Güzel haber işte buna denir! İstanbul’da, tiyatrocuların geleneksel Pazartesi tatili hariç, her gece perde açan tiyatro sayısı, öyle böyle derken, 55’dir. Bu sayıya kurumsal tiyatro olarak Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatrosu sahneleri dahildir. Onlar, toplam koltuk sayısı, diğer deyişle izleyici sayısında rekor kırıyorlar: 2 bin 800 koltuk hemen her gece doluyor. Hele Şehir Tiyatrosu’nda oyunlar...
Son Yazılar:
György Lukács’ta Devrimci Öznelliğin Marksizmi
Korku komedisi “The Menu” gurmece züppeliği irdeliyor
DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINIYLA AİLE
An Olarak Sahne, Hafıza Olarak Sinema: İki Aracın Ayrışan Estetiği
Masalların ve rüyaların yönetmeni: Leos Carax
Resim sanatının sokak çocuğu Rulez Duande Galeri’de
VEYSEL BATMAZ YOUTUBE KANALINDA ARİF DİRLİK’İ ANLATIYOR…
Kum Saatleri (Öykü)
ŞİİRDEN TABLOYA YANSIYAN “SİS”Lİ BİR BAKIŞ
İsla-Rokoko: Bir Çöküş Estetiği
Paul Tillich: Kategorilerin Ötesinde Bir Adam
Sineklerin Tanrısı: Güç Mücadelesinin ve Medeniyetin Kırılganlığının Alegorisi
Peki Amerika’daki Madun Konuşabilir mi? Kurtlarla Dans Filmi Üzerine Notlar
DÜNYA İŞÇİLERİNİN GENERALİ FRİEDRİCH ENGELS
Hepimiz o yırtıktan düşüverdik Yeraltı’na!
Abbas Kairostami: İslam Cumhuriyeti’nin Caudine Çatalları Altında Bir Kaleydoskop
Bir Parasız Yatılının Kuşatması
ARTANKARA 2024 ULUSLARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI: BİR ELEŞTİRİ
Dil ve Kültürün Ayrılmazlığı: Speak No Evil
Kategori: Manşet
SUSKUN MÜNEKKİTLERİZ
Ah o münekkit! Çok sık hatırlatıyor kendini. Çok sık hatırlıyorum bugünlerde. Müstehzi bakışlarını. Tasvipkâr olmayan… Hem nasıl olsun? Zordu, münevver bir münekkit olmak. İnşa, inşa, inşa… Hep çalış. Kendi üstünde, başkalarında… Çalışılabilir miydi sahi ona göre? Bunu hiç sormamıştım. Hem ortada değil miydi her şey? Tenkitçiler neden azalmıştı? İşine gelince iktidar odaklarından bahseden ülkemiz “sanatçısının”...
SALÂH BİRSEL: NESNELERİN İKTİDARINI SÖZEL İRONİYLE PARÇALIYOR
Bu makale, bir simgesel şair olan Salâh Birsel’in şiirlerinde sözlü, durumsal ve dramatik ironiyi ele alıyor. Analiz edilen metinler, 1950’li yıllardan gelmektedir. Birsel, şiirlerinde ironiyi ve yergiyi ustaca kullanırken kimi şiirlerinde espri, yergi ve ironi dozunu alabildiğine yükselterek dilde ve içerikte deneysellik ve mizahı yer yer anlamsızlığa ulaştırır. Böylece toplumcu-gerçekçi şiire yakın durmakla birlikte şiirde...
ÇAĞDAŞ SANATI ANLAMAK
20. yüzyılda teknolojinin gelişmesi ve sanatın değişime uğraması ile yeni teknikler, malzemeler ve yeni akımlar oluşmuştur. Dolayısıyla sanat farklı biçimlerle karşımıza çıkmaya başlamıştır. Teknolojinin gelişmesi ile sanatçılar kendilerini daha özgür ifade edebilmişlerdir. Ekspresyonizm, Kübizm, abstre expresyonizm, Op Art, Pop art gibi bu yüzyıla ait pek çok sanat akımları meydana gelmiştir. Bu akımlar, sanatçıların özgürleşmesi ile...
