Öncelikle bu yazının kasten kışkırtıcı ve farkındalık uyandırıcı emellerle yazıldığını belirtmeliyim. Dünyaya çocuk getirmenin kötü, hatta bir suç eylemi olduğu kanısındayım. Çocuk yapmanın, insandaki kodlanmadan biri olan « barbarlığın » devam etmesine devasa bir katkı sunduğunu düşünüyorum. İnsanın insana ve diğer canlılara yaptığı kötü muamele, işkence ve imhanın, adına tarih denilen, bu kesintisiz dizisi yukardaki savımı destekliyor....
Son Yazılar:
VAROLUŞ FELSEFESİNİN İLK ROMANI: YERALTINDAN NOTLAR
Güneş Kutbuna Doğru: James Webb
İmgenin Görüntüsel Belleği: Sinemada Şiirsellik
Paul Eluard: Aşktan “Özgürlük”e Taşırılan İzlekler
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Kategori: Manşet
MUSTAFA BALBAY’IN YAVUZ ÖZKAN HAKKINDA BİLMEDİKLERİ
“Artık siz bir oturun bakalım, şimdi biz size bir şeyler anlatacağız.” Miguel Ángel Asturias [Nobel Ödüllü Guatemalalı yazarın, Fransız meslektaşlarına söylediği söz.] Miguel Ángel Asturias’tan yukarıda kullandığım bu epigrafı, birazdan okuyacağınız yazının sadece duygusal alanını açıkladığı için kullanmadım. Onun için biraz kestirme bir yoldan gideceğim. Çünkü yazarın kitabının üslubu da öyle; kestirmeden gitmek. O...
Felsefesiz Hayatın Sefaleti
Felsefesiz hayat olmaz; olsa bile boş ve yavan olur. Televizyonlara baktığımızda bir türlü tamamına erdirilemeyen tartışmalar görürüz… Bunlara tartışma denirse… Felsefenin eksikliği hepsinde hissediliyor. Felsefel bakış bir kere eleştirelliği getirir. Felsefenin girdiği her yerde başka açılardan bakmak vardır. Tartışmaların bitmemesi hep aynı konuların aynı açılardan ele alınmasından ileri gelir gerçekte… Eğitim sistemimize bakıyoruz: Olabildiğince az...
Gürültü ve Azgın Şehvet ya da Siberpunk Müzik Üzerine Notlar
Gözü Yaşlı Hippy’den Bally Kutularına Geçiş 60’ların sonu ve 70’lerin başındaki New York punk’ı yenilmiş politik devrimin olduğundan çok, kazanamaya oynayan bir kültürel devrimin sesi olmuştu; Hippy’ler, Beatnikler, sivil haklar ve GLBT hareketleriyle iç içeydi. 70’lerin ortasında İngiltere merkezli patlayan yeni sürüm punk ise ne kültürel ne de politik devrim peşindedir. Özlem duyduğu şey ise...
HIPPIELER, ROCK’N’ROLL ve “SAVAŞMA, SEVİŞ!” ETHOSU
1960’LARDAKİ KARŞI-KÜLTÜRÜN KISA HİKÂYESİ “Hippie denen insan Tarzan gibi giyinen, Jane gibi saçları olan ve Çita gibi kokan kişidir.” California valisi Ronald Reagan, 1967 “Vietnamlılar mı? Onları Taş Devrine geri gönderinceye kadar bombalayın!” ABD Başkan adayı Barry Goldwater’ın Başkan Yardımcısı adayı Curtis LeMay, 1964 “Karşı-kültür söz konusu olduğunda bir aidiyetten söz etmek hatalı olabilir. Karşı-kültür...
HAGOP MINTZURİ, İSTANBUL ANILARI’NDA BİZE NE SÖYLER?
Robert Musil, ırk varsayımının ilerici bir biçimde ulaşılması gereken bir amaç değil de “mistik bir fetiş” olarak ele alınmasının, uluslar arasında nefret, kin ve şiddet dolu bir kapışmayı doğurduğunu, tetiklediğini düşünür: ” Bu kimlik fetişleştirmesinin kurduğu şey, aslında, çok özel bir inanç biçiminden başka bir şey değildir; herhangi bir biçimden etkilenmeyen tözsel ve statik bir...
BİR DUAYENİN ARDINDAN: AGÂH ÖZGÜÇ’LE KIRIK DÖKÜK HATIRALAR
Üzerine ne söylense bir şeylerin eksik kalacağı gerçek bir kültür adamını kaybettik. Sinemayı hayatın içinde öğrenmiş, sayısız anıya tanıklık etmiş ve neredeyse tüm resmî / özel kurumların sessizliğe büründüğü anlarda yedinci sanatın belleği olmayı tek başına başarmış gerçek bir duayendi Agâh Özgüç. Çöpleri Karıştıran Adam! Adını her işittiğimde aklımdan çıkmayan bir anekdot gelir aklıma: Ülkenin...
Jack London ya da Sosyalist Bilimkurguya Giriş
1998 yılında Amerikalı editör Dale Walker, usta kurgucu Philip Jose Farmer’ın desteğiyle Jack London’ın daha önce basılmış bilim kurgu öykülerini “Fantastik Tales” başlığıyla yeniden yayınlamıştı. Bu kitapta yer alan birçok öykü, Borges editörlüğünde yayınlanan bir öykü derlemesinde yer almıştı. Bu kitap bize Dost Yayınlarına ait, Babil Kitaplığı seçkisinden “Midas’ın Müritleri” adıyla yayınlanmıştı. Buna ilaveten Yalçın...
MUSTAFA KÖZ: KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN BİR SİYASET OLARAK ŞİİR
Metin Eloğlu, “Türk yenilikçi şiiri oldum olası Batı’ya dönük, o ortamın değişimlerine, gelişimlerine ayak uydurmuş, etkinlik hamuru öylesine karışmış bir doğal serüveni yansıtır genellikle. “Ulusal Şiir” deyimi ise salt bizim işgüzarlığımız: Ne somut bir anlam taşıyor günümüzde, ne de belirgin örnekleri var…” derken İkinci Yeni şiirinin tepkisel niteliğinden doğan ve anlamsızlığa dek uzanan bazı aşırılıklarından...
Venedik Bienali: Türkiye’deki Kavramsal Kafa Nereye Kadar?
59. Venedik Bienali pandemi sonrası 3 yıl aradan sonra yeniden izleyiciyle buluştu. Tam bir görsel şölene dönüşen bienalin 2000’li yıllardan sonra artık şova dönüştüğü konusu ise hala tartışılıyor. Hatta Beral Madra bu konuda: “ Dünyanın en büyük sergi etkinliği olarak nitelendirilen Venedik Bienali Eşitsizlik ve Neo-kapitalist emellerin ikilem halinde doruğa ulaştığı heterojen bir etkinliktir. Kapitalist...