EN ÇILGIN RÜYALARIN ÖTESİNDE Weimar, yüz yıldan beri uğursuz bir kelime ve tüm dünyada bugün Weimar Cumhuriyeti deyince akla aynı şey gelmekte: Kamu otoritesinin politik, ekonomik, toplumsal düzeni sağlamakta yetersiz –hatta çaresiz– kaldığı, özgürlüklerin suiistimal edildiği ve büyük bir yozlaşmanın yaşandığı korkunç bir medeniyet cangılı. Bu imajın uzantısı olarak Weimar döneminde dolaşıma giren radikal fikirler...
Son Yazılar:
MODERNİZMDE PSİKOLOJİNİN ETKİLERİ
1 Mayıs: Stilize edilmiş sınıf, ideolojik talepler ve toplumsal gerçeklik
VAROLUŞ FELSEFESİNİN İLK ROMANI: YERALTINDAN NOTLAR
Güneş Kutbuna Doğru: James Webb
İmgenin Görüntüsel Belleği: Sinemada Şiirsellik
Paul Eluard: Aşktan “Özgürlük”e Taşırılan İzlekler
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Kategori: Kritik
Depresyona Karşı Şiir ya da Direniş
Vahşi bir çağdayız, güncellenmiş bir ortaçağın içindeyiz sanki. Küçücük botlara sığmaya çalışan mülteciler, açılan, kapana ya da duvar örülen sınırlar, savaşlar, ekonomik krizler, her yanda pörtleyen polis devletleri; kıssaca her geçen gün nefes almayı zorlaştıran küresel sistem. Dünya çapında korku, panik dalgaları yaratan, herkesi herkesten şüphe eder pataloji yaratan, kalabalık yerlerden korku doğuran salgın hastalıklar....
Çağdaş Cumhuriyetçilik: Liberalizme Bir Alternatif mi?
Cumhuriyetin ilanının yüzüncü yılı vesilesiyle Türkiye’de “cumhuriyet” pek çok düzlemde olduğu gibi kavramsal düzlemde de tartışılıyor. Bu tartışmalarda cumhuriyetin bir rejim biçiminden, hükümdarsız bir yönetimden ibaret olmadığı tekrarlanıyor ve cumhuriyetin biçimsel boyutundan ziyade bir anlamda cumhuriyetin ruhuna, içeriğine vurgu yapılıyor: Cumhuriyet kimi zaman Montesquieu’nün Yasaların Ruhu kitabına atıfla “erdem”le, kimi zaman da bağımsızlıkla ve tahakkümsüzlükle...
SAYIN ATAERKİLLER!
Sayın ATAERKİLLER, Sayın GÖSTERİ DERGİSİNİN EDİTÖRLERİ; ‘80 şiiri kuşağının kadın kalemlerini dışlamaya çalıştığınız için çok büyük tarihi bir hata yaptınız. Ya da bilerek 80 kuşağının sınırlarını kendinizce yeniden çizmek istediniz. Her iki tavır da oldukça gerici olduğunuzu gösteriyor. Sayın kültür emperyalistlerinin elçisi genel yayın yönetmeni; size sesleniyorum, tarihi bir gerçeği değiştirme gücüne sahip değilsiniz, karar...
Sanatçı Olmanın Gündelik Yaşamdaki Hissiyatı Üzerine
Bilginin modern insanı kuşatan dönüşümü karşısında artık bildiklerimizle değil bilmediklerimizle övünebileceğimiz bir çağdayız. Bilginin gelişigüzel sağanağı altında korunmaya muhtaç kalan fikir ve duygu evreni için korunak olmaya en muktedir yöntemlerden biri; sanat. Başlangıçta klasik sanatın kusursuz, bizden çok uzaklardaki dünyalara ait büyük anlatılarıyla yola çıktık. Modern sanatla tek tek yerinden fırlayan yayların tınlamaları duyuldu ve...
ARENDT ve AGAMBEN’DE BİR İNSAN HAKLARI SORUNSALI OLARAK MÜLTECİLİK
Giriş İnsan haklarının öznesi olarak anlaşılan “yurttaş” kimliğini bir şekilde kaybetmiş olan insanları tanımlamak için kullanılan “mülteci” kavramı İnsan Haklarına ilişkin birtakım sorunları da beraberinde getirmiştir. İnsan Hakları ile yurttaşlığı birbirine bağlayarak bunları zorunlu bir ilişki içinde tutmak aynı zamanda ulus-devletin devamlılığına da hizmet etmiş ve bu durum sistemin dışında kalması muhtemel...
BENJAMİN ve KENT İZLENİMLERİ: PARİS, BERLİN, MOSKOVA
Giriş Bu çalışma, Walter Benjamin’in Pasajlar adlı eserinin bölümlerinden birini oluşturan “19. Yüzyılın Başkenti Paris” adlı metindeki Paris izlenimlerini, Bin Dokuz Yüzlerin Başında Berlin’de Çocukluk adlı eserindeki Berlin izlenimlerini ve son olarak Moskova Günlüğü’ndeki Moskova izlenimlerini aktarmaya çalışarak, Benjamin’in bu kentler hakkında paylaştığı fikirler aracılığıyla kent sorunsalını politik ve estetik bir tartışma açısından ele almaya...
Bir Baba’ya Yas: Erkin Koray’a 2000 Sonrası Bir Gözden Bakış
Bir Baba daha yitti. Kendisi hakkında eminim daha öncül şeyler söyleyebilecek, sırası benden önce gelen insanlar vardır. Ne var ki ister 7 ister 77 yaşında olun Erkin Koray ismi her kulakta bir şeyleri çağrıştırır. Her şeyden önce 60’ların yetiştirdiği bir Cumhuriyet meyvesidir Erkin Koray. Yé-yé ve Underground’la tanıştırır Türkiye’yi. Kelimenin tam anlamıyla bir ‘devrimci’dir. Konuşulması...
I. DÜNYA SAVAŞI SONRASINDA AVRUPA’DA SANAT VE AMERİKAN SOYUT DIŞAVURUMCULUĞU
1933’te iktidara gelen Alman Nazizm’inin uyguladığı dış politikalar ve 1920’lerde tırmanan İtalyan faşizmi II. Dünya Savaşı’nın çıkmasının en önemli sebepleri olmuştur. Küresel düzeyde dış politika üreten devletler de bu sürecin savaşa dönüşmesini engelleyememişlerdi. Ağustos 1930’da Almanya, Sovyetler Birliği ile Sovyet Saldırmazlık Paktı anlaşmasını imzalamış, Polonya 1 Eylül 1939 yılında işgal edilmiştir. Bu durum II. Dünya...
Global Modernite Sürecinde: MARKSİSTLER NE YAPMALI?
Marx, modern düşünsel ve siyasal tarihte anıtsal bir kişidir. Bize kavramsal bakımdan zengin, törel (ahlaksal) bakımdan esinleyici büyük bir kalıt (miras) bırakmıştır. Bununla birlikte Marx, Marksist olmadığını söylediğinde kendisini ciddiye almalı, buna bir bon mot (şaka) gözüyle bakıp geçmemeliyiz. Marx, yandaşı olduğunu açıklamış pek çok kişinin bilmediği bir şeyi, kendisinin bir 19.yy insanı olduğunu ve...