GANİ TÜRK İLE SÖYLEŞİ
“KENDİMİ SİL BAŞTAN YARATMAK İSTİYORUM.” biblohayat@hotmail.com Öncelikle yeni çıkan “Yazmak ve Bilinç Akışı” isimli son kitabınla yeni baskısı yapılan “Cennetin Havarileri” isimli ilk kitabın hayırlı olsun… İlk ve son kitaplarını birlikte çıkarmanın hikâyesi nedir? Bu nasıl bir duygu? Teşekkür ederim, var olasın. Evet, ilk eserim ve son eserim birlikte basıldı. Bu arada kitaplarım zamansizdergi.com’daki...
Suç Fiili Olarak Dikizleme
Sudaki yansımasından kendi imgesine çarpılan Narkisos’tan, Borges’in öyküsünde çoğaltma gücü nedeniyle korkulan aynalara, Camera obsuca’dan, Benjamin’in altını çizdiği modern yeniden üretme tekniklerine ve oradan herkesin gözetleyici-kaydedici olduğu günümüzün high-tech kültürüne; uygar insanın tarihi bir çeşit izleme-izlettirme uygarlığı ola gelmiştir. 50. yılında bir gözetleme-gözetleme klasiği olan Michael Powell’ın Pepping Tom filmi üzerinden, insan ruhunun karanlık...
“Vahşi Kent Ormanı”romanı üzerine
“Vahşi Kent Ormanı” romanı biçimselliğiyle, kurgusallığıyla, temalarıyla, metaforlarıyla, psikolojik çözümlemeleriyle, toplumsal yaraları deşme ve çırılçıplak bir şekilde deşifre etme cesaretiyle, törelerin darmadağın ettiği bireylerin savruluş hikâyeleriyle, hayatın ne kadar acımasız olabileceği gerçekliğiyle tam bir edebiyat şölenidir. Dışsal hikâyeler ile içsel hikâyeler iç içedir, bilinç akışı ile iç monolog anlatım teknikleri yan yanadır. Roman, akıcılığı ile...
BİLGİ ÇÖPLÜĞÜ OLMAK YA DA BİLGİCİLİKTEKİ KOFLUK
“İletişim çağı” masalı ile insanlık, karadelik gibi her şeyi kendine çeken bir bilgi çöplüğünün içine çekildi. Her gün milyonlarca “akıllı” telefon, internet, tv kanalıyla dünyaya yayılan denetimsiz sahte ve yalan bilgiler, dört yanımızı kuşatmış durumda. Bu çöplük bilgiler, neredeyse kendi doğamızın, kendi özümüzün düşmanı haline getirdi bizi. Ne tarafa dönsek üstümüze üstümüze gelen bu şişirme,...
BEDRİ BAYKAM İLE UTKU VARLIK’IN KOMET POLEMİĞİ ÜZERİNE
Bizler, “yapmamayı tercih ederim” diyemeyen “gönüllü katılımcılarız…” Keşke 2014 Dünya Kupası öyle olmasaydı! İçime oturmuştu ve unutamadığım bir yazdı o yaz. Tam da 2022 Kupası Katar’da devam ederken… Dönüp dönüp izliyorum hâlâ. Ne yaparsınız? Takıntı haline geliyor bazı şeyler. Ülkemiz kültür-sanatını bir müsilaj gibi kaplamış olan, yol almamızın önündeki büyük engel, intihal de öyle. Yukarıdan...
İLETİŞİM BİLİMLERİNİN TÜRKİYE’DEKİ KURUCUSU ÜNSAL OSKAY HOCA
12 Eylül 1980 faşist darbesi daha henüz olmamıştı. ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden (uluslararası ilişkiler de dahil) yeni mezun olan biri olarak ne yapacağımı bilemiyordum. SBF (Mülkiye) lisansüstü programına girerek askerlik tecili almak ve sonra karar vermek yapılan en yaygın ve akla uygun işti. O arada, hem AİTİA’da (Ankara İktisadi ve Ticari İlimler...