 68’le beraber kapalı disiplin toplumlarının şaşaalı çözülüşünü ilan etmişler ve gelmekte...

Yazı
İnsansı Olmayan Robotlar Üzerine

İnsansı Olmayan Robotlar Üzerine

Sartre Sözcükler’de Raphael’in çocukluğundan bahis açtığında, şöyle bir anektod kaydeder: Büyük ressam Papa’yla henüz bir çocukken tanıştırılır. Ona Papa hakkında ne düşündüğü sorulduğunda, şu cevabı verir: Ne papası, ben sadece renkler gördüm. Bu anektod, aslında bütün bir Rönesans epistemesinin kaynama noktasıdır: ampirik temeller, fallik gösterenle karşılaştığında büyülenir. Kısaca, Rönesans ressamlarına atfedilen homoseksüelliğin temelinde fallusla kurulan...

Yazı
Marina Abramovic ve Türkiye Sanatının Balkanizasyonu

Marina Abramovic ve Türkiye Sanatının Balkanizasyonu

Balkanizasyon, esasen politik terminolojide Sovyetler Bloğunun ve Yugoslavya’nın çözülüşünden sonra, 1990larda ortaya çıkan kim kime dum duma durumu açıklamak için kullanılıyor. Sırplar, Arnavutlar, Boşnaklar ve Türkler olarak ayrılan bu yeni coğrafyada, mikro-milliyetçilikler üzerinden birbirini doğramaya hazır bekleyen azınlıkların içerisine düştüğü durumu, bir fail üzerinden dillendiriyor bu terim: kısacası, IMF ve NATO tarafından bir bölgenin Balkanlaştırılması...

Yazı
NASIL AVANGARD OLUNUR?

NASIL AVANGARD OLUNUR?

Bir düşünce edimi olarak öncülüğü nasıl konumlandırmalı? Avangard’ın olmak ve eylemek arasında tesis etmeye çalıştığı bağı bugün nasıl düşünmeli? Bir düşünme ve eyleme pratiği olarak avangard sanat günümüze ne gibi tümceler fısıldıyor? Bu yazının araştırmaya koyulacağı sorulardan birkaçı, bunlar olacak. Amacım belli türden yanıtları askıya asmaktan ziyade, bir yöntem tartışması olarak bu konuyu masaya yatırmak....

Yazı
Berger’ın Picasso’su: Bir Eleştirel Eleştiri Vakası

Berger’ın Picasso’su: Bir Eleştirel Eleştiri Vakası

John Berger 20. yüzyılın önemli dönemeçlerinde aldığı doğru eleştirel tavırlarla biliniyor. Arkasında sanat eleştirisi, öykü, roman ve mütevazı şiir ve denemelerden oluşan önemli bir külliyat bıraktı. Görme Biçimleri adı eseri sanat tarihine eleştirel bir bakış geliştirmek için hala arada bir takılması gereken gözlüklerden. Ancak yazarın hiç bir eseri Picasso’nun yapıtları üzerine yazdığı “Picasso’nun Başarısı ve...

Yazı
Muzaffer Oruçoğlu: Tarihsel Sosyalizmin Huzursuzluğu

Muzaffer Oruçoğlu: Tarihsel Sosyalizmin Huzursuzluğu

Oruçoğlu’nun biyografisini bilen biliyor, ancak yine de kısa bir değinide bulunalım. TİKKO’nun İbrahim Kaypakkaya’yla beraber kurucularından olan Muzaffer Oruçoğlu, uzun cezaevi yıllarından sonra soluğu önce Avrupa, ardından Avusturalya’da alıyor ve resim pratiğine kendi tabiriyle “geri dönüyor”. Bugün neden siyasetle aktif olarak ilgilenmediği sorulduğunda verdiği cevap basit: Zaten sosyalist siyasetle de sanat aracılığıyla ilgilenmeye başladığını ifade...

Yazı
Materyalizmden Sonra Sanat – II: Sanatta Realizmin Doğuşu

Materyalizmden Sonra Sanat – II: Sanatta Realizmin Doğuşu

Gustave Courbet’nin ilk bağımsızlar sergisinin üzerinden 150 seneden fazla zaman geçmiş bulunuyor. O günden bu yana kimi aksadığı dönemler hariç hemen her sene yapılan bağımsızlar sergilerine(Salon des Independants) ve o sergilerde ortaya konan pratiklere bakmak, Akademinin görünmez elinin kimi imperatifler aracılığıyla kültür üzerindeki denetimi bugün daha fazla serbestiyet arz etse de, hala önem arz ediyor....